Modernizm-Postmodernizm

Çağdaş sosyologlar toplumları evrimsel olarak üç aşamada sınıflandırır. Tarım devrimi sonucunda oluşan “tarım toplumu”, sanayi devrimi sonucu meydana gelen “sanayi toplumu” ve enformasyon devrimi sonucunda yapılanan “enformasyon toplumu”. Tarım toplumunda geleneksel kültür, sanayi toplumunda modern kültür ve enformasyon toplumunda postmodern kültür yapısı oluşmuştur.

Modernizm ve Sosyoloji

Modernizm, sanayileşme sonucunda ortaya çıkan toplumsal modeller (kalıplar) anlamına gelmektedir. Sosyologlar, 1750’li yıllarda Batı Avrupa’da başlayan Sanayi Devrimi ile birlikte görülmeye başlayan bütün sosyal kalıpları modernizm kavramı bağlamında ele alırlar. Modernleşme ise sanayileşme ile başlayan sosyal değişim süreci olarak tanımlanabilir.

Sosyoloji de, bilim olarak Sanayi Devriminin ve modernleşmenin toplumda yarattığı bunalımlara çözüm bulmak için ortaya çıkmıştır. İlk Avrupalı ve ABD’li sosyologlar modern toplumun doğuşunu ve insan üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerinin analiz etmeye çalışmışlardır. Bu bağlamda, sosyoloji modernizmin bilimidir.

İlk sosyologlar, sanayi toplumu ve modernizmi analiz etmişlerdir. Durkheim, Tönnies, Marx, Weber modern toplum ile geleneksel toplumu mukayese ederek, modernliğin bunalımlarını irdelemişlerdir.

Modernleşme

Modernliğin temel parametreleri; kapitalizm, sanayileşme, kentlilik, demokrasi, akılcılaşma, bürokrasi, uzmanlaşma, farklılaşma, bilimsel bilgi, teknoloji ve ulus devlettir.

Batı toplumlarının özgün olarak geçirdikleri sanayileşme süreci ile tüm sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel değişimleri içeren ve ifade eden modernleşme süreci; gelişmekte olan toplumlar için erişmeleri gereken bir toplum modeli olarak hedeflenmektedir. Bu hedef, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonunda hem gelişmekte olan ülkelere Batı’lı ülkelerin telkin ettiği hem de gelişmekte olan ülkelerin elit ve aydınları tarafından gelişme ve kalkınmanın olmazsa olmaz koşulu olarak kabullenildiği bir anlayışın ürünüdür.

Giddens’e göre, modernleşme teorisi hatalı önermelere dayanmaktadır ve bir dereceye kadar Batı kapitalizminin dünya üzerindeki egemenliğinin ideolojik yönden savunulmasına yaramıştır.

Tek boyutlu bir toplum ve kültür oluşturma projesi ile modernizmin bunalımlarının sorgulanması temelinde, postmodernizm paradigması geliştirilmiştir.

Postmodernizm

Postmodernite, modernitenin tüm karakteristiklerinin sorgulandığı ve bunların alternatiflerinin ön plana geçtiği “durum”la ilgilidir. Bu anlamda; postmodernite, ilerlemenin karşısında reaksiyonun; şimdi’nin karşısında geçmiş’in; soyutlamanın karşısında temsilin yer aldığı durum olarak adlandırılmaktadır.

Modernizmin bu tek tip ve homojen kültür üretme savı ve paradigmasına karşılık; postmodernizm, çeşitliliği hem küreselleşmenin yoğun yaşandığı hem de küreselleşmeye karşı yerelin ve gelenekselin önemsediği heterojen kültürü içerir.

“Postmodernizm”in ilk kullanımı, 1934 yılında Federico de Onis tarafından, modernizme karşı küçük çapta bir tepki olarak tanımlanır, “postmodernlik” terimi ise, ilk olarak Toynbee tarafından 1947 yılında, Batı medeniyetinin bir devresini tanımlamak amacıyla kullanılmıştır.

Postmodernizmin Özellikleri ve Çelişkileri

Postmodernizm, bir akım olarak önce sanat alanında ortaya çıktığı için, sanatlar bağlamında postmodernizmin özellikleri şunlardır: Sanat ve gündelik hayat arasındaki sınırın silinişi; yüksek ve kitle kültürü/ popüler kültür arasındaki hiyerarşik ayrımın çöküşü; eklektisizmi ve kodların harmanlanmasını destekleyen bir üslup melezliği; parodi, pastiş (taklit, öykünme), ironi, oyunculuk ve kültürün özgünlüğünün / dehasının gözden düşüşü ve sanatın ancak tekrarlamadan ibaret olabileceği varsayımı.

1-Hem Biri Hem Öteki ve Kültürel Sentez

Postmodernist çağın kavranması, modernlik tasarımının sorgulanışı ve modernliğe duyulan inancın yitirilmiş olmasını, bir çoğulculuk ruhunun varolduğunu, geleneksel bağnazlıklara karşı kuşkuculuğun arttığını ve dünyayı evrensel bir bütün olarak algılayan ve kesin çözümlerle, sorulara tam cevaplar bekleyen bakış açısının reddini öngörmektedir.

2. Görsel Kültür, İmaj ve Medyanın Egemenliği

Postmodernizm, medya çağıyla aynı zamanda ve birlikte vardır; medya, birçok bakımdan postmodernizmin merkezindeki dinamiği, çağın ruhunu, tanımlayıcı özelliğini oluşturmaktadır.

3. Küreselleşmeye Karşı Yerelleşme

Küreselleşmeye bir tepki olarak her toplum kendi kültürel kodlarını yaşatmaktadır. Ortaya hem küresel hem de yerel kültür örüntülerinin sentezi çıkmaktadır.

4. Yeni Orta Sınıf Olarak "Yeni Kültür Aracıları" ve “Demokrasi Paradoksu”

Postmodern kültürde enformasyon temelli popüler kültürle ilintili yeni bir orta sınıf ortaya çıkmıştır. Ancak, popülerliğin ve çoğunluğun tercihi her zaman demokrasiyi desteklemez.