Bilimde XIX. Yüzyıl Ayrımı ve Modern Bilimin Geleneksel Bilgi Biçimlerini Dışlaması

Bilim insanın kendi sınırlılığını aşma çabasıdır. Bilimin toplum içinde saygın ve ayrıcalıklı konumu buradan kaynaklamaktadır.

Bilgi deneyimlerimize dayalı olarak yol gösterici olduğu gibi bu deneyimlerden yararlanıp yeni ilişkilere, açıklamalara geçme imkanı da vermektedir. Bilim bu yönde bilgilerimize bir sistem kazandırma çabasıdır. Böylece eski deneyimlere bağlı kalmadan, yeni deneyimlerimizde işe yarar kılacağımız belli sonuçlar elde edilebilmektedir.

Toplum sorunlarının çözümünde elde edinilen deneyimlerin, derslerin, becerilerin saklanması, korunması ve aktarılması ancak sistemli bilgiye dönüştürmekle mümkündür. Doğrudan çözümlenen sıradan bilgiler dışında ortaya çıkan yeni bilgilere sahip çıkılması ve örgütlenmesi bilim aracılığıyladır. Çözümün toplum örgütlenmesi içinde gerçekleşmesi eldeki bilgileri çözümün mantığına göre sistemleştirme olanağı verecektir.

Bilim olayına ve örgütlenmesine ilk defa Doğu’da tanık olunmaktadır. Doğu’nun insanlık sorunlarına getirdiği çözümün genişliği farklı, değişik sorunlara da çözüm getirmeye izin vermiştir. Başka bölge ve insanlar da bu çözümden yararlanarak uygarlık aşamasına geçmişlerdir.

Doğu’da bulunan çözüme duyulan güvenle çözüm üzerinde bu yönde felsefi tartışmalar söz konusu olmamıştır. Doğu’da öncelik bilime verilmiştir. Bilim aracılığıyla toplum deneyimleri ve birikimleri örgütlü ve kodlanmış hale gelmiştir.

Bilim tarihi Doğu’nun ve Batı’nın birlikte ortak olduğu bir serüvendir. Dünya tarihine temel niteliğini kazandıran Doğu -Batı çatışması billim tarihini de etkilemiştir.

Modern bilimin evrenselliği Batı bilimi, Doğu bilimi ayrımının aşılması olmamıştır. Batı’nın Doğu ile ilişkilerdeki konumunun değişmesiyle eldeki bilgi ve deneylerden çıkaracağı sonuçlar da değişmiştir.

Modern bilgi araştırmalarında olayların ilk nedenleri ve nihai amaçları bilmeyi dışlar. Bunun yerine pratik, güncel konu ve sorunları incelemekle yetinir. Böylece bilimde yeni bir aşamadan, yeni bir düzenden söz etmeksizin, bilim adamlarının gündelik çalışmaları ile sınırlı, nicel birikimlere, olgulara dayalı sürekli ilerleme mümkün olacaktır.

Comte'a göre teolojik ve askeri sıfatlarla belirlenen toplum tipi yerine bir başka toplum tipi, bilimsel/pozitif, endüstri toplumu doğmaktadır. Eski toplum tiplerinden farklı olarak yeni toplum örgütlenmesinin kaynağı bilimdir.

XIX. yüzyılda modern bilim anlayışı ile toplumlarının tarihi deneyimleri ve birikimlerini dışlayan evrensel yeni bakış açısı getirilmiştir.

Bilimin birinci işlevi insanın kendi sorunları önünde etkili olmak için sınırlı bilgiden gerekli bilgiyi bir yöntem içinde yeniden üretmesidir. Bilimin diğer bir işlevi ise belli bir yöntemle elde edilen bu bilgileri toplum örgütlenmesi içinde değerlendirmek ve uygulamaya geçirmektir. İnsan kurulan sistem içinde kendiliğinden gidişe müdahale etmekte, olaylar veya sorunlar üzerinde etkili olabilmektedir.

Günümüzde egemen bilim anlayışını Batı bilimi temsil etmektedir. Öncelikle modern bilim Batı çıkarlarına göre belirlenmiştir ve Batı dünya egemenliğini güçlendirme ve sürdürme görevini yüklenmiştir.

Modern bilime dayalı dünya görüşü geleneksel bilgi biçimlerini ve toplum örgütlenmesini dışlamıştır.