Bilgi Toplumu/ Bilişim Toplumu Tartışmaları

Günümüzde XIX. yüzyıl modern dünya görüşü ve yöntemine yönelik belli eleştiriler ideolojilerin sonu, ulus-devletlerin sonu, toplumsal sınıfların sonu, sosyalizmin sonu görüşleriyle öne çıkarılırken yeni bir bilgi ve toplum örgütlenmesi gündeme getirilmektedir. Bilgi toplumu, enformasyon toplumu, modernsonrası toplum, endüstri-ötesi toplum gibi kavramlar yeni bilgi ve toplum örgütlenmesini ifade eden kavramlar olarak öne çıkarılmaktadır. Bu tartışmalarda iletişim araç ve tekniklerine (bilgi teknolojilerine) özel bir önem atfedilmektedir.

İçinde bulunduğumuz çağı ve toplumu tanımlamak için bilgi toplumu, bilgi çağı, enformasyon devrimi adları verilmektedir, ancak dünden bugüne mevcut ilişkiler temelde değişmemiştir.

Küreselleşmeyle birlikte karşımıza çıkan enformasyon toplumu söylemi giderek kitle iletişim endüstrisi olgusunun yerini almıştır. Bu durum kitle iletişim araçlarının imlediği denetim ve tahakküm gibi olguların iletişim olgusuyla yer değiştirmesine ve üstünün örtülmesine neden olmuştur.

Günümüzde bilgi çağı söylemi toplumun neolitik devrim ve endüstri devriminden sonra geçeceği üçüncü tarihsel aşamanın başlangıcı olarak sunulmaktadır. Ancak söz konusu iyimser yaklaşıma karşıt görüşte postmodern teorisyenler de bulunmaktadır.

Bilgi toplumu aşaması Batı'nın Doğu üzerindeki egemenliğinde herhangi bir yapısal değişikliği getirmemiştir. Bilgi toplumu da küreselleşmenin etkisiyle tıpkı endüstri devrimi gibi yeni bir özgürleşme momenti olarak sunulmuştur. Ancak söylem geçerli egemenlik ilişkilerinin sonundan çok egemenlik ilişkilerinin yeni bir veçhesine gönderme yapmaktadır.

Soğuk Savaş sonrası dönemde Batı'nın kendi iç çelişkilerini aşmasına paralel bir biçimde ortaya çıkan bilgi çağı söylemi ile küreselleşme arasında paralellik olması bir rastlantı değildir. Özellikle Manuel Castells'in çalışmalarında ortaya çıktığı şekilde klasik sosyolojinin "cemaat" kavramının yerini "ağ" kavramı almaktadır. Tıpkı endüstri devriminde İngiltere'nin başı çekmesi gibi enformasyon devriminin başını da ABD çekmektedir Bu açıdan bilgi çağı Batı dünya egemenliğinin ve yayılmacılığının yenipostmodern bir evresi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Postmodernizmin etkisiyle bilgi kesin ölçütlerini yitirmiş, genelgeçerlik özelliğinden sıyrılarak öznel bir nitelik kazanmıştır. Bilginin tıpkı tüm diğer olgular gibi yaşadığı bu parçalanma sosyal medya gibi yeni formasyonlarla belirginlik kazanmaktadır. Sosyal ilişkilerin kendilerini içi boş temsillere dönüştüren bilgi çağı ve sanallık toplumsuz bir toplumsallaşmayı sosyalizasyon süreçlerinin ön koşulu haline getirmektedir.

1960’lı yıllarda gelişen “küresel köy” ve “küresel toplum” fikirleri bir iletişim ütopyasına ve sanayi-sonrası toplum fikrine dayanmaktaydı, bu yüzden modern endüstri toplumunun çelişkilerinin çözülebileceği yönünde iyimser bir vaat taşıyordu. Ancak günümüze geldiğimizde bu iddialar iyimser söylemler olmaktan çıkmış ve eleştirel boyutlarını yitirmişlerdir.

Enformasyonel ağların bütün yerküreyi sarması, bilgi akışındaki hız ve içerikçe büyüme vb. olgulardan hareketle, enformasyonel teknolojinin ve ilişkilerin yeni toplumun merkezinde yer aldığı ve toplumun bütün kurumlarını ve ilişki biçimlerini dönüştürdüğü iddia edilmektedir.

Bilgi çağı/toplumundan söz edilmesine karşılık toplumsal ilişkilerde içe kapanma, yoksullaşma, gerçekliğin belirsizleşmesi, diyalogsuzluk, dezenformasyon, kültürün gözden düşmesi, ahlaki sefalet, siyasi hoşgörüsüzlük, hazcılık, şiddet, korku, kaos, gelecek endişesi, değersizleşme vb. günümüz toplumunda sıradan olaylar haline gelmiştir.