Dezavantajlı Gruplar
Dezavantaj kavramı, avantajlı olmama anlamını taşır.
Dezavantajlılık, geleneksel olarak belirtilen ırk, etnik grup, yoksulluk ya da cinsiyet gibi nedenlere odaklanan ve gruba özgü kaliteyi tanımlamak için kullanılan bir kavramdır.
Dezavantajlılık, dezavantajlı gruplar kavramlarının sosyal bilimler açısından tek bir tanımı yoktur.
Dezavantajlı gruplar kavramı genel olarak ekonomik durumları, cinsiyetleri, etnik ve dilsel kökenleri, din ya da politik statüleri (mülteci) nedeniyle sosyal ve ekonomik olarak daha az bütünleşme şansı olan insanları temsil eder.
Dezavantajlı gruplar, ilk yazılı kanun maddelerinin yer aldığı Hammurabi kanunlarından bu yana tarihsel süreçten bağımsız değildir.
Toplumsal yaşamı doğrudan ilgilendiren gelişmeler değişimler dezavantajlı grupların konumlarını belirlemede etkili olmuştur.
Dezavantajlı grupların sosyal bilimlerde bütünsel bir yaklaşımla dezavantajlı/riskli/kırılgan gruplar olarak da isimlendirilerek ele alınması söz konusudur.
Özellikle 21. yüzyılda görünürlük kazanan sosyal sorunların odağında dezavantajlılık ve dezavantajlı gruplar yer almaktadır.
Dezavantajlı gruplar yoksulluk, işsizlik, şiddet, bağımlılık gibi pek çok açıdan sayılabilecek sosyal sorunlar sebebiyle toplumla bütünleşmede dezavantajlıdır.
Dezavantajlılığı oluşturan faktörler demografik (cinsiyet, yaş, engellilik durumu) faktörler ve sosyo -ekonomik (sosyal tabakalaşma ve eşitsilik, etnik özellikler ve dinsel farklılıklar) faktörler olarak iki kategoride incelenebilir.
Toplumda yetersiz koşullar içinde yaşamlarını sürdüren dezavantajlı gruplar, demografik değişkenlere bağlı olarak farklı nicelik ve nitelikler göstermektedir.
Dezavantajlılığı oluşturan demografik faktörler bu grupların toplumsal yaşamda nicelik ve nitelik açısından bir göstergesidir.
Dezavantajlı gruplar, iş ve meslek (hemşirelik, tıp, askerlik), sosyo - ekonomik durum (fakirlik, zenginlik) ve deneyim (savaş, evsizlik) temelinde sosyo -kültürel faktörleri kapsamaktadır.
Dezavanatajlı grupların türleri, ülkeler arasında farklılık göstermektedir
Dezavantajlı gruplar, engelliler, yaşlılar, yoksullar, çocuklar, gençler, kadınlar, göçmenler, bağımlılar, güvencesizler, tutuklular ve hükümlüler olarak türlerine ayrılarak ele almak mümkündür.
Engelliler, fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozuklukların yanı sıra toplum tarafından inşa edilen yargılar, hizmetlere erişim konularındaki engeller sebebiyle de dezavantajlıdırlar.
Yaşlılar, biyolojik, fizyolojik, fonksiyonel, kronolojik, sosyal ve duygusal açıdan yaş unsuruna dayalı olarak toplumsal yaşamda dezavantajlı olarak görülmektedir.
Dezavantajlı bir grup olarak yoksullar sosyal statü, mekân, çevre, adalet, eğitim, sağlık ve hizmet faktörlerinden yeterince veya hiç yararlanamamaktadır.
Çocuklar, sosyal, ekonomik ve çevresel koşullar nedeniyle çocuk hakları, çocuk işçiler, çocuk suçluluğu, çocuk istismarı ve çocukluk politikaları gibi konularda dezavantajlıdırlar.
Gençlerin kendine özgü biyolojik, psikolojik ve sosyal özellikleri nedenleriyle yaşadıkları sorunlar ve toplumla yaşadıkları uyumsuzluklar dezavantajlılık oluşturmaktadır.
Kadınların ataerkil yapı, ev içi roller, ev içi emek, ücretli emek, değerler, özel alan ve kamusal alan konularında dezavantajlı durumları ön plana çıkmaktadır.
Göçmenler ve mülteciler için göçmen gençlerin eğitim alanında başarısız olmaları, yetişkinlerin iş bulamamaları ve kaçak göçmenlik, göç politikalarında toplumsal tepki ve tutumlar, entegrasyon, öyargı gibi dezavantajlar bulunmaktadır.
Bağımlılar, madde, alkol, sigara, kumar, teknoloji, herhangi bir eşya ya da davranış olarak bağımlılık türlerinden herhangi birisine ya da birkaçına bağımlı olmaları sebebiyle dezavantajlıdırlar.
Afetzedeler, afet neticesinde birtakım karakteristik etkilerin tesiri altında kaldığından afetlerin öncesinde nasıl ve ne şekilde hazırlık yapılacağı, afet esnasında ve sonrasındaki müdahale ve iyileştirme stratejileri dezavantajlılık göstergeleridir.
Tutuklular ve hükümlüler içerisinde genel olarak yargı kararıyla kesinleşen mahrumiyet cezasını tamamladıktan sonra cezaevinden tahliye edilen eski hükümlüler, istihdam, güvensizlik gibi durumlarda daha dezavantajlı konumdadırlar.
Dezavantajlı gruplar, toplumsal yaşamın ekonomik, sosyal, kültürel ve politik boyutlarında karşılaştıkları sosyal dışlanma ve ayrımcılık durumlarına maruz kalmaktadır.
Dezavantajlı gruplar, ekonomik, siyasal ve sosyal politikalar sonucunda ortaya çıkan eşitsizliklerle ve adaletsizliklerle baş etmek durumundadır.