Gebe ve Emzikli Beslenmesi
Giriş
Gebelik öncesinde ve sürecinde beslenme durumu, annenin ve bebeğinin sağlığı, bebeğin gelişimi üzerinde etkilidir. Beslenme sorunlarının başlıca nedenleri; gebelik ve emziklilikte artan gereksinimlere uygun olarak günlük beslenmeye eklemelerin yapılamaması, ekonomik yetersizlikler, besin alımının azalması, yanlış besin seçimi, besin hazırlama ve saklamada yapılan yanlış uygulamalardır. Bu ünitede gebelikte ve emziklilikte beslenme ele alınacaktır.
Gebelik Döneminde Beslenme
Bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesini etkileyen yaş ve genetik faktör değiştirilemezken; yanlış beslenme değiştirilebilir. Yetersiz ve dengesiz beslenme, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, bedensel ve zihinsel gelişimin bozukluğu ve ölü doğuma sebep olabilmektedir.
Gebelikte Enerji ve Besin Ögeleri Gereksinimleri
Enerji: İlk trimesterde gereksinimde ihmal edilebilir bir artış olur. İkinci trimesterde ortalama ekstra 335 kkal/gün, üçüncü trimesterde 450 kkal/gün ve gebelik öncesi normal BKİ ’ne sahip gebede ek enerji gereksinimi ortalama 275-500 kkal/gün kadardır.
Karbonhidrat: Gebede, intrauterin büyüme için ana enerji kaynağı olduğundan, sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için sağladığı enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır.
Protein: Proteinler, büyüme, gelişme ve insan hücreleri için yapısal bileşenlerin onarımında önemlidir. Günlük tavsiye edilen alım 1,1 g/kg veya ikinci trimesterden itibaren günde yaklaşık 71 g’dır.
Yağ: Enerji kaynağı olarak ve A, D, E ve K gibi vitaminlerin emiliminde önemlidir. Total kalorinin % 25-35’ine kadar diyette alımı önerilir.
Folik Asit: Yetersizliği nöral tüp defekti (NTD), erken doğum ve düşük doğum ağırlığı riskinde artış ve intrauterin gelişme geriliğine sebep olmaktadır. Günlük dozu, düşük riskli kadınlarda 400-500 µg, yakın akrabalık, aile öyküsünde veya kişide NTD varsa 4.000 -5.000 µg verilmektedir.
İyot: TiroiT hormonlarının üretimi, bebeğin büyümesi ve beyin gelişimi için gereklidir. Yetersizliğini önlemek adına Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) gebe ve emziren kadınlar için, tuzun iyodizasyonunu ve iyot desteğini önermektedir.
Demir: Demir eksikliği anemisi, erken ve düşük doğum ağırlıklı doğma riskini artırmaktadır. DSÖ, düşük doğum ağırlığı, maternal anemi ve demir eksikliği riskini azaltmak için gebe bakımının bir parçası olarak günlük oral destek ( 30-60 mg elementer demir) önermektedir.
Kalsiyum: Gebelikte yeterli miktarda tüketimi, sonraki dönemde osteoporoz riski açısından kadınları korumaktadır. Kemik gelişimi ve mineralizasyonunun yanı sıra anne sütü üretiminde de gereklidir. Günlük alımı yetişkinler için 1000 mg ve adölesanlar için 1300 mg'dır. Gebelik ve emzirmede bu miktara ek 3-4 porsiyon kalsiyumdan zengin besinlerle ulaşılabilir.
Vitamin D: Gebelikte yetersizliği yenidoğanda iskelet ve kalsiyum homeostazisinde bozukluklar, raşitizm, kırıklar, rikets, kemikleşmede gecikme ve hipokalsemiye sebep olmaktadır. Türkiye ’de 12 haftalıktan itibaren gebelik süresince ve doğum sonrası altı ay olmak üzere toplam 12 aydesteği uygulanmaktadır.
Vitamin A: Günde 10.000 IU’dan fazla takviyesi (günlük önerilenin 4 katı) yarık dudak veya damak riskini artırır, hidrosefali ve kalp defektlerine yol açar.
Vitamin B 12: Eksikliği preeklampsi ve düşük doğum ağırlığı ile ilişkili yüksek seviyedeki homosistein ile ilişkilendirilmiştir.
Emziklilik Döneminde Beslenme
Annenin beslenme şekli süt miktarını ve kalitesini etkilemektedir. Büyüme geriliğinin en önemli nedeni yetersiz anne sütü alımıdır. Yetersiz beslenen çocuklarda enfeksiyon görülme riski artmaktadır. Bundan dolayı emziklilik döneminde enerji ve besin ögesi gereksinmesi çok önemlidir.
Emzirme, birçok yönüyle sağlık etmenlerini potansiyel olarak etkileyebilir. Emzirmenin başarılı olmasını etkileyen faktörler arasında emzirmenin süresi, emzirme döneminde yapılan diyetler bulunur. Emzirme, çocuğun bağırsak mikrobiyotasını ve bağışıklık sistemini etkiler.
Emzirme döneminde anne beslenmesindeki amaç kendi fizyolojik gereksinmesini karşılamanın yanı sıra vücudundaki besin ögesi gereksinmesini dengede tutmak ve böylece salgıladığı sütün gerektirdiği enerji ve besin ögesini zenginleştirmektir. Annenin besin ögesi gereksinimi kişisel ayrıcalıklar göz önünde tutularak önerilmelidir. Bu ayrıcalıklar, sık doğumlara bağlı depoların azalması, enfeksiyon sıklığı, beslenme yetersizliği, fiziksel aktivite ağırlığı gibi enerji harcamasını artıran etmenlerdir.
Emziklilik döneminde süt üretimi ilk gün 50 ml iken ilk 5 günde 500 ml, ilk bir ayda 650 ml, 3 ayda da 750 ml’ye kadar ulaşabilmektedir. Bundan dolayı 750 ml süt üretimi için 500 kkal’lik enerjiye gereksinim duyulmaktadır.
Anne Sütü
Hayata güzel bir başlangıç yapmak için yaşamın ilk 6 ayı önemli bir süreçtir. Bu süreçte bebeğin gelişimine en büyük yardımcı anne ve annenin sütüdür. Anne sütü bebeğin ihtiyaçlarına göre ayarlanan, besin değeri ve kalitesi yüksek, kolay ulaşılabilen ucuz bir besindir. DSÖ ve UNICEF bebeğin ilk 6 ayında sadece anne sütü alması, altıncı aydan iki yaşına kadar olan süreçte ise uygun ek besinlere başlanarak anne sütünün alımına devam edilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Bebek; doğar doğmaz anne ile tanıştırılmalı, anne sütünü tatmalı ve ilk 6 ay boyunca sadece anne sütü verilmelidir. Ayrıca bebek her istediğinde emzirilmelidir.
Bilimsel çalışmalar, gebelik ve emziklilik döneminde annelerin yeterli ve dengeli beslenmesinin; hem kendi sağlığının korunabilmesinde hem de bebeğin sağlıklı doğması ve gelişmesinde etkili olduğunu göstermektedir. Toplum sağlığının iyileştirilmesi ve hastalıkların kontrolü adına gebelik döneminde ve emziren kadınlarda; yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması, beslenme sorunlarının önlenmesi, diyetin düzeltilmesi için eğitimler düzenlenmesi, besin zenginleştirme, vitamin ve mineral desteğinin yapılması önemlidir.