Konstrüktivizm ve Moda
Yapısal Görünüm: Konstrüktivizm
Konstrüktivizm, 20. yüzyılda hızlı sanayi toplumu döneminde Rusya'da gerçekleşen avangart sanat akımıdır. Sanat ve insan yaşamının özünün toplumsal bir dönüşüm ve siyasi ideoloji içinde ifade edildiği, kendine özgü bir üslupla oluşturulan deneysel bir süreçtir. Devrimden önce ve sonra ortaya çıkan avangart sanat hareketi, Batı Avrupa merkezli sanat akışını aşan yeni bir biçimlendirici sanat dünyasının hareketidir. Ayrıca Rus konstrüktivizminde bilim ve teknolojinin gelişimi ile birlikte geleneksel sanat biçimini reddetmek, akılcı ve işlevsel yönü saf sanata dönüştürmek için daha net ve özgün bir geometrik mekân oluşturma düşüncesinden hareket edilmiştir. Rus konstrüktivizmin bilim ve teknolojiyi giysiler de dahil olmak üzere çeşitli tasarım alanlarında kabul edildiği, rasyonel ve işlevsel saf sanatın geometrik estetiğini denemeye çalışıldığı ve modern moda tasarımındaki yapısal etkiye duyulan derin ilginin bir sonucu olarak yeniden incelendiği bir eğilimdir.Politik bir temelden beslenen akım ve sanatçılar, topluma ve kolektif ruha yönelik yaşam alanlarının yaratılmasına katkıda bulunarak ve yeni bir toplumun tümüyle yeni bir görünüm kazanmasına çalışarak akımın en temel görevini gerçekleştirmişlerdir.
1917 Ekim Devriminin sosyal ve siyasî bir devrim getirdiği ve sanat alanında büyük etkisi olduğu söylenebilir. Rus konstrüktivist yazarların kabul ettiği devrim, bilinçli bir devrimdir, eski değerlerin yıkılması ve yeni değerlerin inşasıdır. Bu nedenle sanat ve toplum, biçimlendirici devrim ve toplumsal devrim ile aynı kavramı içermektedir. Buna göre, Rusya'da sosyalizm ilan edildi ve 1918'de Sovyet iktidarı, Rusya İmparatorluğu'ndaki konumunu sağlamlaştırdı. Ocak 1924'te Lenin'in ölümüyle Stalin'in sosyalist figürü ortaya çıktı ve ilk beş yıllık plan Ekim 1928'den Aralık 1932'ye kadar uygulandı, bu da Sovyet sanayileşmesinin bir özelliği hâline geldi. Bu ekonomik gelişmeyle birlikte yeni toplum edebiyat ve sanata yön vermeye çalışmış, sosyalist gerçekçilik sunulmuş, eserlerde biçimden çok içerik yavaş yavaş vurgulanmış, eserin doğasından çok ideoloji vurgulanmıştır. Sanat alanında da önemli bir devrim yaşandığı söylenebilir. Sosyalist devrimle birlikte yeni bir estetik dünya arayışında olan avangard, sanatla ilgili geleneksel kavramları reddederek ve yeni bir biçimlendirici araştırma başlatarak toplumun önünde ortaya çıkmıştır.
Rus yapısalcı biçim bileşenleri genel olarak resim, heykel, mimari ve giysi fotoğraflarında görülebilen konstrüktivist eserlerin özellikleri biçimsel, maddi ve teknolojik yönler ve izledikleri sanatsal ilişkidir. Üç yön, tasarım, biçim ve işlevin ikili yönü olarak özetlenir, ilki estetik ve sanatla, yani formla ilgilidir ve ikincisi ise tarafsızdır. Konstüktivizmin çalışmasına dayanarak morfolojik açıdan ifade edilen özellikler nesnel olmayan ve nesnel biçimlerdir ve birincisi saf duyuların bir ifadesi olarak soyut bir geometrik eğilimi temsil eder ve ortaya çıkan özellikler geometrik yapılar ve asimetridir. Maddi yön, soyut biçim ve maddi biçimdir ve birincisi, geometrik biçim ve rengin etkileşimi yoluyla zaman ve mekân verir. Bunda ortaya çıkan özellikler; rengin çağrışımı ve uzamsallığıdır ve ikincisi, gerçek malzemelerin karşılıklı müdahalesi nedeniyle zaman ve mekândır. Rus Konstrüktivizminin manifestosunun oluşumu ve gelişiminde bazı evreler bulunmaktadır. Bu evreler:
- Birinci Dönem: Erken Sanat Etkinlikleri (1913 -1920)
- İkinci Dönem: Pekiştirilme dönemi (1920 -1923)
- Üçüncü Dönem: Konstrüktivizmin Uygulanması (1920 -1932)
Konstrüktivizm akımının en önemli temsilcileri: Naum Gabo, El Lissitsky, Konstantin Medunetsky, Antoine Pevsner, Liubov Popova, Aleksandr Rodçenko, Olga Rozanova, Varvara Steponova, Vladimir Tatlin ve Aleksandr Vesnin'dir.
