Pop Art ve Moda
Değişen Değerler:Pop Art
1960'lar ve 1970'ler Batı'da on yıllık dönemde zıtlıklrın yaşandığı dönem olmuştur. Küresel siyasî durum aslında Soğuk Savaş'ın (1945- 91) gerilimleriyle dengelenirken, hem Birleşik Devletler hem de Avrupa ülkeleri, büyük siyasi liderlerin suikastları, protestolar ve toplumsal değişim için yaygın hareketler dahil olmak üzere iç siyasi kargaşa yaşamaktaydı. Yaşanan savaşların yanı sıra aynı zamanda toplumlar sayısız değişimler geçiriyordu. İnsanlığın aya uzay mekiği göndermesi, gençlik hareketlerinin ortaya çıkışı, kısacası 1960'lara görünüm ve tüketimle ilgili gerçek bir yenilik patlamasına damgasını vurmaktaydı. Ve bu olaylar yaratıcılık kasırgasında yeni bir sanat kavramını ortaya çıkarmıştır. Belki de modernizmden postmodernizme geçişte iki sanatsal akım oluşmaktaydı; pop art ve op art. Her ikisinin de moda ile bağlantısı bulunmaktaydı.
Pop art, modern sanat ile postmodern sanat arasında bir kopuş olarak ortaya çıkmıştır. İzleyicisinden uzaklaşan sanat sorgulanmaya başlanmış ve belki de bundan dolayı, moda dünyasıyla o kadar çok kaynaştı ki, ikisi de kitle tüketimi, seri üretim ve kitle kültürü temalarının kullanımıyla yakından bağlantılı idi. Ressam Andy Warhol'un, bugüne kadar çok ünlü ve tanınmış bir aktris olan Marilyn Monroe'nun yüzünü sergileyen ünlü tabloları gibi.
1956 yılında Londra’da “İşte Yarın” sergisinde Richard Hamilton’un “Bugünün Evlerini Bu Denli Farklı, Bu Denli Cazip Kılan Nedir? İsimli kolaj çalışması pop sanatın ilk örneklerinden kabul edilmektedir. Burada elbette pop kelimesi popüler sözcüğünün kısaltması olarak kullanılmaktadır. Hamilton pop sanatı, toplumun değişen değerlerine yönelik sanatsal inancını betimlediği fikrindeydi. Yeni kültürel değerlerin tüketicisi aynı zamanda da o kültürün üreticisi konumundadır.
Pop art iki farklı cephede aynı zaman diliminde santçılar tarafından işlenen dönemim egemen sanat anlayışı olmuştur. Bu farklı iki ülke İngiltere ve Amerika'dır. Akım iki ülkede de aynı anda ancak birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkmıştır.
İngiltere’de 1961 yılında “Genç Çağdaşlar Sergisi’ne David Hockney, Derek Boshier, Allen Jones, Peter Phillipis, R.B. Kitaj vePeter Blake katılmıştır. Fakat bu sergiden çok önce 1952- 55 yılları arasında Londra Çağdaş Sanatlar Enstitüsü’nde Bağımsızlar Topluluğu’nun etkinliğinin pop art’ın İngiltere’de çıkışının gerçek tarihi olarakta görülmektedir. Bu etkinliğe Richard Hamilton, Eduardo Paolozzi ve Lawrence Alloway de katılmıştır. İngiltere’de pop sanatın dayandığı temel mantık ve eylemselliğinde; akademikleşmiş bir modernizmin yerine deneyselliği benimseyen bir anlayışla sanatçı, eleştirmenler, tasarımcılar ve mimarların katılımıyla yeni sergileme teknikleri ve yeni düşüncelere açık disiplinlerarası bir sanat görüşü oluşturmak yatmaktadır. İngiliz pop art’ındaki nesnellik daha azdır ama medyayı çekici yöntemler kullanmıştır. Pop art çok geniş bir kesime seslenmiş ve batı sanatını derinden etkilemiştir.
Avrupa II.Dünya Savaşı'nın derin izleriyle yüzünü yeni bir bakış açısıyla umuda dönerken Amerika daha katı bir bakış açısına sahipti. Savaş ile deneyimlediği dünya düzenine müdahil olma durumu ve uzak coğrafaylarda hakimiyet kurma üzerine bir düzen anlayışa sahip olmuştur. Özellikle Vietnam Savaşı ile uğradiğı hezimetin izleriyle mücadele etmektedir. Bunu yanı sıra Sovyetler Birliği ile yaşadığı soğuk savaş, Küba ile yaşanan füze krizi, Sovyetelerle yaşanan uzay yarışı gibi olaylar ile moral bozukluğu yaşamaktadır.
