Kadınlara Yönelik Sosyal Hizmet Uygulaması
Toplumsal Cinsiyet Kavramı
Cinsiyet kavramı erkek ya da kadın olmanın üreme temelli biyolojik/genetik niteliklerine; toplumsal cinsiyet ise cinsiyetlerin sosyal ve psikolojik boyutuna odaklanır. Toplumsal cinsiyeti yaratan olguların kültürel, sosyal veya psikolojik özellikte olduğu söylenebilir. Sosyal süreçlerle birlikte kadın ve erkeğe yönelik rol, beklenti ve sorumluluklar gelenek haline gelmekte, toplumsal cinsiyete ilişkin kalıp yargılar zamanla inşa edilmektedir.
Kadına Yönelik Şiddet
Kadına yönelik şiddet hem bir halk sağlığı sorunu hem de bir insan hakları ihlali olarak görülmektedir. Kadına yönelik şiddet, kadınların aile içinde veya kamusal alanda tehdit edilmesi, özgürlüğünden keyfi olarak yoksun bırakılması, alıkonulması şeklinde gerçekleşebilecek her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik zarar veya acı vermeyi amaçlayan, cinsiyete dayalı her türlü şiddet davranışı kadına yönelik şiddet olgusu olarak değerlendirilmektedir.
Şiddete karşı çıkamayan kadınlar, bir süre sonra şiddet sarmalına maruz kalmaktadır. Şiddet sarmalı veya döngüsü, şiddete maruz kalan kadının içinde bulunduğu durumu veya süreci betimlemektedir. Şiddet döngüsü temelde üç aşamadan oluşmaktadır: Gerginlik aşaması, patlama aşaması, balayı aşaması. Kadına yönelik şiddeti anlamak için şiddet türlerini incelemek gerekir. Kadına yönelik şiddet fiziksel, ekonomik, cinsel ve duygusal/psikolojik şiddet olmak üzere dört boyutta değerlendirilir.
Feminist Sosyal Hizmet
Feminist sosyal hizmet uygulaması, feminist bakış açısıyla kurgulanmış genel ilkeler çerçevesinde yürütülür. Uygulamaya ilişkin genel feminist sosyal hizmet ilkeleri: Kadınların farklılıklarının tanınması, kadınların güçlü yönlerine değer verilmesi, farklı kadın grupları arasında farklılıktan kaynaklı eşit olmayan güç ilişkileriyle mücadele edilmesi ve söz konusu ayrıcalıklarının ortadan kaldırılması, kadınların, yaşamlarının her alanında, kendileri için karar verebilecek aktif bireyler olarak değerlendirilmesi, kadınların sosyal konumlarını değerlendirebilme ve kadın ile toplumsal kurumlar arasındaki karşılıklı etkileşimi doğrulayabilme, kadınların ihtiyaçlarını karşılarken ve sorunlarını çözerken kullandıkları yöntem ve araçları dile getirecek ortamların yaratılması, ‘kişisel olan politiktir’ ilkesinin, uygulamanın mikro, mezzo ve makro boyutlarına yansıtılması, kişisel görünen sorunların aslında kamusal olduğuna dair bir anlayışın geliştirilmesi, kadınların ihtiyaçlarının etkileşimde bulunduğu diğer insanlar gibi değerlendirilmesi, insan ilişkilerinin karşılıklı bağlılığını ve etkileşimini düşünerek birey veya grubu etkileyen yaşamsal olguların herkes için sonuçları olduğunun fark edilmesi, kadınların kişisel sorunlarının toplumsal nedenleri olduğunun fark edilmesi, hem sosyal hem de kişisel düzeyde müdahalelerin gerçekleştirilmesi ve bireysel sorunlar için ortak çözümlerin aranması şeklindedir.
Feminist uygulamalarda toplumsal cinsiyete ilişkin; toplumsal cinsiyet rol analizi, toplumsal cinsiyet rol müdahalesi, güç analizi ve müdahale, girişkenlik/kendine güven eğitimi, yeniden çerçeveleme ve düzenleme teknikleri kullanılır.
Kurumlar ve Kurumsal Hizmetler
Kadına yönelik uygulamalar, çoğunlukla şiddet mağduru kadınlara hizmet veren ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının il müdürlüklerine bağlı kadın konukevleri aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Kadın müracaatçı, konukevine yerleştirilmeden önce şiddet önleme ve izleme merkezinde (ŞÖNİM) durumu değerlendirilir. Bu nedenle özellikle kadına yönelik şiddet vakalarında şiddet önleme ve izleme merkezleri ilk kabul birimi olarak hizmet vermektedir.
Belediyelere bağlı kadın konukevleri, kadın danışma merkezleri ile Kadın Dayanışma Vakfı, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Kadın Meclisleri gibi sivil oluşumlar da kadına yönelik hizmet veren önemli kurumsal yapılardır.