Fiziksel Risk Etmenleri
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) yayımladığı rapora göre toplam 3 milyar kişinin çalıştığı dünyada çalışanlar iş sağlığı ve güveliği açısından en çok fiziksel ve psikososyal risk etmenlerinden etkilenmektedir.
Çalışan sağlığı için risk teşkil edecek unsurlar işyeri ve çevresinin fiziksel özellikleri ile doğrudan ilgilidir.
Fiziksel risk etmenleri başlıca gürültü, titreşim (vibrasyon), aydınlatma, termal konfor, radyasyon ve basınç olmak üzere altı temel başlık altında incelenmektedir.
Gürültü en yaygın olan ve çoğunlukla göz ardı edilen önemli endüstriyel tehlikelerden biridir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise gürültüyü işitme kaybına yol açan, sağlığa zararlı olan veya başka tehlikeleri ortaya çıkaran sesler olarak ifade etmiştir.
Endüstriyel anlamda ise gürültü, işyerlerinde çalışanlar üzerinde fizyolojik ve psikolojik etkiler bırakan ve iş verimini olumsuz yönde etkileyen sesler olarak tanımlanır.
Gürültünün çalışan üzerine etkilerinden en önemlisi işitme kaybıdır. Bir işyerinde günlük ses seviyesi 85 dBA’yı geçmemelidir.
Titreşim bir denge noktası etrafındaki mekanik salınımdır.
Titreşimin özelliğini, frekansı, şiddeti ve yönü belirler.
İşyerinde titreşimin oluşması temelde iki sebebe dayanır.
Tekrarlanan yüksek titreşimlere maruziyet, kişinin çalışma ortamına bağlı olarak el -kol ve tüm vücut titreşimi olmak üzere iki genel tipte sınıflandırılır.
Titreşimin biyomekanik, psikolojik, fizyolojik ve patolojik olmak üzere dört etkisi vardır.
İşyerinde aydınlatma, işyerini kullanan herkesin sağlığı ve güvenliği için çok önemlidir.
İş yerinde zayıf aydınlatma kazalar ve yaralanmalar sonucu çalışma zamanı kaybı, devamsızlığın artması ve personel verimliliğinin azalması gibi sıralanabilir.
Aydınlatma kaynaklı tipik riskler ışık efektleri, yanlış aydınlatma tasarımı, uygunsuz aydınlatma kurulumu, bakımı, değiştirilmesi ve bertaraf edilmesi ve acil durum aydınlatmasının yanlış seçilmesi olarak sıralanabilir.
Aydınlatmada amaç; belirli bir aydınlık düzeyi elde etmek değil, iyi görme koşullarını sağlamaktır.
İyi bir işyeri aydınlatması yapılan işe göre; yeterli şiddette, tek düze, iyi yayılmış, gölge vermeyen ve göz kamaştırmayan aydınlatma şeklinde olmalıdır. Doğal aydınlatma ev, ofis, endüstri tesisleri ve tarihi mekânlarda kullanılmaktadır.
Bir işyerinin hava sıcaklığı, nem yoğunluğu, hava akım hızı ve radyant ısısı o işyerinin termal konfor şartlarını belirler.
İşyerlerinde termal konfor şartlarının çalışanları rahatsız etmeyecek, çalışanların fiziksel ve psikolojik durumlarını olumsuz etkilemeyecek şekilde olması esastır.
Termal konforun en yaygın kullanılan göstergesi hava sıcaklığıdır.
Termal konforu etkileyen faktörler, hem çevresel hem de kişiseldir.
İşyerindeki termal konfor düzeyini tespit etmenin basit bir yolu, çalışanlara veya güvenlik temsilcilerine (sendikalar vb) termal ortamdan memnun olup olmadıklarını sormaktır.
Fİşyerinde termal konforu kontrol etmek için altı önemli adım vardır.
Radyasyon elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerjinin emisyonu veya aktarımıdır.
Çalışma hayatında mesleksel, medikal ve doğal olmak üzere üç temel yoldan radyasyona maruz kalınmaktadır.
Radyasyon genellikle ya “iyonlaştırıcı” ya da “iyonlaştırıcı olmayan” olarak sınıflandırılır, birincisi genellikle ikincisinden daha fazla enerjiye sahiptir.
Radyasyonun tanısı beş duyu organımızla yapılamaz. "Radyasyon Dozimetresi” yardımıyla radyasyonun miktarı belirlenebilir.
Birim alana uygulanan kuvvete basınç denir.
Basınç sistemleri kullanıldığında, her işveren veya serbest meslek sahibi, güvenli bir işyeri ve güvenli iş ekipmanı sağlama görevine sahiptir.
Basıncın düşmesi nedeniyle, normal atmosfer basıncı altında dokularda erimiş olan gazlar serbest hâle gelir.
Basıncın 4 atmosferi aşması halinde, kişi solunum ile fazla azot alacağından, azot narkozu gerçekleşebilir ve vücutta karar vermede, düşünmede, istemli hareketlerde kötüleşme ve şuur çekilmesi, oksijen parsiyel basıncının artması nedeniyle ileri safhada komaya girme gibi rahatsızlıklar gözlenebilir.
Bu tür riskleri içeren işlerde çalışan kişiler genç ve tecrübeli olmalı, obez ve alkolik olmamalı, kronik solunum sistemi hastalıkları olmamalı ve akut KBB yakınmaları olmamalıdır.
Düşük ve yüksek basıncın işçiler üzerinde meydana getirdiği olumsuz etkiler bir meslek hastalığıdır.