Avukatın Hukuki ve Disiplin Sorumluluğu

Avukatların Hukuki Sorumluluğu

Sorumluluk, somut olayda borçlunun sözleşmeyle üstlenmiş olduğu bir borcu yerine getirmemesinden veya haksız fiilinden kaynaklanabilir. Sözleşmenin ihlalinden kaynaklanan sorumluluk için “akdi sorumluluk”, haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk içinse “akit dışı sorumluluk” deyimleri kullanılır. Dar ve teknik anlamda sorumluluktan söz edildiği zaman, akit dışı sorumluluk anlatılmak istenir.

Akdi sorumluluk, hukuki bir işlemle tarafların birine veya her ikisine yüklenen edimlerini tam veya gereği yerine getirmemelerinden kaynaklanmaktadır. Bu şekilde sorumluluğu olan kimseler, hukukumuza göre, mal varlığı ile bu sorumluluklarını tazmin etmek zorundadırlar.

Vekalet sözleşmesinin doğası gereği öğretide haklı olarak kabul edilen ve yukarıda sayılan yükümlülüklerinin yanı sıra avukatın, sözleşme gereği sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle tazmin borcu da doğabilir. Avukatlık sözleşmesine dayalı olarak, avukatın sorumluluğuna gidebilmek için sözleşmenin avukat tarafından ihlal edilmiş olması gerekir.

Avukatın hukuki sorumluluğu iddiasıyla, avukat aleyhinde tazminat talebinde bulunabilmek için tazminatı gerektiren genel hukuk kurallarının burada da geçerli olması gerekir. Yani, olayda avukatın sözleşme ile üzerine aldığı işi hiç ya da gereği gibi yerine getirmemiş olması nedeniyle iş sahibinin madden ya da manen mağdur olması gerekir. Avukatın sorumluluğu iddiası, Avk. K. m. 40’ a göre, “ bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibarın bir yıl ve herhâlde zararı doğruna olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer. Ancak, avukatın üçüncü kişilere karşı sorumluluğunda uygulanacak zaman aşımı süresi, Avk. K. M. 40’ a göre değil, genel hükümlerdeki zaman aşımı süresidir.

Maddi zarar, müvekkilin mal varlığındaki eksilme veya müvekkilin mal varlığında olması gereken artışın olmamasıdır. Eksilmenin veya olması gereken artışın hesabı maddi zarar hesabındaki genel ilkelere göre yapılacaktır. Maddi tazminat sorumluluğuna gidebilmek için bir maddi zararın meydana gelmesi, zararın mal varlığına ilişkin olması, zararın oluşumunda avukatın kusurlu olması, zarar ile avukatın eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması ve davanın süresinde açılması gerekir.

Avukatın, sözleşmesel yükümlülüğünü ihlali, olayların normal akışına, hayat tecrübelerine göre somut olayda gerçekleşen türden zarar oluşturmaya elverişli olmalıdır. Önemli olmayan bir davayı kaybetmiş olan avukat, buna çok üzülerek yataklara düşen ve işine gidememekten ötürü zarara uğrayan müvekkilinin bu zararını tazminle yükümlü tutulamaz. Avukatın vereceği zarar, kural olarak, maddi zarar olacaktır. Ancak, müvekkil, BK m. 56 ’daki şartların oluşması hâlinde manevi tazminat talep edilebilecektir. Bunun için, avukatın kişilik hakkına ve hukuka aykırı bir tecavüzde bulunması, bir manevi zarara uğranılması, kişilik hakkına yönelen hukuka aykırı tecavüz ile manevi zarar arasında illiyet bağı bulunması, davalının sorumlu olmasını gerektiren kusuru veya bir kusursuz sorumluluk hâlinin bulunması gerekir. Manevi zarara ilişkin olarak, bu güne değin uyuşmazlık konusu olan bir olaya, tarafımızca sadece bir kararda rastlanılmıştır. Konu ile ilgili Yargıtay kararında, temyiz süresini kaçırdığı için, müvekkil tarafından kendisinden talep edilen manevi tazminata ilişkin olarak; Davalı avukatın kararı temyiz etmeyerek görevini ihmal etmesinin davacının kişilik haklarına saldırı olmadığı gerekçesiyle manevi tazminat hükmedilemeyeceğini belirterek Yerel Mahkeme kararını bozmuştur.

Avukatların Disiplin Sorumluluğu

Avukatlar hakkında uygulanacak disiplin işlem ve cezaları Avk. K. 134– 162. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu hükümlerde hem ilgili barolarda uygulanacak kurallar, hem de TBB tarafından uygulanacak olan kurallar yer almaktadır.

Avukatlık kanunu, avukatlık onuruna, meslek düzen ve geleneklerine uymayan eylem ve davranışları ile mesleki çalışmasında görevin yapılması ile ilgili sorumluluklarını görevin gerektirdiği dürüstlüğe uygun yapmayan avukatın disiplin cezası ile cezalandırılacağın emretmektedir.

Disiplin soruşturma ve kovuşturmasına tabi olanlar; avukatlar ile avukatlık, ortaklıkları, stajyerler ve dava takipçileridirler. Avukatlar hakkındaki bir şikâyette ilk aşama “soruşturma” evresi ve ikinci aşama da “kovuşturma” evresidir.

Disiplin kovuşturması, soruşturma evresi sonucunda, baro yönetim kurulu tarafından verilen bir kararla açılır. Yönetim kurulu, ivedilikle ve her hâlde ihbar, şikâyet veya istek tarihinden itibaren en çok bir yıl içinde disiplin kovuşturması hakkında bir karar vermeye mecburdur.

Avukatlar hakkında yapılacak kovuşturmalarda, isnat olunan hususun avukata açıkça ve yazılı olarak bildirilmesi, yazılı savunmasının istenmesi ve bu savunma için en az on günlük bir süre tanınması zorunludur.

Hakkında meslekten çıkarma cezasını gerektirebilecek mahiyette bir işten dolayı kovuşturma yapılmakta olan avukat disiplin kurulu kararıyla, tedbir mahiyetinde işten yasaklanabilir.

İşten yasaklanma kararı, yargı organları ile sair mercilere baro başkanlığı tarafından derhal duyurulur. İşten yasaklanmış olanlar bu tarihten itibaren avukatlığa ait yetkileri hiçbir şekilde kullanamazlar. Bu hüküm avukatın eşi ile reşit olmayan çocuklarına ait işlerde uygulanmaz.

Disiplin cezaları şunlardır: Uyarma, kınama, para cezası, işten çıkarma ve meslekten çıkarma.