Modern Dünya Görüşüne ve Bilime Yönelik Eleştiriler: Bütünsel Kuramların Reddi
Batı’da modern dünya görüşüne ve bilime yönelik eleştiriler ile bütünsel kuramların, tarihin reddi birlikte ortaya çıkmıştır.
Dünya tarihinin bütünlüğünün reddedilmesi ve toplumların konumunun belirsizleşmesi ile toplum sorunlarının aşılmasında yol gösterici, müdahale etmenin yöntemi olan toplumsal bilgi/bilinç de önemli olmaktan çıkmaktadır.
Günümüz postmodern bilgi yöntemi yeni bir aşamayı/dönüşümü değil şimdiki zamanın, gündelik ilişkilerin diğer bir deyişle temelde hiçbir şeyin değiştirilemeyeceğinin övgüsünü yapmaktadır.
Batı günümüz dengesi içinde bilgiye, bilime gereksinim duymuyor, ama başkalarının olaylara müdahale çabasına karşı bilime ve bilim öğretilerine karşı kuşkuyu getiriyor. Kendiliğindenlik, sıradanlık ve belirsizliği öne çıkarıyor. Bu özellikler gerçekte toplum bilgisine/bilincine ve bilime karşıt özelliklerdir.
Batı içi çelişkilerin ortadan kalkması veya ABD tek -merkezli dünya egemenliğinin ortaya çıkması (küreselleşme, yeni dünya düzeni) geçmişte öne çıkan toplum sınıflarını, mevcut düzene karşı muhalefeti ve bütünsel açıklamaları marjinal bir konuma itmiştir.
Postmodern kuramcılar iktidar ile bilgi arasında bağlantı kurmalarına rağmen, iktidarın işleyişi veya bilimde değişmenin neye karşı olduğu belirsizdir. İlerlemeye karşı kuşkunun yanında,geleceğe olduğu gibi geçmişe karşı da bir kuşku söz konusudur. Tarih denetimsiz ve yönsüzdür.
Postmodern bilgi kuramını modern dünya görüşünden ayıran ve farklı kılan en bariz ayrım ilerlemeye duyulan kuşku ve kendiliğindenlik konusundadır.
Postmodern bilgi yöntemine göre gerçeği tanımlamada bir odak noktası yoktur. Kesin ve evrensel düzeyde tanımlanabilir bir gerçeklikten söz edilemez.
Postmodern bilgi anlayışında esas olan geleceğin belirsizleşmesi veya tarihe duyulan kuşkudur. Geçmişin gündelik, sıra dışı öykülenmesi geleceğin altını oymak içindir.
Modern bilim ve bilgi anlayışının gerilim yaratan olumsuz özelliklerine karşı postmodernizm kendiliğindenliği, sıradanlığı, farklılığı, belirsizliği, göreliliği öne çıkarmaktadır.
Postmodernizm Batı modern bilim anlayışına yönelik eleştirilerle toplumsal gerçeklik, bilgi ve bilimin kendisi üzerinde kuşkuyu öne çıkarmaktadır. Bilimin iktidarla ilişkisi, göreceli olması, mutlak olmadığı görüşü bu kuşkuyu temellendirmenin yolu olmaktadır.
Postmodernizm konusunda esas bütünsel, kapsayıcı bakış açısı 1979 yılında Jean -François Lyotard’ın “Postmodern Durum” kitabıyla başlamıştır. Lyotard daha sonra farklı düzeylerde de gündeme gelen ideolojilerin ve (bütünsel) üst - anlatıların (söylemlerin) sonuna gelindiği iddiasını taşımaktadır. İki kutuplu dünyanın sürdüğü bir dönemde aydınlanmadan dine ve marksizme kadar çeşitli büyük anlatıların meşruluk krizinden söz edilmesi ilgiyle karşılanacaktır.
Sovyetler Birliği’nin tasfiyesi sonrası ortaya çıkan bu yeni gelişmelere paralel biçimde Batı’da bilim ve toplum anlayışı ve örgütlenmesinde belli değişiklikler yaygınlaşmıştır.
Artık verili dünya düzeni tartışmasız olarak benimsenmiştir. Doğu’nun yeni arayışlarının önüne geçmek için bütünsel açıklamalara/kuramın, tarihin reddi öne çıkarılacak, tarihin sonundan söz edilecektir. Doğu’da ortaya çıkacak yeni arayışlar karşısında bilim mutlak değildir denilecektir. Göreceli, kendiliğinden, belirsiz, yönsüz postmodern bilgi anlayışı öne çıkarılacaktır.