Hukuki İşlem, Sözleşme ve Sözleşmenin Kurulması

Borçlar Hukukunun en temel kavramlarından ve en önemli borç kaynaklarından biri olan sözleşme, hukuki işlem üst kategorisi içinde yer alır. Hukuki işlemi “belirli bir hukuki sonuç doğurmaya yönelik ve hukuk düzeni tarafından tanınan irade açıklaması” şeklinde tanımlayabiliriz.

Hukuki işlemin birçok türü vardır. Tarafları itibarıyla bakıldığında tek taraflı (örn: vasiyetname) iki (örn: sözleşme) veya çok taraflı (örn: kararlar) hukuki işlemlerden söz edilir. Malvarlığına yaptıkları etki itibarıyla hukuki işlemleri, taahhüt işlemleri (borçlandırıci işlemler); tasarruf işlemleri ve kazandırıcı işlemler diye ayırmak mümkündür. Taahhüt işlemleri taahütte bulunan açısından malvarlığının pasifini arttırırken, tasarruf işlemleri tasarrufta bulunanın malvarlığının aktifini azaltırlar. Kazandırıcı işlemler ise kazanmayı edinenin malvarlığının aktifini arttırırlar. Kazandırıcı işlemler sebeplerine göre ayrıca değerlendirilir. Hüküm doğurma anı itibarıyla hukuki işlemler, sağlararası hukuki işlemler ile ölüme bağlı hukuki işlemler şeklinde ayrılırlar.

Sözleşmeler, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile kurulur. Bunlardan zamansal olarak önce gerçekleşene öneri (icap), buna uygun kabul iradesini ortaya koyana ise kabul denir. Öneri, sözleşmenin esaslı unsurlarını ve bağlanma iradesini içermelidir. Aksi hâlde öneri değil, öneriye davetten söz edilebilir. Nelerin esaslı unsur olduğu sözleşme tipine ve tarafların iradesine göre belirlenir. Taraflar normalde esaslı olmayan bir unsuru esaslı hâle getirebilirler. Esaslı unsurlarda örtüşme yok ise sözleşme meydana gelmez.

Öneride bulunan bununla kural olarak bağlıdır. İsterse baştan bir süre ile bağlılığının süresini sınırlayabilir. Ancak hazırlar arasındaki bir görüşmede o anki görüşme süreci ile sınırlı bir bağlılık söz konusudur. Hazır olmayanlar arasında ise hem önerinin karşı tarafa varması, karşı tarafın düşünmesi için gerekli süre ve kabul iradesinin ulaşması için olağan olarak gerekli süre boyunca bir bağlılıktan söz edilir.

Kabul iradesi kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Aksi hâlde yeni bir öneri söz konusu olabilir. Hukukumuzda sessiz kalmak olumlu anlamda irade açıklamasında bulunmak şeklinde değerlendirmez. Bu nedenlsessiz kalan kural olarak öneriyi kabul etmemiş sayılır.

Kabul iradesi açık olabileceği gibi örtülü de olabilir (ayrıca kabul iradesini belirtmeden siparişleri hemen göndermek gibi).

Sözleşmenin kurulma anı, hazırlar arasında yapılan görüşmelerde kabul iradesinin açıklanmasıyla, hazır olmayanlar arasındaki görüşmelerde ise açık bir kabul gerekli ise kabul iradesinin öneride bulunana ulaşması ile, açık bir kabul gerekli değil ise öneri uygun bir sürede reddedilmedi ise, sözleşme önerinin muhataba ulaştığı tarihte kurulmuş sayılır.

Hazır olmayanlar arasındaki sözleşme görüşmelerinde sözleşmenin hüküm doğurma anı, kabul haberinin gönderildiği andır. Sözleşme kabul iradesi karşı tarafa ulaşmadan hukuki sonuç doğurmaya başlar.

Bazen sözleşme borç ilişkisi olmasa bile taraflar arasında sözleşme benzeri bir hukuki ilişki meydana gelir. Bunun en tipik örneklerinden biri sözleşme görüşmelerindeki kusurdan dolayı (culpa in contrahendo) sorumluluk ile sözleşmenin üçüncü kişiyi koruyucu etki göstermesidir.