Türk Hukuk İnkılabı

1921 Anayasası /Teşkilât -ı Esâsiyye Kanûnu (20 Ocak 1921)

20 Ocak 1921’de 85 sayılı kanunla Yeni Türk Devleti’nin ilk anayasası kabul edilmiştir.

Teşkilât -ı Esâsiyye Kanûnu, Türk demokrasi tarihinde görülen anayasaların arasında en kısa ve yumuşak olanıdır. Toplam 23 madde ve bir ek maddeden ibarettir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesini benimseyen bu anayasa ile kuvvetler birliği ilkesi kabul edilmiş, Meclis Hükümeti Sistemi esas alınmış ve yerinden yönetim ilkesi benimsenmiştir. Yumuşak bir anayasadır.

Hukuk Kavramı

Hak sözcüğünün çoğulu olan hukuk, bireyle birey; bireyle toplum arasındaki ilişkileri, düzeni sağlayan ve maddi müeyyideleri olan kurallar bütünüdür.

Osmanlı’da Hukuk

Klasik dönem Osmanlı Devleti’nde hukukun iki önemli kaynağı vardır. Bunlar; şeriat ve örftür. Şer’i hukuk veya İslam hukuku (fıkıh), Kur’an, sünnet, icma ve kıyas gibi kaynaklarla şekillenmiştir. Örfî hukuk ise; kanûnnâme adıyla toplanmış, zamanla da bazı değişikliklere uğramıştır. Daha çok malî, askerî, idarî hukuk ve toprak hukuku hükümlerini içermiştir.

Sened-i İttifak’tan Cumhuriyet’e Hukuk Alanında Yaşanan Gelişmeler

Sened -i İttifak

1808 yılında Padişah II. Mahmut ile Ayanlar arasında imzalanan Sened -i İttifak’la ilk defa bir padişah; Anadolu ve Rumeli Ayanlarını muhatap alarak onların varlığını kabul ettiği gibi karşılıklı olarak tarafların hak ve özgürlüklerini tanımış ve ilk kez padişah egemenlik haklarının sınırlanmasını kabul etmiştir. İşte bu gelişme Türk demokrasisi ve anayasa hukukunun gelişmesi yolunda atılmış ilk önemli adım olarak değerlendirilmiştir.

Tanzimat Fermanı (Gülhane Hatt -ı Hümayûnu)

3 Kasım 1839’da Sadrazam Mustafa Reşit Paşa tarafından Padişah adına Gülhane Parkı’nda okunan Tanzimat Fermanı'yla Müslüman ve gayrimüslimlerin kanun nezdinde eşit olduğu, bütün vatandaşların can, mal ve namuslarının devletin sorumluluğu altında olduğu, vergilerin herkesin gelirine göre kanûnlar çerçevesinde düzenleneceği, askere alınma usulünün eşitlik prensipleri doğrultusunda yeniden gözden geçirileceği, yargılamaların şeffaf olacağı ilan edilmiştir.

Adlî Teşkilatlanma Çabaları

Tanzimat Dönemi’nden itibaren başlatılan hukukî modernleşme sürecinde geleneksel şer’i mahkemelerin yanında Batı tarzı modern mahkemelerin (Nizamiye Mahkemeleri) açıldığı görülmektedir.

Kanunlaştırma Çabaları

Tanzimat Dönemi’nde adlî örgütlenmeler kadar kanunlaştırma hareketleri de önemli yer tutar. Bu dönemde Ceza Hukuku, Ticaret Hukuku, Toprak Hukuku, Medeni Hukuk, Anayasa Hukuku alanlarında çok önemli değişim ve dönüşümler yaşanmıştır. Bütün bu yeniliklere rağmen Tanzimat döneminde modern hukuk yerleştirilmeye çalışılırken geleneksel hukuk sisteminin kurum ve ilkeleri muhafaza edildiği için eski ile yeni birlikte yürürlükte kalmış ve bunun sonucunda da her alanda olduğu gibi hukuk sisteminde de ikili (düalist) bir yapı oluşmuştur.

Cumhuriyet Dönemi Türk Hukuk İnkılabı

Anayasa Kavramı

Kanûn- ı Esâsî veya Teşkilât -ı Esâsiyye diye adlandırılan anayasayı şöyle tanımlamak mümkündür: Bir devletin yapısını, organlarını, organları arasındaki ilişkileri, siyasal iktidarın oluşum şeklini özel ve tüzel kişilerin hak ve sorumluluklarıyla, bütün bunların devletle olan ilişkilerini düzenleyen çerçeve kanundur.

