Yapısalcılık
Yapısalcılık, çağdaş sosyolojinin gözde kuramlarındandır. Yapısalcılık, 1960’lardan bu yana sosyoloji dünyasında ön plana çıkan bir kuramdır. Çağdaş sosyolojide toplumu “yapı” açısından çözümleyen ana kuram, yapısalcılıktır. İşlevselcilik, görünen yapılara yoğunlaşırken, yapısalcılık “derin yapılara” odaklanmıştır. Yapısalcılığın ana amacı, yapının artyöresine ve derinliğine yönelmektir. Yapısalcılığın öğrenilmesi, aynı zamanda, çağdaş sosyolojide öne çıkan diğer kuramların, özellikle de işlevselcilik, post -yapısalcılık ve postmodern kuramın daha iyi anlaşılmasına da imkân tanır.
Yapısalcılık, dilbilimin babası Ferdinand de Saussure'ün görüşlerine dayalıdır. Yapısalcılık, Saussure’ün dilbilim anlayışından doğmuştur. Saussure’ün dilbilime yaptığı en ciddi katkı, dil- söz ayrımı yapmış olmasıdır. Saussure’e göre, dili sözden ayırmak, sosyal olguyu bireysel olgudan ayırmak anlamına gelir. Saussure, dil çözümlemesinde artzamanlılığı dikkate almamış, yani tarihi işe karıştırmamıştır. Saussure, dilbilim alanındaki çalışmalarıyla, bilhassa da dili sözden ayırması ve dil olgusunu tahlil ederken eşzamanlılığı temel almasıyla, yapısalcılığın ana çerçevesini belirlemiştir.
Yapısalcılığın en mühim temsilcileri, Fransız düşünürleri Claude Lévi-Strauss, Jean Piaget ve Roland Barthes’dır.
Claude Lévi- Strauss, yapısalcılığın babalarından biridir. Lévi- Strauss, yapısalcılığın temel tezlerinin şekillenmesinde etkili olmuştur. Lévi- Strauss’a göre, önemli olan yapılardır. Çünkü her şey yapılardan meydana gelir. Lévi- Strauss, bireyin yapı tarafından inşa edildiğini bildirmiştir. Lévi- Strauss, yapı analizinde tarihin önemli olmadığını ileri sürmüştür. Lévi- Strauss, tarihe ayrıcalıklı bir değer vermeye gerek olmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla, Lévi- Strauss, yapı tahlilinde eşzamanlılığa önem vermiştir.
Jean Piaget, yapısalcılığın inceleme nesnesini netleştirmiştir. Piaget, yapısalcılığın esasını oluşturan yapı terimi üzerine yoğunlaşmıştır. Piaget, yapıyı bütün ve bütünlük çerçevesinde ele almıştır. Piaget’ye göre, yapısalcılık, yüzeydeki yapıların altındaki derin yapıları açığa çıkarmakla uğraşır.
Roland Barthes, her şeyin bir gösterge olduğunu öne sürmüştür. Daha açık bir deyişle, Barthes’a göre, kullanılan dil, yiyecekler, içecekler, giyim biçimleri, oturulan kent, ev ya da mahalle, okunan gazete, dergi ya da kitap, sahip olunan araba, reklamlar, sesler, mimikler, para vb. bir gösterge olduğunu belirtmiştir. Hatta Barthes, çağımızı göstergeler çağı olarak nitelemiştir. Barthes, gösterge sistemini çözümlemiştir. Barthes, göstergelerin ardındaki derin anlamı ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Barthes, yapıların bireyler üzerinde saltanat kurduğunu öne sürmüştür.
Yapısalcılığın anahtar terimleri, yapı, bütün, bütünsellik, dil, gösterge, gösteren, gösterilen, artzamanlılık ve eşzamanlılıktır . Yapısalcılığın kilit terimi, yapıdır. Yapısalcılığı anlamanın yolu, kökleri çok eski olan yapı terimini tahlil etmekten geçer .Yapı, ilişkiler bütünüdür .Yapısalcılıktaki yapı terimi, bütüne ve bütünselliğe vurgu yapar.
Yapısalcılara göre, önemli olan yapılarla uğraşmak ve onu çözümlemektir. Her şey yapılardan meydana gelir. Yapının dışında kalan unsurlar, yapısalcıların ilgi alanlarının dışındadır.
Yapısalcılık, yapıyı merkeze almış, bütün ve bütünlük düşüncesine önem vermiş, dolayısıyla bireyi yadsımıştır. Yapısalcılık, bireyi önemseyen felsefe akımlarına ve sosyoloji kuramlarına meydan okumuştur.
Yapısalcılık, temel konu olarak dili seçmiştir. Yapısalcılık, dili incelemektir. Yapısalcılık, ana hatlarıyla dil ile bağlantılı bir kuramdır. Yapısalcılık, dili merkeze almış ve ondan yola çıkarak yapıyı çözümlemiştir. Yapısalcılık, dil olgusundan hareket ederek toplumu açıklamaya çalışır.
Yapısalcılık, yapının zamana bağlı olmadığını ileri sürmüştür. Yapısalcılık, tarihi dikkate almamıştır. Yapısalcılar, çözümlemelerinde tarihi kullanmamışlar, tarihsel süreci önemsememişlerdir. Kısaca, yapısalcılık, yapının eşzamanlı çözümlenmesini önemsemiştir.
Yapısalcılık, değişme karşıtı bir kuramdır. Yapısalcılık, yapıyı hiçbir gücün değiştiremeyeceğini ileri sürmüştür.
Yapısalcılık, Marx’ın sosyolojisine, özellikle de onun değişim söylemine meydan okumadır.
Yapısalcılığın anahtar terimleri ve temel tezleri muğlâktır.
Yapısalcılık, hümanizm, tarihsicilik ve empirizm karşıtı olduğu için yerden yere vurulmuştur.
Yapısalcılığın gerçekle bağlantısı bulunmayan, gereksiz bir kuram olduğu iddia edilmiştir.
Yapısalcılık, kapitalist toplumun çelişkilerini görmezlikten gelmiştir.
Yapısalcılık, statüko ideolojisidir, yani var olan düzeni koruma eğilimlidir.