İnsan Haklarını Koruma Mekanizmaları
İnsan haklarını koruma anlayışı aslında somut olarak 17-18. yüzyılda başlayan, insanların doğuştan bazı hak ve özgürlüklere sahip olduğu düşüncesinin günümüze kadar geçen serüvenidir.
İnsan hakları, insanın doğuştan getirdiği olanak ve yetenekleri geliştirme, koruma ve sürdürmeyi amaçlar. Bu bağlamda insan haklarının korunması ve geliştirilmesinde hem insanlar hem de devlet birlikte çalışmalıdır. Çünkü insan hakları korunup geliştirildiğinde ancak toplumda huzur, barış ve düzen sağlanabilir ve böylelikle de dünya barışı korunur.
İnsan haklarını korumanın önemini üç açıdan açıklayabiliriz. Bunlardan ilki, her şeyden önce insan haklarının korunması ahlaki açıdan önem taşır. Yani insan hakları doğrudan doğruya insan kişiliğine ve onuruna bir saygıyı ifade ediyorsa, o zaman insan haklarına bağlılık, toplumsal-siyasal varoluşumuzun birinci ilkesi olmaktadır.
Bir diğer gerekçe, günümüzde modern devletlerin kendi işlevini düzen ve adaleti sağlamakla sınırlı görmemesi ve sivil hayatı da düzenleme çabasının kişilerin özgürlük alanlarına müdahale potansiyeli taşıyabilmesidir. Bu bağlamda, insan hakları devlet için bir sınır, kişiler içinse özgürlük ve adalet anlamına gelmektedir
Son gerekçe ise insan haklarının korunması, hem iç barışın hem de dünya barışının temelidir. Çünkü gerek bir toplumun içinde gerekse de uluslararası alanda barışın sağlanması için en önemli değer, insan haklarının temelini oluşturan özgürlüktür.
İnsan hakları korunursa, insanların doğuştan getirdiği olanak ve yetenekler gelişebilirToplumda huzur, düzen ve adalet sağlanır,Demokrasi anlayışı gelişir,İnsanlar arasında saygı, sevgi ve hoşgörü bağları güçlenir,İnsanların hem birbirlerine hem de devlete karşı güveni artar,Çeşitli olanaklar açısından güçlü olanlar güçsüz olanları ezemez,Bireylerde vatandaş olma bilinci artarak gelişir, böylelikle toplumun ve devletin varlığını sürdürmesi garanti altına alınır.
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından evrensel barışı sağlama amacıyla Milletler Cemiyeti kurulmuştur ama İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasını engeleyememiş ve kapatılmıştır. Aynı dönemde kurulan Milletlerarası Çalışma Örgütü (ILO) çalışma yaşamını düzenleyen ilkeleri oluşturmaya çalışmıştır. Hâlen BM bünyesinde faaliyetlerine devam etmektedir.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından 1945 yılında Birleşmiş Milletler Örgütü kurulmuştur. BM, farklı siyasal, ekonomik, ve sosyal yapılara sahip birçok ülkeyi kapsayan bir örgüt olduğu için insan haklarını koruma açısından etkili bir mekanizma geliştirememiştir.
Avrupa Konseyini oluşturan ülkeler benzer toplumsal, tarihi ve ekonomik yapılarda olmaları ve demokratik toplum ve hukukun üstünlüğünü kabul etmeleri nedeniyle daha etkili bir insan hakları koruma mekanizması geliştirebilmiştir.
Türkiye'de insan haklarını koruma mekanizmaları şunlardır; İnsan Hakları Başkanlığı, İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları, İnsan Hakları Üst Kurulu, İnsan Hakları Danışma Kurulu, İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi, İnsan Hakları İhlallerini İnceleme Heyetleri.
İnsan haklarını koruma amaçlı olarak uluslararası alanda faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri ise, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Uluslararası Hukukçular Komisyonu, İnsan Hakları için Uluslararası Birlik, Uluslararası PEN Kulübü, Uluslararası Af Örgütü'dür.