Türkiye Cumhuriyeti Dönemi’nde dört anayasa vardır. Bunlar; 1921,1924, 1961, 1982 Anayasalarıdır

1921 Anayasası /Teşkilât -ı Esâsiyye Kanûnu (20 Ocak 1921)

20 Ocak 1921’de 85 sayılı kanunla Yeni Türk Devleti’nin ilk anayasası kabul edilmiştir.

Teşkilât -ı Esâsiyye Kanûnu, Türk demokrasi tarihinde görülen anayasaların arasında en kısa ve yumuşak olanıdır. Toplam 23 madde ve bir ek maddeden ibarettir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesini benimseyen bu anayasa ile kuvvetler birliği ilkesi kabul edilmiş, Meclis Hükümeti Sistemi esas alınmış ve yerinden yönetim ilkesi benimsenmiştir. Yumuşak bir anayasadır.

1924 Anayasası/Teşkilât -ı Esâsiye Kanûnu (20 Nisan 1924)

1924 Anayasası 1961’e kadar 37 sene yürürlükte kalmıştır.

1924 yılına kadar Osmanlı Kanûn -i Esâsisi ile bunun eksik yönlerini tamamlayan 1921 tarihli Teşkilât -ı Esâsiyye Kanûnu birlikte yürürlükte kalmıştı. Bu dönemde TBMM’nin ilanı, saltanatın kaldırılması, cumhuriyetin ilanı, hilafetin kaldırılması gibi çok önemli inkılaplar gerçekleştirilmiş ve İmparatorluktan ulus devlete geçiş için önemli adımlar atılmıştı. Dolayısıyla Anayasa’nın da bu yeni döneme göre yeniden hazırlanması gündeme gelmişti. Oluşturulan Anayasa Komisyonu tarafından anayasa hazırlama mantığına ve usullerine uygun olarak hazırlanan anayasa taslağı, Mecliste 20 Nisan 1924’te kabul edilmiştir.

1961 Anayasası (9 Temmuz 1961)

1960 Askerî Darbesi’nden sonra hazırlanan bu anayasa 1982 yılına kadar yürürlükte kalmıştır. Bu anayasa ile; çoğunlukçu demokrasi anlayışı yerine çoğulcu demokrasi, tek devlet, anayasanın üstünlüğü gibi ilkeler kabul edilmiştir. Sert bir anayasa niteliğindedir. Yasamanın Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi'nden oluşmasını öngören bu anayasa ile Anayasa Mahkemesi, Yüksek Seçim Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu, Devlet Planlama Teşkilatı, TRT ve üniversiteler özerk kurumlar olarak kabul edilmiş, sendikal haklar verilmiştir.

1982 Anayasası (7 Kasım 1982)

1960 ve 70’li yılların gergin ortamının sonucunda 12 Eylül 1980’de Türk Silahlı Kuvvetleri “emir ve komuta zinciri içinde ve emirle” yönetime el koymuştur. Yaklaşık iki yıllık askerî idarenin sonunda yeni bir anayasa taslağı hazırlanmış ve bu taslak 7 Kasım 1982’de halkoylamasına sunulmuştur.

Türk Hukuk İnkılabı Alanında Yapılan Kanunlaştırma Hareketleri

Türk Medeni Kanunu’nun Kabulü (17 Şubat 1926)

Cumhuriyetin ilanından sonra modern bir medeni kanun hazırlanmasını isteyen Mustafa Kemal Paşa, 11 Eylül 1924’te 26 hukukçudan oluşan bir çalışma grubu oluşturmuştur. Bu komisyon Türk toplumu ve ailesine uygun medeni kanunları incelemekle işe başlamıştır. Bu ön çalışmalar neticesinde İsviçre Medeni Kanunu aranan kriterlere uygun bulunmuştur.

Türk Hukuk İnkılabı Çerçevesinde Çıkarılan Diğer Kanunlar

  • 22 Nisan 1926 Borçlar Kanunu
  • 1 Mart 1926 Ceza Kanunu
  • 4 Nisan 1929 Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve Ceza Yargılamaları Usulü Kanunu
  • 29 Mayıs 1926 Ticaret Hukuku
  • 13 Mayıs 1929 Deniz Ticaret Hukuku
  • 18 Haziran 1926 Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu
  • 24 Nisan 1929’da İcra ve İflas Kanunu
  • 3 Mart 1926’da Hâkimler Kanunu