I. Dünya Savaşı ve Osmanlı Devleti

I.Dünya Savaşı’nın Başlaması

I. Dünya Savaşı öncesi Avrupa karşılıklı ihtirasların ve çıkar çatışmalarının düğümlendiği bir merkez durumuna gelmişti. 28 Haziran 1914’de Saraybosna’yı ziyaret eden Avusturya -Macaristan İmparatorluğu Veliahdı Franz Ferdinand ve karısı, Princip adında bir Sırp milliyetçisi tarafından suikast sonucu öldürülünce savaş resmen başlamıştı. Bu olay, Avrupa’yı bir hafta içinde dünya çapında bir savaşın içine sürüklemişdi.

Büyük Devletlerin Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri

Osmanlı Devleti'nin hakim olduğu coğrafya , jeopolitik ve jeostratejik konumundan dolayı tarih boyunca çatışmaların merkezi olmuştur. Konumu ile Akdeniz ve Orta Doğu’nun doğu- batı ve kuzey -güney ekseni üzerinde bir köprü durumundadır. Kara ve deniz yollarının kesiştiği, önemli stratejik konumu dolayısıyla bu bölge, dünya hâkimiyetine aday olan büyük devletlerin daima iştahını kabartmıştır.

İngiltere’nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri

Sömürgecilikte dünyanın en güçlü devleti olan İngiltere’nin Osmanlı toprakları üzerindeki emelleri Osmanlı Devleti’nin jeopolitik konumuyla doğrudan ilişkilidir. İngiltere, 1877 -1878 Osmanlı -Rus Savaşı’na kadar Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünden yana siyaset izlemiştir. Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü muhafaza etmek, İngiliz menfaatleri açısından anlamsızdı. Kendisi Hindistan yolunu güvenlik altına almaya çalıştı. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerindeki parçalama projelerinde de yer alan İngiltere, Ermeni Meselesi’nde de birinci derecede rol oynamış ve Osmanlı Devleti’nin yıkılışında oldukça etkili olmuştur.

Rusya’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri

Osmanlı Devleti’nin gerilemeye başladığı dönemlerde hızla modernleşen ve güçlü ordular kuran Rusya, büyük bir devlet olarak ortaya çıktı. Çar I. Petro’dan itibaren İstanbul’u ele geçirmek ve sıcak denizlere inmek düşüncesi, Rus dış politikasının temelini oluşturmuştur. Bunun için de kendisine engel gördüğü Osmanlı Devleti’ne karşı düşmanca politikalar izlemekten geri durmamıştır.

Fransa’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri

Osmanlı Devleti, güçlü olduğu dönemlerde Fransa’ya verdiği Kapitülasyon denilen imtiyazlarla, diğer Avrupa devletlerinden daha farklı ayrıcalıklar tanımıştı. Bu dostluk XIX. yüzyıla kadar devam etmiştir. Ancak Sanayi İnkılabı’ndan sonra hızla yayılan sömürgecilik yarışında Fransa, Osmanlı'ya karşı pek de dostça davranmamıştır. Birçok sömürgesini İngiltere’ye kaptıran Fransa, önce kendisine yakın bölgelerdeki Osmanlı topraklarına göz dikti. 1789’da Mısır’a saldırdı, 1830’da Cezayir’i daha sonra da Tunus ve Fas’ı işgal etti.

İtalya’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri

İtalya siyasi birliğini tamamladıktan sonra sömürgecilik yarışında diğer Avrupa devletlerinden geri kalmamak için çaba harcamıştır. Dünyanın büyük bir bölümü diğer Avrupalı devletler tarafından sömürgeleştirildiği için Osmanlı Devleti topraklarına göz dikerek bu devletin aleyhine genişleme politikası gütmüştür. İtalya Osmanlı Devleti aleyhindeki gizli antlaşmalara da katılmıştır.

Avusturya -Macaristan İmparatorluğu’nun Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri

Osmanlı Devleti’nin yükseliş döneminden itibaren mücadele ettiği en büyük rakiplerinden biri de Avusturya -Macaristan İmparatorluğu olmuştur. II. Viyana Kuşatması’na kadar Osmanlı Devleti bu devlete karşı hep üstünlük sağlamıştır. Ancak 1683’ten itibaren şartlar Osmanlı Devleti aleyhine gelişme göstermiş, 1699 Karlofça Antlaşması’yla Macaristan’ı Avusturya’ya bırakmak zorunda kalmıştır.

Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi ve Savaştığı Cepheler

İngiltere ve Fransa ile yapılan iki ittifak girişiminin sonuçsuz kalması Osmanlı Devletini ister istemez Almanya’nın tarafına itmişti. Zaten bu dönemde iktidarda bulunan İttihat ve Terakki Hükûmeti bu gelişmelerden dolayı Almanya’ya daha yakın duruyordu. Osmanlı Hükûmeti ittifak antlaşmasını imzaladığı gün, genel seferberlik ilan etti ve Mebuslar Meclisi’ni dağıttı. İki gün sonra da tarafsızlığını ilan etti.

Enver Paşa’nın emri ile Amiral Şöson kumandasında, aralarında Yavuz ve Midilli’nin de bulundukları on bir parçadan oluşan Osmanlı donanması, 29 Ekim 1914’te Karadeniz’e açılarak Rusya’nın Odesa ve Sivastopol limanlarını bombaladı. Böylece Osmanlı Devleti bir oldu bittiyle savaşa girmiş oldu.

Doğu Cephesi

Osmanlı orduları ilk olarak Kafkas Cephesi’nde Sarıkamış Harekâtı'yla Ruslara karşı savaşmıştır. Almanya’nın cephelerde rahatlamasını sağlamayı, Rus işgali altındaki Türkleri kurtarmayı ve Bakü petrollerinin ele geçirilmesini amaçlayan bu cephe, bir taarruz cephesidir.

Güney Cephesi

Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordularının savaştığı ikinci cephe Süveyş Kanalı’na yapılan seferdir. İngilizlerin 1914 yılında Mısır’ı kendi topraklarına kattığını ilan etmesi üzerine Cemal Paşa komutasındaki birliklerimiz Süveyş Kanalı’na hücum etti. Ancak bölgeye yapılan iki taarruzunda başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra İngilizler, Suriye -Filistin Cephes'ini açmış ve Kudüs’ü işgal etmişlerdir.

Batı Cephesi

Bu cephede Türk birlikleri Galiçya, Romanya ve Makedonya’da müttefiklerine yardım amacıyla savaşmıştır.

Romanya, İtilaf Devletleri yanında savaşa katılınca Almanya, Avusturya - Macaristan ve Türk kuvvetleri Galiçya’da ortak bir cephe açtılar. Romanya kuvvetleri bu bölgede yenildi ve 1917 yılında cephe kapandı.

Çanakkale Cephesi

Çanakkale Muharebeleri I. Dünya Savaşı içinde ayrı bir özelliği olan, tarihin kaderini değiştiren, Türk milletinin en görkemli zaferlerinden biridir.