Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Açılmasından İtibaren Yaşanan Gelişmeler

Kuva-yı Milliye Hareketi ve Düzenli Orduya Geçiş Süreci

Millî Mücadele’nin silahlı yönü iki safhada gerçekleştirilmiştir. Birinci safhası Kuva-yı Milliye tarafından verilen mücadele, ikinci safhası ise düzenli ordunun kurulması ile birlikte yapılan topyekûn mücadeledir.

Askerî Mücadele ve Oluşturulan Cepheler

Güney Cephesi’ndeki Çarpışmalar

İlk işgal harekâtını İngilizler başlattı. Mondros Mütarekesi’ne ve uluslararası hukuka aykırı olmasına rağmen Musul, İskenderun ve Kilis’i işgal etti.

Bu durum bölgede millî güçlerin harekete geçmesine ve düşmanlara karşı silahlı mücadeleye başlanmasına sebep oldu.

Adana Savunması

Fransız ve Ermenilerin haince tutumları, yöre halkının büyük bir dayanışma içerisinde fiili direnişe geçmesine sebep olmuştur. 19 Aralık 1919’da Dörtyol civarında Fransız askerleriyle silahlı çatışmaya giren halk, onları geri püskürtmeyi başarmıştır. Adana Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Kilikyalılar Cemiyeti ise bölgedeki fiili direnişi organize etmiştir.

Maraş Savunması

Maraş, 22 Şubat 1919’da ilk olarak İngilizler tarafından işgale uğramıştı. Daha sonra İngiliz ve Fransızların kendi aralarında yapmış oldukları Suriye İtilafnamesi gereğince şehir, 30 Ekim 1919’da Fransızların ve onların yerli işbirlikçileri Ermenilerin denetimine geçmiştir.

Maraş halkı XX. ve III. Kolordudan gelen subayların da yardımıyla, Fransız ve işbirlikçilerine karşı çok ciddi direniş göstermiş ve bu kent içi savaş yetmiş iki gün sürmüştür.

Urfa Savunması

Urfa’daki Jandarma Komutanı Yüzbaşı Ali Saip Bey “Namık” takma adıyla, bir taraftan halkın ileri gelenleri ve aşiret reisleriyle temasa geçerek Fransızlara karşı direniş fikrini genişletmeye, bir taraftan da Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini yönlendirmeye çalışıyordu.

Çarpışmalar 8 Nisan 1920’ye kadar sürdü. Dışarıdan takviye almalarına imkân verilmeyen Fransızlar, 10 Nisan 1920’de şehri terk etmek zorunda kaldılar.

Antep Savunması

17 Aralık 1918’de önce İngilizler tarafından işgal edilen Antep, daha sonra 29 Ekim 1919’da Fransızlara devredilmiştir.

Bu olaylar karşısında Antep halkı teşkilatlanmaya başladı ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni oluşturdu. Direnişe geçen Antep halkı, Fransızlara büyük zayiat verdirdi.

TBMM bütün imkânsızlıklara rağmen kahramanca bir direniş gösteren Antep şehrine 6 Şubat 1921’de çıkardığı bir kanunla “Gazi” unvanını vermiştir.

Doğu Cephesi (Ermenilerle Savaş ve Gümrü Barış Antlaşması)

Mondros Mütarekesi gereği Osmanlı Devleti, Kafkasya’daki birliklerini geri çekmek zorunda kalınca, Ermenistan Doğu Anadolu’daki bazı toprakları işgale başladı. Kâzım Karabekir Paşa 9 Haziran 1920’de Doğu Cephesi Komutanlığı'na tayin edildi. Böylece Yeni Türk Devleti’nin ilk askerî cephesi kurulmuş oldu.

Kısa süre içinde Sarıkamış, Kars ve Gümrü ele geçirildi. Birliklerimiz karşısında güç durumda kalan Ermeniler ateşkes isteğinde bulundular. Barış görüşmeleri Gümrü’de başladı. 2/3 Aralık 1920’de Ermenilerle Gümrü Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma TBMM’nin imzaladığı ilk siyasi antlaşmadır.

