Çocuğun ve Ailenin Tanı, Tedavi ve Girişimlere Hazırlanması
Sağlığın korunması ve geliştirilmesine yönelik tıbbi ilerlemelere rağmen halen çocuklar hastalanmakta ve hastaneye yatırılması gerekmektedir. Hastaneye yatırılma çocuklar ve aileleri açısından oldukça stresli bir deneyimdir. Çocuklar hastaneye yatırılırken ve uygulanan girişimler sırasında endişe, regresif davranışlar, bağlılık ve ayrılık sorunları, aşırı hareketlilik, yalnız kalma isteği, öncesinde kazanılan becerileri yapamama gibi tepkiler verebilmektedir. Literatür incelendiğinde; çocuğun travmatik bir hastalık ve hastanede yatış süreci deneyimlediğinde taburculuk sonrası ebeveynden ayrılırken çok endişe yaşama, bağımsız olarak uygulanan becerilerde yardıma ihtiyaç duyma, huysuzluk nöbetleri, karanlıktan korkma, kâbus görme ve korkarak ağlama, uyumaya dalmada güçlük ve yemek yeme istememe gibi davranış problemleri gösterdikleri saptanmıştır. Hastaneye yatış süreci sadece çocuklar için değil; ebeveynleri için de oldukça hassas bir süreçtir. Ebeveynler için çocuklarını hastaneye yatırmakla ilgili en stres verici konular, çocuğun hastalığı ve iyileşmesi konusundaki belirsizlik, verilen tıbbi bilgilerin anlaşılmaması ve olağan ebeveynlik rollerinin bozulması olarak belirtilmektedir. Ebeveynler çocuğun hastalığı ve hastaneye yatırılışı sırasında acı, endişe ve suçluluk duyguları yaşamaktadırlar. Ayrıca hastane ortamında kullanılan tıbbi cihazlar ve hastalığın bilinmezliği karşısında kendilerini çaresiz hissetmekte ve kontrollerini kaybetmiş olarak görmektedirler. Bu nedenle aile merkezli bakım doğrultusunda ebeveynlerin çocukları ile hastanede kalmaları, tıbbi tanıya, hastaneye yatışa ve uygulanacak girişimlere yönelik bilgilendirilmeleri sağlanmalı ve bakıma dahil edilmeleri hedeflenmelidir. Hastaneye yatışa ve/veya invazif işlemlere bağlı olarak meydana gelen ağrı, anksiyete ve korkunun azaltılmasında psikolojik ve duygusal hazırlık programlarının etkili olduğu görülmektedir. Bu yüzden çocukların korku ve endişelerini azaltmak için daha önceden hastalıkları ve yapılacak girişimler konusunda bilgilendirilmeleri sağlanmalıdır. Tıbbi işlemler öncesinde çocuğun hazırlanması, çocuğun ve ailenin kaygı düzeylerini azaltmaya yardımcı olur, çocuğun iş birliği yapmasını kolaylaştırır, çocuğun ve ailenin işlemlerle başa çıkma becerisini destekler, çocuğun ailesi ve sağlık çalışanlarıyla arasındaki güveni arttırarak hastalığın getirdiği zorlukları daha kolay atlatmasını sağlar. Ayrıca uygun bir hazırlık aşaması çocuğun stresle başa çıkmasına yardımcı olur. Çocuklara uygulanacak girişimler öncesi işlem hakkında yeterli bilgi verilmelidir. Bu bilgilendirme aile merkezli bakım doğrultusunda çocuğun ve ailesinin hakkı olarak kabul edilmektedir. Literatürde hastalıkları tanımlayan veya tedavi eden uygulamaların tümü, tıbbi işlem olarak tanımlanmaktadır. Tıbbi korku, tıbbi işlem veya tıbbi personelle ilgili deneyimler veya hastane ortamında sağlık durumlarının değişmesi ile ilgili olan bir korkudur. Çocuklarda tıbbi işlem korkuları olarak doktor ve hemşire korkuları, hastaneye yatma, iğne, ameliyat olma, kan aldırma, vücut bütünlüğünün bozulması, ölüm ve aileden ayrılma gibi korkular görülmektedir. İnvazif işlemlere bağlı korkunun azaltılmasına yönelik yapılan çalışmalar incelendiğinde, yapılacak işlemlerle ilgili eğitim verildiğinde ve hazırlık yapıldığında çocukların korku düzeylerinin azaldığı kaza durumunda gözlenmiştir. Çocuğa henüz sağlıklıyken bilgi vermek, çocuğun hastalık veya kazadurumunda hastaneye yatması gerektiğinde tedaviyi daha kolay kabul etmesini sağlayarak tedavi sürecinin hızlanmasına yardımcı olmaktadır. Ailenin çocuğa hastane başvurusu öncesinde hastanede yapılacak işlemler hakkında bilgi vermesi ve sağlık çalışanlarının çocuğa ve ailesine yönelik güven verici ve sevgi odaklı yaklaşması ve işlemler hakkında bilgilendirmesi korkunun ve kaygının azalmasında önemli etkenlerdir.
Hastalık hakkında bilgi verilirken çocuğun yaşı ve gelişimsel düzeyi dikkate alınmalıdır. Çocuğa uygulanacak tedavi, yapılacak girişimler hakkında verilen bilgi basit ve anlaşılır olmalıdır. Ağrı ve fiziksel rahatsızlıkların gerçekçi bir biçimde çocuğa açıklanması çocuğun doktoruna güvenini artırmaktadır. Kuklalar küçük çocuklara tıbbi muayene ile ilgili bilgi verme aracı olarak kullanılabilir. Çocuklara bazı tıbbi işlemlerin oyuncak bebeklerin üzerinde gösterilmesi kaygı düzeylerini azaltmaya yardımcı olabilir. Yaşça büyük olan çocuklara stetoskop gibi sağlık gereçlerine dokunmasına izin verilerek çocuğun tıbbi aletler karşısında daha rahat hissetmesi sağlanabilir. Tıbbi işlem korkusunu en aza indirmek için atravmatik bakım ile aile merkezli bakım uygulamaları tavsiye edilmektedir. Atravmatik bakımın uygulanabilmesi için çocukların tıbbi işlemlere hazırlanmaları, tıbbi işlemlerin öncesinde ve sonrasında desteklenmeleri gerekir. Aile merkezli bakım modeli doğrultusunda invazif girişimler ya da ameliyat sonrası bakım sürecinde aileler çocuklarının yanında kalmakta, bu durum hem çocuğun hem de ailesinin kaygı ve korku düzeyinin azalmasında yardımcı olmaktadır. Tıbbi işlemler sırasında hikâye anlatma, cümle tamamlama ve resim çizdirme gibi oyunlar oynanabilir. Bu tür oyunlar çocuğu rahatlatmasının yanı sıra çocuğun korkularını ve sağlığını ilgilendiren konuları öğrenmek için de kullanılabilir.