Bireylerle Sosyal Hizmet Uygulaması

Sosyal hizmet uygulamaları mikro, mezzo ve makro düzey uygulamalardan oluşur. Mikro uygulamalar içinde birey ve aileler yer almaktadır. Sosyal hizmet kuruluşlarına yardım talebiyle başvuran tüm müracaatçı grupları içinde en büyük pay bireysel çalışmalara aittir.

Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının önleyici, onarıcı ve tedavi edici fonksiyonları bulunmaktadır. Bireylerle sosyal hizmet uygulaması aslında pek çok uygulamayı içinde barındıran çok yönlü, eklektik temelli ve bütünleşik bir yaklaşımdır.

Bireylerle Sosyal Hizmet Uygulamasının Kapsamı

Bireylerle sosyal hizmet uygulamasında sorunun analiz edilmesinde ekosistem yaklaşımı oldukça önemlidir. İnsanın tüm davranışları kendi ekosistemi içerisinde gerçekleşir.

Birey çevresi ile sürekli etkileşim hâlindedir. Bireyin yaşadığı sorunların çoğunun ortaya çıkarılması, sorunlara çözüm üretilmesi ve sorunların çözümlenmesinde bireyi yaşadığı çevreyle bir bütün olarak alan ekosistem yaklaşımı oldukça etkin kullanılan bir yaklaşımdır.

Bu yaklaşımda müracaatçı, kendi ekosisteminin alt sistemleriyle etkileşim hâlinde olan, tamamlayan parçalarından biridir. Bireyin kendi ekosistemi farklı düzeydeki alt ekosistemlerin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır.

Bu alt ekosistemler arasında aile, iş yeri, okul, toplum gibi farklı boyutlarda ve büyüklükte sistemler vardır. Birey kendi ekosistemlerinden bağımsız olmadığı için gerek sorunları gerekse iyilik hâlleri bu sistem ile birebir bağlantılıdır.

Ekosistem yaklaşımında birey ve çevre arasındaki ilişkiler değerlendirilirken birbirleriyle organik şekilde bağlantılı mikro, mezzo, makro ve egzo olarak isimlendirilen 4 düzey bulunmaktadır.

Bireyin işlevsellik ve sorun çözme becerilerinde meydana gelen azalma bireyin kendi ekosistemi içinde sorun yaşamasına neden olur. Burada bireyin işlevselliğini tekrar kazanması ve sorun çözme becerilerinin geliştirilerek bireyin kendine yeter hâle getirilmesi aslında sosyal hizmet uygulamasının ve müdahalesinin temel konusudur.

Ekosistem yaklaşımı son yıllarda uygulamalarda etkin bir şekilde kullanılsa da bireylerle sosyal hizmet uygulamalarında bu yaklaşıma ek olarak farklı yaklaşımlar da kullanılmaktadır. Bu yaklaşımlar arasında psikososyal yaklaşım, fonksiyonel yaklaşım, problem çözme yaklaşımı, davranışçı yaklaşım, sistem teorisi, kriz tedavisi yaklaşımı, toplumsallaşma yaklaşımı, görev merkezli yaklaşım sayılabilir. Psikososyal yaklaşım ve problem çözme yaklaşımı gibi yaklaşımlar teşhis tedavi ekolüne yakın yaklaşımlar oldukları için günümüzde daha az kullanılmaktadır.

Bireylerle Sosyal Hizmet Uygulamasının Amacı

Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının temel amacı bireylerin birbirleriyle ve çevrelerindeki kurumlarla sorunlarını çözerek fonksiyonlarını yerine getirmelerini sağlamaktır. Buradaki esas amaç bireyin toplumsal kurallara uygun bir şekilde toplumla uyum içinde yaşamasını sağlamaktır. Bu anlamıyla yapılan uygulamaların istenilen sonuca ulaşması bireylerin refah düzeyini artırdığı gibi toplumsal refah seviyesini de artırmaktadır.

Bireylerle Sosyal Hizmet Uygulamasında Görüşme Süreci

Bireylerle sosyal hizmet uygulamasında istenen amaca ulaşmak için iyi bir görüşme yapmak şarttır. Bir şekilde kuruluşla bağlantılı hâle gelen müracaatçıya eğer çok acil bir durum yoksa görüşme yapılması için en uygun tarihe randevu verilir.

Randevu verilmeden önce mutlaka bir dosya taraması yapılmalı, müracaatçı ile ilgili bilgi toplanmalıdır. Yapılan görüşmede kendini net bir şekilde tanıtan sosyal hizmet uzmanı ya müracaatçıyı görüşme için kuruluşa davet eder ya da ev ziyareti yapmak için uygun günü müracaatçı ile belirler.

Görüşme sürecinde bilinen tüm görüşme teknikleri kullanılabilir. Dosyadan ve diğer resmî bilgi kaynaklarından alınan bilgiler bu görüşmede teyit edilebilir.

Görüşme sürecinde müracaatçının içinde bulunduğu yaş grubu, cinsiyeti, yaşadığı şehir, sosyokültürel özellikleri, ekonomik durumu, fiziksel, psikolojik ve zihinsel sağlığı, görüşmenin yapıldığı yer, çalışılan kuruluş gibi değişkenler görüşme sürecinde belirleyicidir. Bu durumların önceden belirlenmesi ve ön hazırlık yapılması gereklidir.

Bireylerle Sosyal Hizmet Uygulamasında Roller

Bireylerle sosyal hizmet uygulamasında sosyal hizmet uzmanı çeşitli mesleki rollerini aktif bir şekilde kullanır. Bu roller şunlardır:

  • Aracı -bağlantı kurucu rol
  • Savunucu rol
  • Eğiticilik rolü
  • Danışman/klinisyen rolü
  • Vaka yöneticisi rolü
  • İş yükü yöneticisi rolü
  • Süpervizör/personel geliştiricisi rolü
  • Yönetici rolü
  • Sosyal değişim ajanı rolü
  • Araştırmacı/değerlendirmeci rolü
  • Profesyonel rol

Bireylerle Sosyal Hizmet Uygulamasında Planlı Değişim Süreci

Sosyal hizmet uzmanları bireylerle sosyal hizmet uygulamasında sorun çözme sürecinde sosyal hizmetin en temel tekniklerinden birisi olan planlı değişim sürecini kullanırlar. Bu süreç 7 basamaktan oluşur:

Tanışma bağlantı kurma, ön değerlendirme, planlama, uygulama, son değerlendirme, sonlandırma/bağlantıyı kesme, izleme.

Bu planlı değişim sürecinde müracaatçının tüm özelliklerinin net bir şekilde tanınması oldukça önemlidir. Bunun için randevu sürecinden başlayarak yapılacak ön görüşmeye ve ilk görüşmeye uzanan ölçekte tüm sürecin doğru bir şekilde kurgulanması şarttır. Uygun bir müdahale planı geliştirmek için mutlaka doğru bilgilerin alınmış olması gerekir.

Planlı değişim sürecinin tümünde sosyal hizmet uzmanının müracaatçıya göre daha aktif olması beklenir. Bu süreçte sosyal hizmet uzmanı tüm müdahale planını müracaatçı ile birlikte oluşturmak ve uygulamak zorundadır. Eğer kamusal bir cezai zorlama durumu yoksa müracaatçı, istemediği veya ikna olmadığı bir uygulamaya zorlanamaz.