Ahlaki (Moral) Gelişim

Ahlaki ya da moral gelişim, bireye doğru ve yanlışla ilgili ölçüler arasında ayırım yapma gücü kazandıran ve onu toplumsal davranış bakımından giderek daha yetenekli duruma getiren olgunlaşma sürecidir. Bu süreç, toplum içerisinde nasıl davranılması gerektiğinin farkında olmaktır. Ahlaki gelişim, bir toplumdaki değerlere sorgusuz sualsiz bağlanmak anlamına gelmez. Topluma etkili uyum sağlamak amacıyla değerler sistemi oluşturmak anlamına gelir.

Ahlaki Gelişime Farklı Yaklaşımlar

Toplumsallaşma Odaklı Yaklaşımlar

Çocukların ahlaki gelişimini anlayabilmek için toplumsallaşma süreci ve bu süreçte aile ve toplumun oynadıkları rollerin etkileri üzerine odaklanmıştır. Aile, okul ve toplumsal ilişkiler gibi çevresel etmenler, çocukların ahlaki gelişimlerini ciddi bir şekilde etkiler. Çocuklar, pekiştireç veya ceza yoluyla ya da erişkinlerin davranışlarını model alarak ahlaki gelişimde ilerleme kaydederler.

Psikanalitik Yaklaşım

Freud, ahlaki gelişim için çocukların kişiliklerinde süperegonun gelişmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Süperego, bireyi toplumsal kurallara uyumlu davranışlar yapmaya zorlarken, uyumsuz davranışlardan vazgeçirmeye çalışır. Süperego, çocuğa ebeveynleri tarafından yöneltilen ödül -ceza uygulamalarıyla gelişen toplumsal değerlerin içsel temsilcisi olarak görev yapar.

Erik Erikson, psikanalatik yaklaşımlar doğrultusunda ahlaki gelişimi açıklayan bir diğer kuramcıdur. Erikson’a göre ahlaki gelişim, erişkinliğin ilk yıllarına kadar devam etmektedir. Erikson, süperego gelişimini 8 aşamalı insan evrelerinin 3. aşamasında (girişimci -suçluluk) oluştuğunu ileri sürmüştür.

Bilişsel Odaklı Yaklaşımlar

Bilişsel odaklı yaklaşımlardan en etkili iki isim, Jean Piaget ve Lawrence Kohlberg’dir. Piaget’in kuramı daha önce geliştirilmiştir. Kohlberg ise Piaget’in kuramından son derece etkilenmiştir

Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı

Piaget, çocukların oyunun kurallarına dair anlayışlarının benmerkezcilik, başlangıç hâlinde iş birliği ve gerçek iş birliği aşamaları şeklinde geliştiğini açıklamıştır. Piaget, ahlaki gelişimi dışa bağlı (heteronom) dönem ve özerk (otonom) ahlak dönemi şeklinde iki başlıkta incelemiştir.

Benmerkezcilik: 4 -7 yaş grubundaki çocuklarda ben merkezli kurallara uyma davranışı vardır. Çocuklar oyunun ortak kurallarının farkındadır; ancak çocuklar, oyunu kurallarına göre oynadıkları konusunda ısrar ederler.

Başlangıç hâlinde iş birliği: 7 -10 yaş grubundaki çocuklarda oyun daha sosyal niteliklidir. Piaget, ahlaki gelişimin bu ilk dönemini dışa bağlı (heteronom) dönem olarak adlandırmıştır. Bu dönemdeki çocuklar davranışın iyi ya da kötü olduğuna karar verirken davranışın yol açtığı sonuçları göz önünde tutarlar. Eğer davranış olumsuz sonuçlara yol açıyorsa o davranış kötü olarak değerlendirilir.

Gerçek iş birliği: 11 -12 yaş grubunda, yani soyut işlemler dönemine ulaşana kadar çocuklar, kuralları tutarlı bir şekilde takip edemezler. Piaget, bu çağdaki çocukların doğru ve yanlışa dair ahlaki değerlendirmelerde bulunurken davranışın sonucundan çok davranışı yapan kişinin niyetine dikkat etmeye başladıklarını gözlemiştir. Ahlak gelişimindeki bu ikinci dönem ise Piaget tarafından özerk (otonom) ahlak dönemi olarak adlandırılmıştır.

Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramının Düzeyleri ve Aşamaları

l. Düzey: Gelenek Öncesi Ahlak Düzeyi

Bu düzeydeki bir çocuk, henüz neyin doğru, neyin yanlış olduğuna ilişkin toplumsal kuralları benimsememiş ve içselleştirmemiştir. Bu düzeyde çocuklar dışsal kurallara bağlıdır.

1. Aşama: Ceza ve İtaat Eğilimi

Çocuk, bir dizi sabit ve değişmez kuralın güçlü otoriteler tarafından belirlendiğini ve bu kurallara hiç sorgulamadan uyulması gerektiğini düşünür. Bu aşamanın özelliği ‘Yapmamalıyım; çünkü cezalandırılmak istemiyorum.’ mantığına dayanmaktadır.

2. Aşama:Saf Çıkarcı Eğilim

Çocuk, çevresindeki insanların gereksinimlerinin farkındadır ancak önceliğin kendi ihtiyaçlarının giderilmesi olduğunu ifade eder. Bu aşamanın özelliği ‘Yapmamalıyım; çünkü kişisel çıkarlarım var.’ mantığına dayanmaktadır.

II. Düzey: Geleneksel Ahlak Düzeyi

Kişinin neyin doğru, neyin yanlış olduğuna dair toplumsal kural ve düzenlemeleri kabul ettiği ve benimsediği ahlaki gelişim düzeyidir.

3. Aşama: İyi Çocuk Yönelimi

Çocuk ailenin ve yakın çevresinin beklentilerini karşılaması ve "iyi” davranışlar sergilemesi gerektiğine inanır. Bu aşamanın özelliği ‘Yapmamalıyım; çünkü insanların beni beğenmesini istiyorum.’ mantığına dayanmaktadır.

4. Aşama: Kanun ve Düzen Yönelimi

Çocuk toplumu bütün olarak ele almaya başlar, önemli olan kanunlara uymak, otoriteye saygı göstermek ve toplumsal düzenin sürdürülebilmesi için bireylere düşen görevleri yerine getirmektir. Bu aşamanın özelliği ‘Yapmamalıyım; çünkü kanunları çiğnememeliyim.’ mantığına dayanmaktadır.

III. Düzey: Gelenek Sonrası Ahlak Düzeyi

Kanunlar, toplumsal kurallar ve düzenlemeler değiştirilemez ve sorgulanamaz mutlak emirler olarak değil, toplumsal düzeni sağlayan ve insan haklarını güvence altına alan yararlı, ancak değiştirilebilir mekanizmalar olarak görülür.

5. Aşama: Toplumsal Sözleşme Eğilimi

Kişiler iyi bir toplumu oluşturan şey nedir diye sormaya, toplumun sahip olması gereken insani değer ve haklar konusunda düşünmeye başlarlar. Bu aşamanın özelliği ‘Yapmamalıyım; çünkü zorunluluğum yok.’ mantığına dayalı olarak açıklanabilir.

6. Aşama: Evrensel Ahlak İlkeleri Yönelimi

Kişi toplumsal kural veya yasalardan bağımsız olarak ahlak anlayışını insan haklarına dayalı temel birkaç ilke çerçevesinde şekillendirecektir. Kohlberg’e göre her birey altıncı aşamaya ulaşamamaktadır. Bu aşamanın özelliği ‘Yapmamalıyım; diğerleri ne söylerse söylesin bu doğru değil.’ mantığına dayalı olarak açıklanabilir.

Ahlaki Gelişime Farklı Bir Yaklaşım: Carol Gilligan’ın Görüşleri

Gilligan, kadınların ahlak anlayışının merkezinde haklar ve kurallar değil, kişiler arası ilişkiler ile şefkat gösterme ve bakım verme sorumluluğunun olduğunu vurgulamıştır. Erkek bakış açısının tersine, çevreyle yakın ilişkiler kurarak bir bütün içinde yaşamını sürdürme kadınlar açısından daha ideal durum olarak görülmektedir.