Avukatın Yaptığı İşin Hukuki Durumu

Temsil, bir şahsın hukuki hüküm ve neticeleri başkasına ait olmak üzere, başkası adına ve hesabına veya sadece hesabına bir hukuki muamele yapabilme yetkisidir. Yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olunanı bağlar

Hukukumuzda, temsil kurumunun amacı başlıca şu üç şekilde açıklanabilir: Masraf ve zamandan tasarruf amacı taşınmış olabilir. Asilin gizli kalma amacı gözetlenmiş olabilir. Yapılacak sözleşmenin uzmanlık gerektirmesi nedeniyle temsil yetkisi verilebilir.

4857 Sayılı İş Kanunun 8. maddesinde İş sözleşmesinin tanımı yapılmıştır. Buna göre iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (iş veren) da ücret ödemeyi üstlenmesiyle oluşan sözleşmedir. Buna göre; “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (iş veren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.” (4857 s.y. m.8) Aynı konu BK’ da düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu'nun 393. Maddesinde de “ Hizmet sözleşmesi, işçinin iş verene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle işgörmeyi ve iş verenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.

"İşçinin iş verene bir hizmeti kısmi süreli olarak düzenli biçimde yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeler de hizmet sözleşmesidir.” hükmünü düzenlemiştir.

Avukatın ücreti ise, yapılan işin durumuna göre, taraflar arasında yapılan sözleşmede belirtilen şekilde ödenir. Ücret belirlenmemiş ise, Avukatlık Asgari Ücret Sözleşmesi (AAÜT)’ne göre tespit edilecektir.

BK m. 502 “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde bir tanım yapılmıştır. Bu tanım, vekilin iş görme borcunu çok sınırladığından, doktrinde değişik tanımlamalar yapılmıştır. Vekilin sözleşme ile yükümlendiği işi yönetmeyi ya da hizmet ifasını borçlandığı ve bu iş görmenin kanun hükümleriyle düzenlenen akitlerden herhangi birinin konusuna girmediği, buna karşılık ancak sözleşme veya teamül olan durumlarda ücrete hak kazandığı iş görme borcu doğuran bir sözleşme olduğu ifade edilmiştir.

Vekâlet sözleşmesinde, vekilin iş görme borcu, kısaca BK’da; yüklendiği işin idaresi veya kabul ettiği hizmetin ifası olarak belirlenmiştir. Bu yönüyle bir iş görme sözleşmesi olan vekâlet sözleşmesinin mezkur tanımı ile kanuni tanıma ek olarak diğer iş görme sözleşmelerinden farklılığına değinilmiştir. En büyük farklılık, diğer iş görme sözleşmelerine nazaran vekilin kural olarak bağımsız sayılabilmesinde görülebilmektedir.

Avukatlık sözleşmesi, avukatlık sözleşmesinde özel hüküm bulunmadığı sürece, kural olarak, BK. m. 502 vd. maddelerinde düzenlen “vekâlet sözleşmesi”ne tabidir. Bu nedenle, vekâlet sözleşmesi kurumuna kısaca değinmek gerekir. Zira, iş görme akitlerinde, herhangi bir sözleşme tipine girmeyen iş veya işlemler, vekalet sözleşmenin kapsamında olmaktadır.

Vekâlet sözleşmesinin BK m. 502/3’teki tanımında ücret konusu için “Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır” şeklinde gerçekleştirilen düzenlemeden ücretin vekâlet sözleşmesinin zorunlu unsur olmadığı sonucu çıkmaktadır. Vekâlet sözleşmesinin taraflarının, sözleşmede varsa veya örf adette varsa, yapılan iş karşılığında ücret verilip verilmeyeceğini, bu ücretin ne kadar olacağını kararlaştırabilirler. Eğer taraflar arasında ücret konusunda bir anlaşma yoksa vekâletin konusu olan işin görülmesinin, iş hayatındaki geleneklerin gerekli kılması durumunda, bir ücret kararlaştırılmamış olsa dahi ücret ödenmesi gerekir.

Vekâlet sözleşmesinde ücretin zorunlu unsur olup olmadığı hususu üzerinde durmuştuk. Ücretin zorunlu unsur olmadığı ve ancak kararlaştırılmış olması ya da adet olması durumunda vekilin ücrete hak kazanacağı sonucuna varmıştık. Bu çerçevede müvekkilin, vekilin emek ve mesaisine karşılık, işin önem ve mahiyetine göre belirlenecek bir ücreti vekile vermesi gerekmektedir.

Vekilin yapmış olduğu giderleri ve ödemiş olduğu avansları talep etme hakkı da vardır.

Vekâlet sözleşmesinin kurulması ile birlikte vekilin iş görme borcu doğar. Önemli olan husus vekilin işi gerekli özeni göstererek yerine getirmesidir. Vekalet sözleşmesine konu işin görülmesi için birinin vekil kılındığı durumlarda, vekil genellikle görülmesi beklenen işin uzmanı durumundadır. Bu bakımdan vekilin gerekli dikkat ve özeni göstermesi işinin icabından dolayı kendisinden beklenmektedir.

Vekalet sözleşmesinin ifa ile, tek taraflı olarak ya da taraflardan birinin ölümü ile sona ermesi mümkündür.

Avukatlık Sözleşmesi

Avukatlık sözleşmesi, “ bir tarafında, serbest bir meslek ve kamu hizmeti olan avukatlık hizmetini ifa eden, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden Avukat ile diğer tarafta müvekkil (iş sahibi) arasında avukatlığın amacı olan hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derece yargı organları, hakemler, resmî ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamayı konu edinen tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir”.

Avukatlık sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen rızai bir iş görme akdidir. Bu nedenle, avukatlık sözleşmesini sona erdirme hâlleri de yine taraflar arasında yapılmış sözleşme ile belirlenir. Ancak, taraflar arasındaki akdedilmiş sözleşmede, sözleşmenin sona erme hâlleri gösterilmemiş ise, genel hükümlere göre sözleşme sona erecektir.