Beslenme ve Besin Öğeleri

Beslenme, enerji üretme, büyüme, çoğalma, gelişme gibi temel işlevlerin yerine getirilmesi ve sağlıklı yaşam sürdürülebilmesi için temel besin ögelerinin yeterli oranlarda alınıp vücutta kullanılmasıdır. Besinlerin bileşiminde bulunan kimyasal bileşenlere ise besin ögesi denir. Günlük diyetle fazla miktarda alınan besinlere “makro besin ögeleri”, vücudumuzun daha az miktarlarda ihtiyaç duyduklarına da “mikro besin ögeleri” denir. Makro besin ögeleri proteinler, karbonhidratlar ve yağlardır. Mikro besin ögeleri ise vitaminler, mineraller ve iz elementlerdir.

Besin Ögeleri

Makro Besinleri

Makro besinleri meydana getiren temel yapıtaşları vardır. Karbonhidratlar monasakkaritlerden, proteinler amino asitlerden, yağlar ise yağ asitlerinden oluşmaktadır. Makro besin ögelerinden karbonhidrat ve yağların asıl fonksiyonları enerji sağlamaktır. Proteinler ise öncelikle, vücut hücre ve dokularının inşa edilebilmesi için gereklidir. Normal beslenen yetişkinlerde günlük enerji ihtiyacının yüzde 55-60’ı karbonhidratlardan sağlanır. 1 gr karbonhidrat ve 1g protein 4 kkal, 1 gr yağ ise 9 kkal enerji sağlar.

Karbonhidratlar

Enerji dışında birçok önemli biyomolekülün (amino asit, nükleik asit, porfirin, kolesterol, mukopolisakkarit, glikoprotein gibi) sentezinde öncüldürler. Cn(H2O)n genel formülüne sahip olan karbonhidratların yapısını C, H ve O elementleri oluşturmaktadır. Monosakkarit birimlerinden oluşmaktadırlar. İki monosakkaritin birleşmesiyle disakkaritler oluşur. Maltoz, laktoz ve sakkaroz önemli disakkarit molekülleridir. Çok sayıda monosakkaritin birleşmesiyle polisakkaritler oluşmaktadırlar. İnsan ve hayvanlardaki en önemli polisakkarit glikojen, bitkilerde ise nişasta ve selülozdur.

Proteinler

Yapıtaşları amino asitler olan makromoleküllerdir. Yetişkin insan vücudunun ortalama %16’sını proteinler oluşturur. Proteinler büyüme, gelişme ve kendi kendini onarma gibi fonksiyonları yerine getirir. Proteinlerin; enzimatik kataliz, mekanik hareket, destek, taşıma, depolama, koruma, hormon gibi pek çok fonksiyonu vardır. Proteinlerin yapısında 20 standart amino asit ve birçok amino asitin türevleri bulunur. Proteinlerde bulunan 20 standart amino asidin hepsi de α–amino asittir. Standart amino asitler glisin, alanin, valin, lösin, metiyonin, izolösin, serin, prolin, treonin, sistein aspargin, glutamin, lizin, histidin, arginin, aspartat, glutamat, fenil alanin, tirozin, triptofandır. Organizmanın sentezleyemediği ve mutlaka dışlarıdan alınması gereken amino asitler de vardır. Bunlar esansiyel amino asitlerdir. Bileşimlerine göre proteinler iki gruba ayrılır: Basit proteinler ve bileşik proteinler.

Lipidler

Kimyasal bileşimini C,H ve O'nun oluşturduğu suda çözünmeyen organik bileşiklerdir. Canlılarda enerjinin depo formunu oluşturan lipitlerin steroller hariç yapı taşları yağ asitleridir. Yağ asitleri genellikle çift karbon sayılı (12-24) olup sahip oldukları çift bağlara göre doymuş ya da doymamış olabilir. Doymamış yağ asitlerinde çift bağlar cis konfigürasyonundadır. Vücutta sentezlenemeyen ve dışardan alınması zorunlu olan yağ asitlerine esansiyel yağ asitleri denir. İki veya daha fazla çift bağ içeren çoklu doymamış yağ asitleri esansiyeldir ve dışardan diyetle alınmaları gerekir. Omega 3 ve omega 6 grubu yağ asitleri esansiyeldir. Lipitler triaçilgliseroller olarak depo edilirler. Triaçilgiseroller, gliserolün serbest yağ asitleriyle yaptığı esterlerdir. Fosfolipitler ve glikolipitler hücre zarının temel bileşenleridir.


Mikrobesin Öğeleri

Mikrobesin ögeleri vitaminler ve minerallerdir.

Vitaminler

Vücudun gelişmesi ve birçok işlevini yerine getirebilmesi için çok az miktarlarda ihtiyaç duyulan organik maddelerdir. Enerji vermezler ancak birçok vitamin koenzim olarak enerji metabolizmasında enzimlerle beraber görev alır. Vitaminler suda ve yağda çözünenler olarak iki gruba ayrılır. Suda çözünen vitaminler tiyamin (B1 Vitamini), riboflavin (B2 Vitamini), nikotinik asit, pantotenik asit, piridoksin (B6 Vitamini), biyotin, folik asit, B12 vitamini ve askorbik asittir (C Vitamini). Yağda eriyenler ise A, D, E ve K Vitaminleridir. Vücut fonksiyonlarının düzenli bir şekilde yürüyebilmesi için su ve vitaminler kadar minerallere de gereksinim duyulur.

Mineraller

Biyokimyasal bakımdan en çok ihtiyaç duyulan mineraller sodyum, potasyum, klor, kalsiyum, fosfor, kükürt, magnezyumdur. Bunların dışında eser miktarlarda organizmanın gereksinim duyduğu mineraller de vardır. Bunlar; selenyum, mangan, bakır, demir, çinko, kobalt iyot ve flordur.

Su

Hücreler için en uygun çözücü ortam sudur. Bunu sağlayan su molekülünün kimyasal özellikleridir. Hücre, görevlerini bir sıvı sistem içerisinde gerçekleştirir. Su molekülü, hücrelerde serbest ya da bağlı olarak iki şekilde bulunur. Biyofonksiyonlarından dolayı hayatî önemi olan bir moleküldür.

Vücut fonksiyonlarının devamlılığı vücudun su dengesinin korunması ile mümkündür. Bunun için bir yetişkinin günlük ortalama 2-2,5 litre sıvı tüketmesi önerilmektedir. Vücut su hacminin %10 ve daha fazla azalması durumunda dehidrasyona bağlı olarak kas spazmı, böbrek işlev bozukluğu, kan dolaşımında yetersizlik gibi ölüme neden olabilecek ciddi sorunlarla karşılaşılabilir.