Binalarda Gürültü, Titreşim, Radyasyon Yönetimi

Gürültü; istenmeyen, rahatsız edici ses olarak tanımlanabilir.

Makineler, taşıt trafiği, raylı sistemler, uçak gürültüsü, ev faaliyetleri ve komşuluk gürültüsü, eğlence yerlerinde meydana gelen sesler, inşaat işleri binalarda gürültü meydana getiren etkenler olarak sayılabilir.

Gürültü, insanlarda huzursuzluk yaratır, insanlar arası sözel iletişime mani olur, çalışma verimini azaltır, uyku problemleri oluşturur, işitme kayıplarına neden olur, davranış bozukluklarına yol açar, öğrenmede azalma gözlenir.

Gürültü olarak tanımlanan seslerin zararlı etkilerini tamamen veya kısmen yok etmek için yapılan işlemler “gürültü kontrolü” olarak adlandırılır. Gürültü kontrol yöntemleri; gürültünün kaynağında kontrol edilmesi, gürültünün çeşitli engellerle azaltılması, gürültünün kişisel koruyucular kullanılarak kontrol edilmesi olarak sıralanabilir.

Binalarda gürültü kontrolü “Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik” te belirtildiği şekilde gerçekleştirilmelidir. Gürültünün önlenebilmesi için, binalarda gürültü düzeyi saptanmalı, gürültünün frekans ve şiddeti belirlenmeli, mevcut ise bölgenin gürültü haritası temin edilerek binalarda ses yalıtımı yapılmalıdır.

Titreşim, saniyede belirli bir sayısı olan ve ses dalgaları gibi tekrarlayan dalgalardır.

Sanayi ve endüstri tesislerinde bulunan makineler, iş makineleri, kazılar, patlatmalar, araçlar, ağır taşıtlar, rüzgâr, depremler ve raylı sistemler başlıca titreşim kaynaklarıdır.

İş ortamında titreşim meydana getiren aletleri kullanan kişiler üzerinde titreşim etkisi; el-kol titreşimi ve bütün vücut titreşimi olmak üzere iki şekilde olabilmektedir.

Titreşimlerin titreşim meydana getiren aleti kullanan kişinin el ve kollarına geçmesi şeklinde oluşan titreşim türü, el-kol titreşimidir. El-kol titreşimine maruz kalan insanlarda; damar bozuklukları, kemik ve eklem bozuklukları, kas hastalıkları ve nörolojik bozukluklar görülebilir.

Titreşimin vücuda çeşitli yollarla girmesi ile oluşan ve vücuda girdiği kısma yakın olmayan organları da etkileme potansiyeline sahip olan titreşim çeşidi bütün vücut titreşimidir. Bütün vücut titreşimine maruz kalan insanlarda; algı problemleri, rahatsızlık hissi, görme rahatsızlıkları, sinir ve kas rahatsızlıkları, omurga incinmeleri, sindirim sistemi rahatsızlıkları, üreme sistemi rahatsızlıkları görülebilir.

Titreşimin önlenmesi, insanlar üzerinde meydana getirdiği etkilerin azaltılabilmesi için alınan önlemler “titreşim kontrolü” olarak adlandırılmaktadır. Titreşim kontrol yöntemleri; titreşimin kaynağında kontrol edilmesi, titreşimin çeşitli engellerle azaltılması, titreşimin kişisel koruyucular kullanılarak kontrol edilmesi olarak sıralanabilir.

“Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik” te “cihazlardan yayılan mekanik titreşimlerin kontrol altına alınmasına yönelik önlemlere ilişkin temel kurallar” yer almaktadır.

İlaveten “Çalışanların Titreşimle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik” te “çalışanların mekanik titreşime maruz kalmaları sonucu oluşabilecek sağlık ve güvenlik risklerinden korunmalarını sağlamak için asgari gereklilikler” belirlenmiştir.

Radyasyon, dalgalar veya parçacıkların yaydığı bir enerjidir.

Radyasyon; iyonize olmayan radyasyon ve iyonize radyasyon olmak üzere iki çeşittir.

İyonize olmayan radyasyon: İyon üretmek için yeterli enerjiye sahip olmayan radyasyon türüdür. İyonize radyasyondan daha az enerjiye sahiptir.

İyonize radyasyon: Elektronları, atomların etrafındaki yörüngelerinden çekerek elektron/proton dengesinin bozulması ve yüklü parçacıklar meydana gelmesi şeklinde gerçekleşen radyasyon türüdür. Alfa, beta, foton ve nötron radyasyonu olmak üzere beş türü vardır.

İyonize olmayan radyasyon kaynakları: Görünür ışık, kızılötesi, radyo dalgaları, mikrodalgalar ve güneş ışığıdır şeklinde sıralanabilir. İlaveten, cep telefonları, televizyon istasyonları, FM ve AM radyo, bebek monitörleri, kablosuz telefonlar, garaj kapısı açıcılar iyonlaştırıcı olmayan radyasyon kullanırlar.

İyonize radyasyon kaynakları, doğal ve yapay kaynaklar olmak üzere ikiye ayrılır.

Doğal kaynaklar: Kozmik ışınlar, radon gazı, yerküreden gelen gama ışınları, yiyecek ve içeceklerde doğal olarak bulunan çeşitli radyonüklitlerdir.

Yapay kaynaklar: Tıbbi X ışınları, atmosferdeki radyoaktif serpintiler, nükleer endüstrinin radyoaktif atıkları, endüstriyel gama ışınları, tüketici ürünleri, tıbbi, zirai ve endüstriyel amaçla kullanılan X ışınları ve yapay radyoaktif maddeler sonucunda maruz kalınan radyasyondur.

Radyasyon insan vücudunda önemli sağlık problemlerine yol açabilmekte, yüksek dozlara uzun süre maruz kalma ölüme neden olabilmektedir.

Radyasyonun zararlı etkilerinden korunmak için çeşitli önlemler alınması gerekmektedir. Uluslararası Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICRP) İyonlaştırıcı radyasyondan korunmaya karşı düzenli olarak tavsiyeler yayımlayan bilimsel bir sivil toplum örgütüdür. ICRP, radyasyon ışınlanmasına neden olan tüm insan eylemleri veya uygulamaları için üç temel gereksinimi esas alan bir radyasyondan korunma sistemini tavsiye etmektedir. Ülkemizde uygulanan Radyasyon Güvenliği ile ilgili Tüzük ve Yönetmelikler ’de bu tavsiyeleri esas almıştır. Bu sistem uygulamanın gerekçelendirilmesi, korunmanın optimizasyonu, kişisel doz sınırlarının uygulanması başlıklarını içermektedir.

Ülkemizde yayınlanmış olan Ulusal Radyasyon Acil Durum Planı (URAP) içerisinde radyasyon ile ilgili acil durumlar tanımlanmış, yapılabilecek müdahaleler belirtilmiştir.