Konstrüktivizmin Moda ile Olan Etkileşimi
Konstrüktivizimde sanatçılar eskisi kadar zanaatın bir işlevi olmadığına, ancak yeni bir dünya ve yeni bir insan yaratılması gerektiğine inanıyorlardı. Bu açıdan dönüştürücü bir rol üstlenen yeni sanat kavramının, anlaşılır ve tamamen yeni bir sanatsal dile sahip olması gerekiyordu. Moda; toplumun isteklerini büyük bir hızla devralan alanlardan biri olarak, konstrüktivistlerin fikirlerini ve ifade edebilecekleri dillerden biri hâline getirmiştir. Sanatçıların o dönemin modasının gelişimi üzerindeki etkisi, sanat sentezinin canlı bir örneğidir. Yeni bir görsel ve anlamsal kod ihtiyacına yanıt veren modanın tamamen dönüştürülmesi ve hatta bir şekildeyeniden doğması gerekiyordu.
Ekim Devrimi, toplumun sosyal bileşiminde önemli değişiklikler yaratmıştır. Soylu mülkün doğasında bulunan lüks fakat emek açısından işe yaramaz giysiler var olmaktan çıkarılır. Genel olarak, özel bir statü belirleyici olarak giysiler ideolojik olarak imkânsızdı. Batı modasının taklidi yerini işçi sınıfı için yeni giysiler yaratma ihtiyacına bırakır.
Sanatçılar; kendilerinden başlayarak, görünümleriyle toplumdan farklılaşarak yeni fikirlerin hayata geçirilmeye başladılar. Yeni görünüm, yeni zamanın bir erkeğinin göstergesiydi. Bununla birlikte, Larionov makyaj ve kendi kıyafetleriyle deneyler yapmaya odaklanırken, "Rus Avangardının Amazonları" ndan biri olan eşi modern kadın kıyafetleri üzerine çalışmıştır.
Konstrüktivizmin kurucularından olan sanatçı Vladimir Tatlin, sanatçıları üretime katılmaya ve kullanışlı giysiler yapmaya teşvik etmiştir. V. Tatlin, konstrüktivist görüşleri çerçevesinde kıyafeti giyenin sorunlarına pratik çözümler üreten tasarımlar üzerine çalışmıştır. Bu kıyafetlerindeki renkler sadece kiri gizlemeye yöneliktir; kıyafetlerin biçimi ise bedenin bütün parçalarına özgür hareket imkânı tanıyacak şekilde tasarlanmıştır. Giysilerde cepler herhangi bir estetik ölçüt göz önünde bulundurulmadan kolların uzunluğu dikkate alınarak kıyafetin yüzeyine yerleştirilmiştir. Kısaca işlevsellik estetik görünümden daha öncelikliydi.
Nadezhda Lamanova’nın 1925'te atölyesinin açılması ile daha çalışmaya başlamadan önce bile büyük tartışmalara neden olmuştur. "Moda" kelimesinin kendisi yaratıcılar arasında birçok çelişkiye neden olsa bile burjuvaziyi çağrıştırmaktaydı. Yine de, şerbetçi otundan yapılmış ulusal desenlerden oluşan işlemeleri ile sade elbiseler, defilenin kendisi gibi büyük bir başarı elde etti.
1925 yılında Paris'teki aynı sergide V. Stepanova ve L. Popova çalışmalları ile Sovyet modasının gelişimine önemli katkı sağlamışlardır. Konstrüktivist sanatçılar; bilindiği gibi, sanat eserlerini yaratıcı anlamla doldurmaya, insanların yararına yaratmaya çalışmışlardır. Sanatçılar devrimin ve yeni düzende malzeme kısıtlamaları içinde tasarımlarını gerçekleştirmişlerdir.
Günümüzde konstrüktivizm akımı tasarımcılara ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Konstrüktivizmin sanatsal bir özelliği olan fotomontaj tekniği, modern modada popülerliğin estetik bir özelliği olarak kullanılmaktadır. Konstrüktivizmin her şeyden önce, sosyalist ideolojiyi halka yaymak ve yaymak içinde kullandıkları söylem ve sloganlar bugünün tasarımcılarının mesajlarını sloganlarla tasarımlarında ifade etmektedirler.