Eleştirel Kuram
Eleştirel kuram, çağdaş sosyolojide ağırlığı olan kuramlardan biridir. Eleştirel kuram, Frankfurt Okulu düşünürlerinin geliştirdiği bir kuramdır. Bu nedenle eleştirel kuram, literatürde “Frankfurt Okulu” olarak da bilinir. Eleştirel kuram, aydınlanma, pozitivizm, rasyonalizm, kapitalizm, teknoloji ve kültür endüstrisi gibi bileşenleri bulunan modernliği eleştirel bir bağlamda çözümler. Eleştirel kuram, modern toplumun zihniyetini, kültürünü, ekonomik ve politik yapısını eleştirir.
Bu ünitenin amacı, çağdaş sosyolojinin temel kuramlarından biri olan eleştirel kuramı ana hatlarıyla tanıtmaktır. Eleştirel kuramın öğrenilmesi, aynı zamanda, modern çağın ruhunu ve çağdaş sosyolojinin vitrininde yer alan diğer kuramların daha iyi anlaşılmasına da imkân tanır.
Eleştirel kuram, önemli ölçüde Immanuel Kant, Georg Wilhelm Friedrich Hegel ve Karl Marx’ın görüşleri üzerine inşa edilmiştir.
Eleştirel kuram, Marx’ın ekonomi merkezli açıklamalarına (altyapıya) itibar etmemiş, daha çok kültürel alana (üstyapıya) odaklanmıştır. Eleştirel kuramcıların Marx’ın altyapı görüşünden ziyade üstyapı fikrine yönelmesinde Karl Korsch, Antonio Gramsci ve György Lukács’ın görüşlerini içreren “Batı Marxizmi”nin katkısı büyüktür. Eleştirel kuram, kültürü esas alan Batı Marxizmi geleneğidir.
Eleştirel kuramın inşasında ve gelişmesinde etkili olan isimler, Max Horkheimer, Theodor W. Adorno, Herbert Marcuse, Erich Fromm, Walter Benjamin ve Jürgen Habermas’dır.
Max Horkheimer, eleştirel kuramın öncü ismidir. Horkheimer, araçsal aklın doğuşu ve tahakkümü, araçsal aklın eleştirisi ve kültür endüstrisinin eleştirisi üzerinde durarak eleştirel kuramın ilgi alanlarını belirlemiştir. Horkheimer, aydınlanmaya eleştirel bakmış, onun yıkıcılığından söz etmiştir.
Theodor W. Adorno, önyargı, otoriteryan kişilik ve faşist karakter üzerine analizleriyle ve kültür endüstrisi konusundaki fikirleriyle eleştirel kuramda önemli bir yer tutar. Adorno, modern toplumun otoriteryan ve ırkçı eğilimler taşıdığını öne sürmüştür. Adorno, modern toplumda otoriteryan eğilimlerin ve ırkçı karakterlerin yaygınlaşmasında “kültür endüstrisi”nin rolüne vurgu yapmıştır. Adorno, kültür endüstrisini, kültürün yönetimle iç içe geçmesi, ticari karaktere bürünmesi ve yönetilen bir nesne hâline gelmesi olarak yorumlamıştır.
Herbert Marcuse, modern topluma eleştirel bakmıştır. Marcuse, modern toplumun diktacı unsurlarla kaplı olduğunu iddia etmiştir. Marcuse’ye göre, modern toplum, akılcılığın akıldışılığa dönüştüğü bir toplumdur. Başka bir deyişle, modern toplum, akıldışı öğelerle doludur. Modern toplum, tek -boyutlu toplumdur.
Erich Fromm, modern insanın özgürlüğünü kaybetmek üzere olduğunu öne sürmüştür. Fromm, modern toplumda bireyin özgürleşme sorunu üzerine yoğunlaşmıştır. Bu çerçevede, Fromm, insanın özgürleşmesini önemseyen Sigmund Freud ve Karl Marx’ın fikirlerinin bir sentezini yapmaya çalışmıştır
Walter Benjamin, kapitalizmi ve kapitalist toplumdaki teknik ve teknolojiyi insanlık için bir felaket olarak nitelemiştir. Benjamin, kapitalizmi ve teknolojiyi eleştirmiştir. Benjamin, tekniğin ve teknolojinin yıkıcılığına vurgu yapmıştır. Benjamin, modern uygarlığı barbarlık olarak değerlendirmiştir.
Jürgen Habermas, eleştirel kuramın günümüzdeki en etkili simasıdır. Habermas, eleştirel kuram içerisinde daha çok iletişimsel eylem görüşüyle ön plana çıkmaktadır. Habermas, bireyler arası ilişki ve etkileşime vurgu yapan iletişimsel eylemi önemsemiştir.
Eleştirel kuramın anahtar terimleri arasında eleştiri, araçsal akıl, akıl tutulması, aydınlanmanın diyalektiği, tek -boyutlu insan, tek -boyutlu toplum, kültür endüstrisi ve iletişimsel eylem ön plana çıkmaktadır. Eleştirel kuramın en mühim terimi, eleştiri terimidir.
Eleştirel kuram, aydınlanmaya eleştirel yaklaşmıştır. Eleştirel kuram, aydınlanmanın baskıcı olduğunu iddia etmiştir. Eleştirel kurama göre, aydınlanmayla akıl, koyu bir karanlığa itilmiştir. Eleştirel kuram, aydınlanmayla yıldızı parlayan aklın yıldızının söndüğünü ve akıl tutulmasının gerçekleştiğini ileri sürmüştür.
Eleştirel kuram, aydınlanmacı bilimin masum olmadığını, çünkü egemen güçlere hizmet ettiğini iddia etmiştir. Eleştirel kuram, pozitivizmin kendi üzerine düşünmeyen ve felsefesi hakkında soru sormayan zayıf bir kavrayış olduğunu ve dogmatikliğe saplandığını ileri sürmüştür.
Eleştirel kuram, modernliği eleştirmiş, modern toplumun despotik ve akıldışı olduğunu savunmuştur. Eleştirel kurama göre, modern toplum, eleştirinin felç edilmesini sağlamış, bireylerin ruhlarını ve zihin dünyalarını mahvetmiştir. Modern toplum, insanı tek -boyutlu yapmıştır.
Eleştirel kuram, akıl, bilim, teknik ve teknolojiye eleştirel bakmıştır. Eleştirel kuram, teknoloijnin bireyi baskı altına aldığını, insanları tek - boyutlu hâle getirdiğini ve onların eleştirel yönlerini yok ettiğini vurgulamıştır.
Eleştirel kuram, modern toplumda Marx’ın tezlerinin geçersiz olduğunu, onun umut bağladığı işçi sınıfının kapitalist sistemle bütünleştiğini savunmuştur.
Eleştirel kuram, günümüze ve geleceğe ilişkin karamsar bir tablo çizmiş olmakla suçlanmıştır.
Eleştirel kuram, iktisadi faktörleri ihmal ettiği, üstyapısal unsurları ise aşırı önemsediği için eleştirilmiştir.
Eleştirel kuram, Marx’ı dikkatli analiz etmedikleri için eleştirilmiştir.
Eleştirel kuram, Marx’ın öngörülerinin gerçekleşmediğini, proletaryanın devrimci değil, karşı devrimci olduğunu iddia ederek Marx'ın temel fikirlerini çarpıtmıştır.