Çocukları Farklı Gelişim Kuramlarına Göre Tanıma

Gelişim kuramları çocuğucukları tanıma ve özelliklerini belirlemek amacıyla psikoseksüel, bilişsel ve sosyo-duygusal gelişim olmak üzere üç temel gelişim alanına odaklanmıştır.

Psikoseksüel Gelişim Kuramı

Sigmund Freud tarafından geliştirilen psikoseksüel gelişim kuramı, çocuğun kişilik gelişiminin ve cinsel işleyişinin doğumla birlikte bir sıra halinde evrensel bir dizi gelişim döneminden geçerek tamamlandığını öne sürer. Bu kurama göre psikoseksüel gelişim oral, anal, fallik, gizil (latent) ve genital olarak adlandırılan beş dönemden geçer.

Saplanma, belirli bir psikoseksüel dönemin bireyin yetişkin kişiliğine baskın bir biçimde etki etmesi sonucu gerçekleşir.

Fallik dönem, kişilik gelişiminde önemli bir süreç olan Oedipus kompleksini tetiklediğinden Freud bu döneme özel bir önem atfetmiştir. Oedipus kompleksi, erkek çocuğun babasının yerini alma ve annesinin sevgisini kazanmaya yönelik yoğun bir arzuyu ifade eder. Çocuk hadım edilme kaygısıyla baş edebilmek için bu kaygıyı bilinçdışında bastırır ve erkek cinsiyet rollerini benimseyip babasıyla özdeşleşir.

Kuram, 0-6 yaş arasını kapsayan ve erken çocukluk deneyimlerini içeren ilk üç dönemin yetişkin kişiliğini biçimlendirdiğimi öne sürer.

Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı

Piaget, çocukların dünyaya ilişkin anlayışlarını aktif bir şekilde inşa ettiklerine inanır.

Piaget’e göre, çocuklar deneyimlerini anlamlandırmak için şemalar kullanırlar. Özümseme, bireyin yeni karşılaştığı bir nesneyi veya durumu kendisinde öncede var olan bir şema ile açıklamasıdır. Uyum ise, bireyin karşılaştığı yeni bir duruma özgü bir şema oluşturmasıdır.

Piaget’e göre, bilişsel gelişim doğumla birlikte dört evreden geçerek gerçekleşir. Bunlar; duyusal-motor dönem, işlem öncesi dönem, somut işlemler dönemi ve soyut işlemler dönemidir.

Duyusal-motor döneminin en önemli gelişmesi nesne devamlılığı becerisinin edinmesidir.

İşlem öncesi dönemdeki çocukların bir özelliği benmerkezci olmalarıdır. Bir diğer özellik ise animizmdir.

Somut işlemler döneminde çocuklar mantıksal düşünmeye başlarlar. Bu dönemin önemli bir özelliği korunum becerisinin kazanılmasıdır.

Soyut işlemler döneminde bireyler problemleri çözerken daha sistematik düşünürler. Tümdengelim ve tümevarım akıl yürütme biçimleri bu dönemdekiler tarafından kullanılır.

Vygotsky’nin Sosyokültürel Bilişsel Gelişim Kuramı

Vygotsky, bilişsel gelişimde kültürel bağlamda gerçekleşen kişilerarası etkileşimlere odaklanan bir yaklaşım benimsemiştir. Ebeveynler ve öğretmenler çocuğun yapabildiği düzeyin üzerinde olan etkileşimler kurarak çocuğun düşünme biçimi için bir yapı iskelesi sağlarlar.

Yakınsak gelişim alanı, çocuğun yalnız başınayken elde etmesi çok güç olan ancak uzman kişilerin (ebeveynler, öğretmenler veya yetenekli akranlar vb.) yardımı ve rehberliğiyle elde edebileceği görev aralığını ifade eder.

Bağlanma

Bağlanma, bebek ve bakım veren arasındaki yakın duygusal bağı ifade etmektedir. Bebeğin yaşamın ilk yıllarında birincil bakım vereniyle (genellikle anneyle) kurduğu duygusal bağ onun sosyal ve duygusal gelişimini şekillendirir.

Mary Ainsworth, çocukların ne tür bağlanmalar geliştirdiğini ölçmek için yabancı ortam testi tasarlamıştır. Üç bağlanma stili ortaya koymuştur.

Güvenli bağlanan çocuklar annelerini (veya birincil bakım veren kişiyi) çevreyi keşfetmek için güvenli bir üs olarak kullanırlar.

Kaygılı/kararsız bağlanma örüntüsü olan çocuklar annelerinin onlara tepki vereceğinden ya da yardımcı olacağından emin olmazlar.

Kaçıngan bağlanma örüntüsü sergileyen çocuklar annelerinin ayrılığına tepkisiz kalırlar ve anne döndüğünde yakınlık göstermezler.

Erikson’un Sosyal Duygusal Gelişim Kuramı

Erikson, bireylerin sosyal gelişiminin doğumdan ölüme kadar süren sekiz evrelik bir süreçten geçtiğini önermiştir. Belirli bir sıra izleyen bu evrelerin her birinde o evreye özgü gelişimsel bir görev, bireyin çözmesi gereken bir psikolojik kriz (bunalım) bulunmaktadır.

Sekiz evrenin ilk dört evresinin çocuklukta, son dört evresinin ise ergenlik ve yetişkinlikte gerçeşir.

Erikson’un ilk psikososyal evresindeki temel görev bebeğin güven duygusu kazanmasıdır. Bu krizi başarılı çözemeyen bebeklerde ise güvensizlik duygusu oluşur.

Özerkliğe karşı utanç ve korku evresi bebeğin yürümeye başladığı dönemde ortaya çıkar. Güven duygusu kazanan bebekler bağımsızlık girişiminde bulunurlar. Bağımsızlık çabaları engellendiğinde bebekler kendilerinden şüphe ve utanç duyarlar.

Girişkenliğe karşı suçluluk evresindeki çocuklarda bitmek bilmez bir merak, enerji ve hareketlilik göze çarpar. Ebeveynler çocuğun sorumluluk almasını ve girişimcilik duygusunu engellerse, çocukta suçluluk duyguları ortaya çıkabilir.

Çalışkanlığa karşı yetersizlik duygusu evresi ndeki çocuklar enerjilerini bilgiye ve akademik becerileri öğrenmeye yöneltmeye hazır durumdadırlar. Çocuk çabasından dolayı sürekli eleştirilir ve ondan yaptığından çok daha fazlası veya azı beklenirse yetersizlik duygusu gelişecektir.