Fütürizm ve Moda

Devingen Sanat: Fütürizm Gelecek ve Sanat: Fütürizm

Marinetti 1909 yılında Paris’te fütürist manifestoyu açıklarken aslında fütürizmin gerçek gelişimini İtalya’da olgunlaştırmıştır. Bu bildirgede, fütürist sanat hareketinin teorik temeli sunuldu ve yeni bir sanatın doğuşu Avrupa çapında ilan edildi. Toplam 11 başlıktan oluşan bildirinin, birinci ve ikinci cümlelerinde tehlikeyi, enerji ve cesareti överken, üçüncü cümle rahatlama, coşku ve rüyalara ilham veren edebiyatın aksine hareket ve etkinlik peşinde koşmadan bahseder. Dördüncü cümlede ise tutkudan bahseder. Manifestoda sonraki cümlerler ise; sakin klasik gevşeme meditasyonundan ziyade, gürültülü hareketin dinamik sahnesini övgü, dinamik deneyim ve araba sürmenin hızını övmektedir. Onuncu cümlede; kadınların oy hakkı, özgürlükçülük, oportünizm ve faydacılıktan bahsederken sonrasında feminst teoride eklenmiştir. Manifestonun son cümlesi, kentsel ve mekanik fütürizmden bahsetmektedir.

Çağdaş yaşamın hareketliliği ve endüstri toplumunun gücüne tutkun olan fütüristler, gelecek zamana geçişte teknolojinin yüceltilmesi gerketiğini düşünürken bunu kübizmden etkilenen bir tarz ile yani bölünmüş görsel olgular bütününü teşhis ederek sağlam aeğilimde olmuşlardır. Tamda bu nedenle fütürüstler kendilerine özgü bir biçim dili geliştirememişlerdir. Öncesinde ekspresyonizm çizgisinde yol alırken sonrasında kübizmin temel ilkelerini benimsemişlerdir. Kübizmin biçim diye devinimi anlatan bir sanat akımına dönüşmüştür. Temelde devingenlik ile anlatılan hareketin eş zamanlı değişik görüntüleri bir araya getirmeye çalışmışlardır.

Işık ve renk sorunu ile ilgilenen ve bölümleme tekniğini bulan Giacomo Balla, hareket ve fütürist anlatım tekniğinin temeli eserleriyle tanınan kuramcı, heykeltıraş ve ressam Umberto Boccioni, plastik dinamizmiyle kübizm ile fütürizmi birleştiren Carlo Carra ilebirlikte Luigi Russolo, Gino Severini akımın önde gelen sanatçılarıdır.

Fütürizm, İtalya'da sanatı, siyaseti ve toplumu kapsayan devrimci, ikonoklastik bir hareket olarak başlatıldı. Geçmişle tüm bağlarını reddetti ve yeni bir insanın ortaya çıkmasını ve toplumun tamamen yeniden inşasını öngördü. İtalyan siyaseti üzerindeki güçlü etkisine rağmen, fütürizmin önemi sosyal bilimlerde neredeyse hiç ele alınmadı. Yine de tarihçilerin, edebiyat eleştirmenlerinin ve sanat tarihçilerinin ilgisini çekmeye devam etmektedir.

Tarihsel olarak, fütürizmin gelişiminde iki süreç bulunmaktadır. Birincisi, fütürizmin muhalif, düzen karşıtı bir ideoloji olarak genişlediği, 1915- 1918 savaşı sırasında zirveye ulaştığı dönem, ikincisi ise kurumsallaştığında ve ana temsilcileri faşizm ile birleşip ona görsel propaganda akışı sağladığındaki süreçtir. İki hareketi birleştiren ortak bir bağ vardır. Bu bağ fiziksel şiddete ve savaşın canlandırıcı gücüne aşırı milliyetçi vurgudur. Bunda, İtalyan fütürizmi, daha geniş Batılı ülkelerin sınırlarını yeniden düzenleme ve sınır yok etme hevesidir. İtalyanları birleştirilirken ve daha homojen bir yüksek kültür içinde asimile edilirken, onlarla komşuları arasındaki sınırları daha önce hiç olmadığı kadar güçlendiriliyordu.