Amerikan 'pop art’ı gerek dada gerekse yenilikçi arayışların ekisindedir. II.Dünya Savaşı sonrası Amerikan ekonomisinin gelişimi ile tüketim kültürünün hızla yükselişi pop art’ı uluslararası sanat ortamlarında Amerikan soyut dışavurumculuk akımı ile bir yarış içine sokmuştur. Hatta Amerikalı eleştirmen Harold Rosenberg pop art ile olan bu yarışta pop’u reklam estetiği olarak nitelendirmiş ve bir sanat akımı olamayacağını ifade etmiştir. Kitle iletişim araçları; televizyon, radyo, gazete, dergiler vb. başka hiçbir sanatta görülmemiş bir biçimde pop sanatın gelişimine katkı sağlamışlardır. Bu araçlar birsavaşçı biraz da eğlendirici özelliği ile pop art’ın babası olarak tanımlanmaktaydı. Andy Warhol, Roy Lichtenstein, Claes Oldenburg, James Rosenquist, Tom Wasselmann akımın Amerika'da ki temsilcileridir.
Pop art 1950'lerden sonra eşzamanlı olarak İngiltere'de ve ABD'de başlayıp gelişti ve kısa süre sonra Avrupa'ya yayıldı. Avrupa'ya yayılan pop art, güçlü bir geleneğe ve Amerikan pop sanatı ile gerçekçiliğin bir karışımına sahipti ve 1970'ler ve 80'lerde postmodernizmin etkisiyle restore edilerek Figüratif Resim'den etkilenir. Başka bir deyişle, Avrupa pop sanatının uzun süredir bir tür Nouvelles Figuration olan Figuration Libre ve karmaşık ve çeşitli sosyo - kültürel etkilerin etkisi altında oluştuğu söylenebilir. Bu süreç sonrasında yenibir kavram oluşur; nouveau pop art. Nouveau pop art, dekoratif süslemeler ve doğa ile yakın ilişki olan art nouveau akımının temel fikirlerini alarak kurgusal sadelik ve iki boyutluluk gibi pop art unsurlarıyla birleştirir.
Pop Art'ın Moda ile Olan Etkileşimi
Çağdaş sanat tarzı, zamanın ruhunu yansıttığı ve çeşitli üslûp değişiklikleri ile yeni bir ortak dil oluşturur ve sanat dışı alanda yeni bir formda yaratılır. Doğrudan deneyimleri dolaylı kültürel temalarla değiştirmeye çalışır. Özellikle popüler kültürü kullanarak sanatın genişlemesi, moda üzerinde de büyük bir dalgalanma etkisi yaratmıştır. Moda, bir dönemin yansımasıdır ve o dönem bir toplumunun, kültürünü, politikasını, ekonomisini ve teknolojisini ifade etmenin uygun yolu veya yöntemidir. İnsan her zaman estetiğinin iç dünyasını ifade eden sanatla yakından ilgili olmuştur.
Bu füzyon bağlamında, sanat ve moda arasında, podyumda daha sanatsal koleksiyonların sunulduğunu görülmektedir. Andy Warhol'un pop art'ı veya Roy Lichtenstein'ın çizgi romanları ağırlıklı olarak kumaş yüzeyinde baskı olarak yaygınlaşmaya başlıyor. Pop art ilk koleksiyonunu piyasaya süren Fransız Yves Saint Laurent sanata tutkulu bir tasarımcı olarak Mondrian gibi sanatçıların eserlerinden esinlenerek birkaç koleksiyon tasarlamıştır. Saint Laurent Picasso, Braque, Matisse, Warhol, Wesselmann, Goya, Lichtenstein ve Velásques gibi sanatçıların eserlerini kopyalamadı, onlardan esinlenerek tasarımla yapmıştır.
Bir dili yeniden keşfetmek için ilham aldığı 1966 yılındaki pop art adlı koleksiyonunda yarattığı elbiseler, ilham verici sanatçılar olarak Warhol, Lichtenstein ve Wesselmann’dan aldığı ilham ile tasarlanmıştı.
Nouveau pop art'ın kavram ve anlatım teknikleri, eserlerinde ifade edilen iç özelliklerin ve biçimsel anlatım tekniklerinin karşılaştırılması ve analizi ile teorik olarak oluşturulur. Bundan yola çıkarak, moda ile sanat arasındaki ilişkinin zaten belirlenmiş organik yakınlığı öncülüğünde, henüz kurulmamış yeni bir pop art imajı, moda kavramının ne olduğunu ortaya çıkarır ve 2005-2010 koleksiyonlarında yer alır.
Donatella Versace, Vivienne Westwood, John Galliano,Alexander McQueen, Victor & Rolf ve Hüseyin Çağlayan akımdan esinlenerek sanatsal ve sosyal içerikli koleksiyonlar hazırlamışlardır.