Yoksulluk ve Sosyal Yardım Uygulamaları
Yoksulluk Kavramı
Seebohm Rowntree, New York’ta yaptığı çalışmalar neticesinde yoksulluk terimini ilk tanımlayan kişi olarak bilinmektedir. Rowntree'nin 1901 senesinde verdiği yoksulluk tanımı; kişinin toplam kazancının biyolojik olarak varlığını devam ettirmesi için ihtiyaç duyulan yiyecek, giyim, barınma vb. en az boyuttaki fiziki gereksinimleri gidermeye yetememesi şeklindedir. Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası, yoksulluk konusundaki çalışmaların kaynağını oluşturan ve yoksulluğu farklı tanımlamalar ile açıklamaya çalışan iki kurumdur. Dünya Bankasının tanımlamasına göre yoksulluk; bir kişi ya da ailenin gıda ve gıda dışındaki temel ihtiyaçlarını karşılamak için ihtiyaç duyduğu minimum tüketim miktarına erişememesidir. Birleşmiş Milletler’e göre yoksulluk; insanların kabul edilebilir yaşam koşullarında özgür, haysiyetli, kendine ve başkalarına saygılı, uzun ve sağlıklı bir hayat sürdürebilmeleri için gerekli insansal gelişmenin en temel unsuru olan fırsatlar ve seçeneklerden mahrum olma şeklinde tanımlanmaktadır.
Yoksulluk çalışmalarında sıkça kaynak gösterilen Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre yoksulluk bir ülkede:
- Gelirin düşük ya da yetersiz olması
- Barınma olanaklarının düşük kalitede olması
- Temel kamusal hizmetlerin sağlanmasında yetersizlik olması
- Altyapı hizmetlerinde yetersizlik olması
- Sosyal güvencenin yetersiz olması
Mutlak Yoksulluk
Mutlak yoksulluk, bir insanın yaşamını minimum düzeyde sürdürebilmesi için gerekli kalori miktarını ve diğer besin bileşenlerini içeren beslenmeyi gerçekleştirmemesine dayalı olarak tanımlanmaktadır. Dünya Bankası’nın 1990 yılı Dünya Kalkınma Raporu ile yoksulluk kavramı uluslararası düzeyde tartışılmaya başlanmıştır. Dünya Bankası’nın hesabına göre bir insanın yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli minimum kalori miktarı olan 2400 k/cal besini almaya yeterli olmayan insanlar mutlak yoksul olarak tanımlanmıştır.
Göreli Yoksulluk
Bir toplumda mutlak yoksulluk sınırına bakıldığında hiç kimse yoksul olarak değerlendirilmeyebilir. Ancak göreli yoksulluk kavramına göre bakıldığında toplumun gelir dağılımının altında kalan kişiler yoksul olarak değerlendirilir. Göreli yoksulluk, bir insanın mutlak olarak geçiminin yanı sıra hayatını normal bir şekilde devam ettirebilmesi için sosyal ve kültürel ihtiyaçlarının da karşılanmasını ifade eder. Mutlak yoksulluk, daha çok az gelişmiş ülkeler için kullanılan bir kavram olup göreli yoksulluk, gelişmiş ülkeler için kullanılan bir kavramdır.
İnsani Yoksulluk
İlk kez 1997 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından kullanılan insani yoksulluk kavramı bireyin insanca bir yaşam sürdürebilmesini engelleyecek yoksunlukları ifade etmektedir.
Objektif-Subjektif Yoksulluk
Objektif yoksulluk yaklaşımında gelir ve günlük alınması geren besin/kalori miktarı gibi ölçülebilir değerler üzerinde düşünülürken subjektif yoksulluk yaklaşımı ise; bireyin en temel ihtiyaçlarının yeterliliğini, yani yoksulluk algılarını onlarla görüşmeler yaparak kendileri tarafından belirlenmesini amaçlar.
Kırsal-Kentsel Yoksulluk
Kırsal bölgedeki yoksullar genellikle tarım, hayvancılık, balıkçılık, ormancılık ve hizmet sektörlerinde çalışanlardır.
1980 öncesinde daha çok kent içi yoksulluk, işsizlik, konut problemleri gibi kentleşmenin getirdiği sorunları bir bütün olarak ''kentsel yoksulluk'' adıyla ele alan yaklaşım hakim iken 1980 sonrasında kentsel yoksulların özellikle Üçüncü Dünya Ülkeleri'nde kırsal alanlarda yaşayanlara göre çok daha kötü koşullarda yaşadığı, her iki mekânsal kategori için farklı yoksullukla mücadele yöntemleri oluşturulması gerektiği yönündeki bakış açısının var olduğu belirtilmektedir.
Yoksullukla Mücadele
Daha önceden de belirtildiği gibi yoksullukla mücadele gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin ortak sorunudur. Bu bakımdan yoksullukla mücadeleyi temel alan yaklaşımların literatürde genel olarak sosyolojik ve politik/ekonomik yaklaşımlar şeklinde öne çıktığı görülmektedir. Yoksullukla mücadeleyi temel alan yaklaşımlar şunlardır:
- İşlevselci yaklaşım
- Çatışmacı yaklaşım
- Etkileşimci yaklaşım
- Feminist yaklaşım
Yoksullukla mücadelede sosyal yardımların etkisi büyüktür. Sosyal yardım uygulamaları yoksulluk alanında gerçekçi ve uygun çözüm yöntemleri sunma açısından önemlidir.
Sosyal Yardım
Sosyal yardımlar genellikle toplumun yoksul kesimlerine yönelik yapılan ayni ve nakdi desteklerdir. Bu açıdan bakılacak olunursa sosyal yardımlar yoksulluğu azaltmaya yönelik uygulanmaya çalışılan sosyal politikalardır.
Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü
Sosyal yardımların kontrolünü sağlamak için kamusal sosyal yardımlar Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü bünyesinde toplanmıştır.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma (SYD) Vakıfları, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine istinaden kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak üzere her il ve ilçede Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulmuştur.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu
Fakruzaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlar ile gerektiğinde her ne suretle olursa olsun Türkiye'ye kabul edilmiş veya gelmiş kişilere yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici tedbirler alarak gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek amacıyla 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile 1986 yılında kurulmuştur.
Yoksullukla mücadele pek çok alandaki hizmetlerin iyi bir şekilde organize edilmesini gerektirmektedir. Dünyanın hemen her yerinde ve ülkemizde yoksul kesimle bire bir çalışmalar yapan meslek grubu da sosyal hizmettir. Sosyal hizmet mesleğinin yoksulluk alanında yaptığı çalışmaların iki amacı bulunmaktadır:
Yoksul birey, aile ve gruplara doğrudan hizmet götürerek yoksulluğun etkisinin azaltılmasında bu bireylere yardımcı olmak
Yoksulluğun etkilerinin azaltılmasında ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasında uygun politika ve hizmetlerin oluşturulmasına yardımcı olmak