Batı Cephesi’nin Kurulması, Askerî ve Siyasi Gelişmeler

Millî Mücadele sırasında Anadolu’nun birçok bölgesinde cepheler oluşturularak, işgalcilere karşı mücadele verilmiştir. Ancak Türk milletinin kaderini yakından etkileyen en önemli savaşlar Batı Cephesi'nde, özelikle de düzenli ordunun kurulmasından sonra cereyan etmiştir.

I. İnönü Savaşı’ndan Sonra Bazı Siyasi Gelişmeler

Londra Konferansı (21 Şubat-12 Mart 1921)

İtilaf Devletleri arasında Anadolu’nun işgali ile ilgili olarak ortaya çıkan güvensizlik ve anlaşmazlık I. İnönü Zaferi’nden sonra iyice su yüzüne çıkmıştı. Fransızlar ve İtalyanlar Anadolu direnişinin basit bir olay olmadığını, Anadolu’nun işgalinin artık bir maceraya dönüştüğünü ileri sürerek İngiltere’yi Türklerle diyalog kurma konusunda ikna etmeye çalışmışlardır.

Türkiye Afganistan Dostluk Antlaşması (1 Mart 1921)

TBMM’nin doğulu devletlerle yapmış olduğu ilk dostluk antlaşması, 1 Mart 1921 tarihinde Afganistan ile yapılmıştır.

1 Mart 1921’de Moskova’da imzalanan Türk-Afgan Dostluk Antlaşması sadece hükümetler arasında değil, halklar arasında da yakınlığı sağlamıştır. Bu antlaşma İslam dünyası içerisinde de olumlu bir etki yapmıştır.

İstiklal Marşı’nın Kabulü (12 Mart 1921)

Her ülkenin bağımsızlık sembollerinden birisi de millî marşıdır. Millî marşlar o milletin vatanına duyduğu sevgi ve bağlılığı ifade eder. Osmanlı Devleti’nde bir millî marş yoktu. Oysa millet esasına dayanılarak kurulan Yeni Türk Devleti’nde bir millî marşa ihtiyaç duyulmuştur.

Dönemin Millî Eğitim Bakanlığı, 1921 yılı başlarında bir güfte yarışması düzenlemiştir. Bu yarışmaya 724 şiir katılmıştır. Kazanan şiire 500 liralık bir para ödülü konulmuştu.

Sovyetler Birliği ile İlişkiler ve Moskova Antlaşması (16 Mart 1921)

Türk ordusunun I. İnönü Zaferi’ni kazanmasından sonra Rusya’nın Türkiye’ye bakış açısı değişmiştir. Diğer taraftan Ermenilere karşı kazanılan zafer ve Gümrü Antlaşması’nın imzalanması da etkili olmuş ve Rusya’nın Ermeniler için Türkiye’den istediği toprak talebinden vazgeçmesini sağlamıştır.

Bütün bu süreç ve uzun süren görüşmeler neticesinde 16 Mart 1921’de Türkiye ile Sovyet Rusya arasında “Moskova Dostluk Antlaşması” imzalanmıştır.

II. İnönü Savaşı (23 Mart-31 Mart 1921)

Londra Konferansı’ndan istedikleri neticeyi alamayan İtilaf Devletleri, Sevr projesini Türkiye’ye zorla kabul ettirmek için Yunanlıları yeni bir askerî harekâta teşvik etmişlerdir

Batıdan ilerleyen Yunan kuvvetleri ile Türk birlikleri arasında, İnönü mevkiinde, 27 Mart’tan 1 Nisan 1921’e kadar sürecek çok şiddetli çarpışmalar oldu. İsmet Paşa komutasındaki Türk kuvvetlerinin 31 Mart’ta başladıkları karşı taarruzdan sonra Türk cephesini yarıp geçemeyeceklerini anlayan Yunan kuvvetleri, 1 Nisan’dan itibaren İnönü mevzilerinden Bursa istikametine doğru çekilmek zorunda kaldılar.