Komüniteryanizm - Milliyetçilik - Muhafazakarlık
Komüniteryanizm Nedir?
Communitarian (toplulukçu) terimi, 1841 yılında İngiliz düşünür John Goodwyn Barmby tarafından literatüre kazandırılır. Community (topluluk) kökünden türeyen bu terim asıl değerine, John Rawls’ın “Bir Adalet Teorisi” adlı eserini yayınlamasından sonra “ortak iyi (common good)” ye nasıl ulaşılacağı arayışıyla ulaşır.
Komüniteryanizm, modern dönemin sıklıkla üzerinde durduğu problemler arasında; şehirlerde yaşayanların temel değerlere olan ilgilerinin azaldığını ve birlikte yaşadıkları insanlarla olan münasebetlerinin azalma noktasına geldiğini ortaya koyar.
Milliyetçilik Nedir?
Millet kelimesi, latince kökenli olup nasci (doğmak) ve Natio (doğum yeri) kelimelerinden türemiştir. Aynı dil grubuna ait olmasından kaynaklı milliyetçi söylemi etkileyen natal (doğumla ilgili) ve nature (doğa) kelimeleridir. Bu yüzden doğum ya da doğum yeri kavramları birbirlerine bağlı insanları ilgilendirir.
Millet kavramı, genellikle ortak bir soya, tarihe, kültür ve dile sahip insanlar grubuna denk gelir. Gündelik hayatta bu kadar kolay anlaşılmaz hatta devlet, ülke ve ırk gibi kavramlarla çoğu zaman karıştırılır ya da yerine kullanılır. Çoğu siyasi tartışmanın ve buna bağlı olarak belli bir insan grubunun millet sayılıp sayılamayacağı konusu tartışma konusu olarak kalır. Öyleyse genel anlamda millet, ortak olarak paylaşılan değerler ve geleneklerin bir araya getirdiği insanlar topluluğudur.
1. Liberal Milliyetçilik
Liberal milliyetçilik formu aydınlanmaya kadar dayandırılan, milliyetçiliğin en eski halidir. Amerika Birleşik Devletleri başkanı Woodrow Wilson’ın dünya düzenine ilişkin görüşlerini belirten On Dört Madde (Wilson İlkeleri), liberal millliyetçiliğin zirve noktasını işaret eder. Bu ilkelere göre her devlet, anayasal hükümete sahip olmalı ve buna bağlı olarak bireysel özgürlüklere saygı duymalıdır.
2. Muhafazakar Milliyetçilik
Muhafazakar milliyetçilik anlayışı, evrensel milliyetçilikten daha çok, milli vatanseverlik söylemi geliştirerek, sosyal bütünlük ve kamu düzenine yoğunlaşır.
3. Aşırı Milliyetçilik
19. Yüzyılın başında ortaya çıkan emperyalizm, halk destekli milliyetçilik sayesinde daha önceki sömürgeci yayılmaların dışına çıkar. İngiltere’de bu tarz milliyetçilik bütüncü milliyetçilik ya da aşırı milliyetçillik (jingoizm) olarak ifade edilir.
Muhafazakarlık Nedir?
Muhafazakarlık tek bir biçime indirgenemeyeceği gibi, ortak bir tanım yapmakta güçtür. Birçok çeşit muhafazakarlık vardır ve bu çeşitliliklere göre de tanımlanması söz konusudur. Bu yüzden günlük dildeki “muhafazakar” kavramı farklı anlamlara sahiptir. Bilinen en geniş anlamı, muhafaza etme ya da bir şey bozulmadan koruma şeklindedir. Bu fikir 14. yüzyıla kadar götürülebilir. Russel Kirk ve Robert Nisbet gibi çağdaş yazarlara göre bu tanımlamaların Orta Çağ’a ait olabileceği düşünülür. Muhafazakar bakış açısının kökeni “muhafızlara” (Orta Çağ şehirlerinin koruyucuları) dayandırılır. Gelenek: Muhafazakar siyasal ideolojinin en temel kavramıdır ve sürekli tekrar edilen merkezi konuları arasında yer alan yaptığı gelenek savunusudur.
Beşeri eksiklik: Muhafazakarlık birçok açıdan bir beşeri eksiklik felsefesidir.
Organik toplum: Muhafazakarlar, insanların bağımlı ve güvenliğe ihtiyaç duyan varlıklar olarak düşünürler çünkü onlar toplumun dışında var olamazlar. Birey toplumun bir parçası olarak görülür ve bu yüzden toplumdaki köklere bağımlı olması beklenir.
Hiyerarşi ve otorite: Muhafazakarlar geleneksel olarak toplumun doğasında hiyerarşinin olduğunu ve bu yüzden liderlik, hiyerarşi ve farklılıklar, sivil toplumun karakteridir, bunun içinde eşitlik yoktur. Otorite toplumun doğasında vardır ve kamusal alanın bir ürünüdür. Otoritenin zorunlu ve faydalı olduğuna inanan muhafazakarlar, onun mutlak ve sorgulanmaz nitelikte olduğunu savunurlar.
Mülkiyet: Muhafazakarlar için mülkiyet sadece maddi olanın sahipliği değil, aynı zamanda gizemli bir değerdir. İnsanlara sosyal ve psikolojik bir fayda sağladığı gibi, bir güven ve rahatlama duygusu da verir.