Kişilik

Bireyi tanımlayan görece dengeli özellikler seti şeklinde tanımlanan kişilik, insanların kendilerini ve diğerlerini nasıl gördüklerini ve değerlendirdiklerini, diğerlerini nasıl etkilediklerini, iç ve dış ölçülebilir özelliklerinin neler olduğunu ve birey -durum etkileşiminin nasıl gerçekleştiğini açıklayan bir kavramdır. Hem kalıtsal hem de çevresel faktörlerin kişiliğin oluşumunu etkileyen faktördir. Kalıtım, bireyin doğuştan elde ettiği fiziki yapı, cinsiyet, güzellik, kas ve refleks kapasitesi, enerji düzeyi, biyolojik ritim gibi anne babadan devralınan biyolojik, fizyolojik ve psikolojik özelliklerdir. Kişiliğin oluşumunu etkileyen çevresel unsurlar; aile, toplum ve kültür ve deneyim olarak ifade edilmektedir.

Kişiliğe ilişkin araştırmalar kişilik kuramlarını ortaya çıkarmıştır. Psikolojideki bu farklı bakış açıları nomotetik (kural koyucu) ve idiyografik (bireysel) yaklaşımlar olarak sınıflandırılmaktadır. Nomotetik kuramlar kişiliği, özelliklerin belirlenmesi ve ölçümü ile ortaya koymaya çalışırken, idiyografik kuramlar ise kişiliği tanımlamada her bireyin eşsizliğinin dikkate alınması gerektiğini savunmaktadır. Diğer taraftan Eysenck, kişiliğin önemli boyutlarını belirlemek için gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda kişiliğin iki önemli boyutu olduğu görüşünü ileri sürmüştür. Bunlar dışa dönüklük -içe dönüklük ve nevrotiklik-dengelilik şeklindedir. Her iki boyut açısından bireyin kişiliğinin ölçek üzerinde hangi noktada yer aldığı testlerle ortaya çıkarılmaktadır.

Cattell, Eysenck gibi testler ve çoklu istatistiksel yöntemler kullanarak oluşturduğu kişilik modelinde, kişiliğin bireyin günlük yaşam içerisinde belirli bir durum ya da ortamda ne yapacağını belirleyen faktörler bütünü olduğunu ifade etmektedir.

Kural koyucu yaklaşımların gerçekleştirdiği araştırmalar, beş faktörlü bir yapının kişiliği açıklayabileceği sonucuna varmıştır. Beş Büyük Faktör Kuramı olarak bilinen bu kuramın kavramsallaştırdığı boyutlar şu şekildedir: Dışadönüklük, duygusal denge, uyumluluk, sorumluluk, deneyime açıklık. Birey bu beş faktörün her biri için ölçeğin iki zıt kutbu arasında bir yerlerdedir.

Bireyleri tanımlayıp belli bir kişilik modelini ya da ölçüm aracını kullanarak karşılaştırabilmek amacıyla kişilikler arasındaki benzerlikleri ortaya çıkarmaya çalışan kuralcı yaklaşımların tersine idiyografik kuramlar, bireyin eşsizliği ve diğerlerinden farklı olan özellikleri üzerinde durmaktadır.

Freud’a göre kişiliğin id, ego ve süperego şeklinde kavramsallaştırılabilecek üç yönü vardır.

Freud, id ile süperego arasındaki çatışmayı dengelemek amacıyla egonun geliştirdiği birtakım savunma mekanizmalarından bahsetmektedir. Bu savunma mekanizmaları bireyin yaşadığı iç çatışmaları çözmesine yardımcı olmakta ve bu savunma mekanizmalarının bilinmesi bireylerdeki akılcı olmayan pek çok davranışın anlaşılmasına katkı sağlamaktadır.

Kişilik kuramlarının pek çoğu birtakım ölçüm araçları ile kişiliğin ölçülebileceğini ifade etmektedir. Kişiliği ölçmek amacıyla kullanılan yöntemler üç başlık altında incelenebilir: Objektif testler, projektif testler ve davranışsal ölçümler. Objektif testler, bireyin önceden hazırlanmış bir ifade setindeki maddelere doğru, yanlış ya da evet, hayır şeklinde cevap vermesi ile gerçekleştirilen testlerdir. Projektif testlerde bireylere, soyut bir şekil ya da resim gösterilmekte ve bireylerden ne gördüklerine ilişkin tanımlamalar yapması istenmektedir. Davranışsal ölçümlerde ise kontrol altındaki durumsal koşullarda bireyin sergilediği davranışı gözlemlemek esastır.