Sonuç olarak fütürizm, oldukça karmaşık bir olgudur. Sanatsal olarak basitçe sanatı ve yaşamı geleceğe yansıtmayı hedefleyen dinamik ve yenileyici bir tutum olarak tanımlanabilir. Politik olarak, anarşist söylemi aşırı milliyetçilik ve irredantizmi birleştirerek faşizm doğru evrildi.

Fütürizmin Moda ile Olan Etkileşimi

Fütüristler, gelecek için yeni bir vizyon, mevcut düzene ve geleneksel sanat hareketine karşı güçlü bir muhalefet kısaca gelenek karşıtlığı ile doğmuştur. "Sanat dünyasına fütüristliğe dayalı yeni bir form verelim" diye haykırdılar ve iddialı planlarının altına sanat alanına ait kıyafetleri de dâhil ettiler. Günlük yaşamın diğer tüm alanları gibi giyimin de kökten ve modern bir şekilde değiştirilmesi gerektiğini savundular. Onların atıfta bulundukları modernite, modanın göreli modernliği anlamına gelmekten ziyade, modaya uygun kıyafetlerde her yıl değişen bu tür değişikliklere uğramayan bir "ruh niteliği" ile mutlak modernite anlamına gelen geleceğin modernliğidir. Başka bir deyişle, fütüristler modayı başka bir şeyle değiştirmeye çalışmadılar, aksine tamamen ortadan kaldırmaya çalıştılar. Dahası, fütüristler asla modada görünmeyecek benzersiz kıyafetler öneriyorlardı.

Batı erkek giyiminde kadın kıyafetlerinde olduğu gibi cüretkarlık yasaktı. Bununla birlikte, fütüristler, mevcut egemen düzeni ve sivil toplum değerlerini kabul etmenin bir sembolü olarak erkek giyimine yeni bir bakış açısı ile avangart bir duruş sergilemilerdir.

1914'te Giacomo Balla (1871– 1958), "anti -nötr giyim" (il vestito antineutrale) manifestosunu oluşturdu.

Fütüristlerin erkek giysileri ve erkek giyim modası üzerine derin çalışmalar yaparken sonrasında kadın giyimi içinde öneriler sunmuşlardır. Balla’nın giysiler ile ilgili yayınladığı manifestodan sonra 29 Şubat 1920'de Volt'un (Vincenzo Fani Ciotti ) Fütürist Kadın Modası Manifestosu "Roma Futurista" dergisinde yayınlanır. Bu, fütüristlerin kadın moda sistemine olan ilgisini kesin olarak açıkça ortaya koyduğu için son derece önemlidir.

Volt tarafından "her zaman aşağı yukarı fütürist" olarak kabul edilen, fütürizmin feminen bir eşdeğeridir. Aslında Volt şöyle bahseder, "Modanın dinamik erdemlerinin çalışmasını engelleyen tüm frenleri kırarak çoğaltmak yeterli olacaktır". Önerisi üç maddeden oluşmaktadır. Bunlar; "deha - yaratıcılık", "cesaret" ve "ekonomi"dir. Bir devrim yapmamıza gerek yok. Modanın dinamik erdemlerini yüz kat çoğaltmak, onun çalışmasını engelleyen tüm frenleri kırmak gerektiği düşüncesindedirler.

Moda tarihinde sanat ve modanın etkileşiminde gerek çağdaşları sanatçılar ile aynı dönemde yaşayan tasarımcıların işbirliği yapmaları gerekse akımın özü gereği farklı disiplinleri etkilemesi, ilham alınması çok sık karşılaşılan bir durumdur. Günümüze kadar birçok moda tasarımcısı fütürizm sanat akımından etkilenerek sanatçılarla yaptıkları işbirliği sonucu dönemin modasını şekillendirmişlerdir.

Fütürizmdem etkilene tasarımcılar arasında Sonia Delaunay, Andre Coureges, Pierre Cardin, Rudi Gernric ve Paco Rabanne, Mary Quant, Marc Bohan,Thierry Mugler, Jean Paul Gaultier ve Hüseyin Çağlayan sayılabilir.