Çocuğun Yüksek Yararı Kavramı, Unsurları, Uygulama Ölçütleri

Çocuğun yüksek yararı kavramı Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de farklı yerlerde geçmektedir. Fakat ilk geçtiği ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde dikkate alınması gereken ilke olarak 3. maddede kendisine yer bulmaktadır.

İlke, yalnızca devlet veya ebeveynlere değil her ikisine de sorumluluklar yüklemektedir. Çocuklarla ilgili her türlü hukuki işlemde ilkenin dikkate alınması anlamına gelmektedir. 3. maddenin yanı sıra 9. madde, 18. madde, 21. madde, 37. madde ve 40. maddede ilkeye yer verildiği görülmektedir.

İlkenin gelişim süreci, babanın egemen olduğu anlayıştan çocukların da hakkın öznesi olarak temel hak ve özgürlükleri kullanabilecek bireyler olmaları ve diğer kişilerin hakları arasında menfaati gözetilecek grup olarak gelişmesiyle açıklanmaktadır.

Kavramın tanımının net bir şekilde verilmemiş olması eleştirilmiş olsa da değişen ve gelişen durumlara göre çocuk bakımından en faydalı durumun tercih edilmesi bakımından olumlu karşılanmaktadır.

Yani bu ilkeyle birlikte çocuğu ilgilendiren herhangi bir işlem gerçekleştirileceği zaman bu işlemi yapacak makam ilkeyi dikkate alacak ve çocuk açısından en faydalı görünen sonuca gidecektir. Bunu yaparken de ilkenin sınırlarının Sözleşme’yle sınırlanmaması sebebiyle en olumlu olacak sonuca gidilebilecektir.

İlkenin iki ana işlevi olduğu belirtilmektedir. Bunlar ilkenin sürece ve sonuca yönelik olmasıdır. Çocukların kendilerine tanınan haklardan yararlanabilmesi sürece ilişkin olandır.

Yani hem çocuklara tanınan haklardan tam olarak yararlanmalarının yolu açılmalı hem de karar alma sürecinde ilkenin uygulanması sağlanmalıdır. İlgili sürecin sonunda çocuk açısından en faydalı olanın seçilmesi de sonuca yönelik işlevi ifade eder.

Zermatten ilkenin üç ana unsuru olduğunu belirtir: Usul kuralı olması, yorum ilkesi olması ve bir hak olması. Daha sonra ilkeye ilişkin getirdiği yorumda Çocuk Hakları Komitesi’nin de ilkeyi aynı unsurlar ile ifade ettiği görülmektedir.

İlkeye bir yorum aracı olarak bakıldığında ise olası sonuçlar arasından çocuk için en iyi ihtimali ortaya koyan yorumun seçilmesi amaçlanmaktadır.

Burada çocuk açısından ortaya çıkabilecek birden fazla olumlu sonuç yer almaktadır. Bu birden fazla ortaya çıkabilecek yorumlar arasından çocuğun en fazla faydayı sağlayacağının seçilmesi hedeflenmektedir.

Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına bakıldığında ilk dikkat çeken husus kullanım birliğinin olmadığıdır.

Mahkemece ilke dört farklı kavram ile ifade edilmektedir: Çocuğun yüksek yararı, çocuğun üstün menfaatleri, çocuğun üstün yararı, çocuğun yüksek menfaatleri.

Bununla birlikte dikkat çeken bir başka istatistik ise yapılan bireysel başvuruların büyük kısmının aile hayatına saygı hakkına ilişkin olmasıdır.

Ayrıca, eğitim hakkı, seyahat özgürlüğü, kişi özgürlüğü ve güvenliği, işkence ve kötü muamele yasağı, yaşam hakkı, maddi ve manevi bütünlüğün korunması ve adil yargılanma hakkı gibi haklara ilişkin de başvuruların yapıldığı görülmektedir.

İlk olarak ilke maddi bir hak olarak ele alınmaktadır. Buna göre çocuğun yüksek yararı farklı menfaatlerin değerlendirilmesi sürecinde birincil olarak ele alınacaktır. Bununla birlikte çocuklara ilişkin alınacak karar sürecinde bu hakkın kullanılmasının güvence altına alınması da ifade edilmektedir.

Yorum ilkesi olarak bakıldığında Zermatten bu unsuru, yetişkinlerin çocuk üzerinde sahip olduğu gücün sınırlanması ve yetişkinlerin çocuğun yerine karar alma yetkisinin, kendi adına karar vermede çocuğun muhakeme gücü eksikliği ve tecrübesizlik hallerinde mümkün olabileceği şeklinde tanımlar.

Komite ise bir işlem birden fazla yoruma sahip olabiliyorsa çocuğun yüksek yararına en uygun olanın seçilmesi olarak ifade etmektedir.

Usul kuralı olarak ise çocukla ilgili karar alma sürecinde çocuğun yüksek yararı ilkesinin belirlenmesi ve uygulanması noktasında usuli güvencelerin sağlanması, çocuğun yüksek yararının belirlenmesinde ilkeye riayet edilip edilmediğinin tespiti ve çocuğun yüksek yararına nasıl öncelik verildiğinin ortaya konabilmesi amaçlanır. Bu unsur sürece ilişkin bir yükümlülük yüklemektedir.