Osmanlı Devleti’nin Çöküş Süreci

Osmanlı Devleti'nin Devlet ve Toplum Yapısı

XIV. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkan Osmanlı Devleti’nin bu dönemde Anadolu’daki çok sayıda Türk beyliği içerisinden sıyrılarak kısa bir süre içinde büyük bir imparatorluğa dönüşmesinin çok yönlü sebepleri vardır. Osmanlı Devleti’ni çağının en itibarlı devleti yapan sebepleri özetlemek gerekirse;

  • Osmanlı devlet felsefesi,
  • Hukuk devleti olması,
  • Farklı din, mezhep ve ırklara karşı hoşgörünün olması,
  • Güçlü ekonomiye sahip olması,
  • Güçlü askerî teşkilatının olması,
  • Kapıkulu sisteminin iyi işlemesi,
  • İlmiye sınıfının önemsenmesi,
  • Rüşvet, suistimal, israf, zulüm gibi kötülüklere fırsat verilmemesi.

Osmanlı Devleti'nin Çöküş Süreci

Dış Sebepler

Rönesans ve Reform hareketleri

“Yeniden doğuş” anlamına gelen Rönesans (Renaissance) kavramı, temelde Grek ve Roma kültürü yeniden canlandırılarak Avrupa’nın bilimde, sanatta, edebiyatta önemli ivmeler kazanmasını ifade etmektedir.

Reform ise yenileştirme, yeniden kurma anlamına gelmektedir. XV. ve XVI. yüzyıllarda Avrupa’da dinî düşüncede ortaya çıkan eleştiriler ve çalışmalardır.

Coğrafi keşifler

XV. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupalılar tarafından başlatılan deniz seferleri yeni kıtaların ve ticaret yollarının keşfedilmesini sağladı. “Büyük Coğrafya Buluşları” diye adlandırılan bu sürecin sonunda;

  • Dünya ticareti, Akdeniz’in dışına çıktı, okyanuslara taşındı.
  • Ticaret hırsı ve zenginleşme arzusu kapitalizmin ortaya çıkışına zemin hazırladı.
  • Burjuva sınıfı ortaya çıktı; Avrupa’daki feodal yapıyı çöküşe zorladı.
  • Sömürge yönetimleri ortaya çıktı.
  • Başta Osmanlı Devleti olmak üzere İslam ülkelerinin ekonomisi bozuldu ve fakirleşme, gerileme süreci başladı.
  • Akdeniz limanları yerine, Atlas Okyanusu limanları önem kazanmaya başladı.
  • Rönesans ve reform hareketleri hızlandı.
  • Kara yolu yerine deniz yolu ticareti önem kazandı.
  • Melez ırklar ortaya çıktı.
  • Baharat ve İpek Yolu önemini kaybetti.

Kapitülasyonlar

Devletin güçlü olduğu dönemlerde ticareti geliştirmek için verilen kapitülasyonlar gerileme süreci ile birlikte Osmanlı Devleti’nin ekonomik olarak batılı devletlerin kontrolüne girmesine zemin hazırlamıştır.

Sanayi İnkılabı

Sanayi İnkılabı şu sonuçlarıyla bütün dünyayı etkilemiştir:

  • Ucuz ham madde ve pazara olan ihtiyaç arttı.
  • Makineleşme, üretimde öncelik hâline geldi.
  • Kömür, elektrik, petrol gibi enerji kaynaklarının önemi arttı.
  • Büyük şirketler kuruldu ve ticarette tekelleşme süreci başladı.
  • İşçi sınıfı, sosyalizm gibi kavramlar taraftar toplamaya başladı.
  • Avrupa’da bilimsel buluşlar ve bu çerçevede yatırımlar hızla arttı.
  • Yeni teknoloji silah üretimi arttı.
  • Köylerden kentlere göçler arttı.

Fransız İhtilali

1789 yılında ortaya çıkan Fransız İhtilali’nin insanlık tarihini etkileyen sonuçları şöyledir:

Hürriyet, eşitlik, özgürlük, milliyetçilik, laiklik gibi fikirlere öncülük etti.

Ulus devletlerin kurulması hızlandı. İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi birçok devlet için örnek teşkil etti.

Laik sistem ve laik hukuk bütün dünyaya yayıldı.

Çok uluslu devletlerin yıkılışı hızlandı.

İç Sebepler

Osmanlı Devleti’nde merkezî idarenin bozulması

I. Ahmet’in (1603-1617) ölümüyle birlikte yerine kardeşi Mustafa tahta çıktı. Ailenin en yaşlı üyesi hükümdarlık hakkını kazanmış, “ülüş sistemi” terk edilmiş “ekber ve erşed sistemi” yani ailenin en yaşlısı ve olgun olanının tahta çıkması geleneği başlamıştı. Bu tarihten itibaren şehzadeler, sarayda odalarda korunmaya başlanmış, bu durum şehzadelerin tecrübesiz olmasına ve saray kadınları ile diğer görevlilerin etkisi altında kalmalarına sebep olmuştu.

Taşra yönetiminin bozulması

Osmanlı coğrafyası büyüdükçe sorunları da o nisbette büyüdü. XVII. yüzyıldan itibaren merkezî yönetimde meydana gelen bozulma, devletin taşra yönetiminde de olumsuz etkilerini göstermekte gecikmedi. Bu süreçte yaşanan uzun savaşlardan dolayı tımar sahiplerinin görevlerini yapamamaları, taşrada güvenlik sorunlarını artırmış, bu da birçok isyanın çıkmasına ortam hazırlamıştır.

Toprak sisteminin ve ordunun bozulması

Osmanlıda toprak sistemi, aynı zamanda Osmanlı ordusunun da en önemli kaynağıydı. Gerileme süreci ile birlikte toprak sisteminin temeli olan tımar sisteminin bozulması, Avrupa’nın disiplinli, donanımlı iyi teçhiz edilmiş orduları karşısında etkisiz kalması, tımarlı sipahilerin de gücünü azalttı. Ayrıca geçim sıkıntısı yüzünden yeniçerilerin askerlik dışında işlerle uğraşmaları ordu disiplinini sarstı.

Ekonomik yapının bozulması

Osmanlı ekonomisinin bozulmasının sebepleri şu şekilde sıralanabilir;

  • Tımar sisteminde meydana gelen bozulma,
  • Ülkede uzun yıllar devam eden isyanlar,
  • Göç olgusuyla köylünün toprağını terk etmesi ve üretime ara vermesi,
  • Sık sık değişen padişahların dağıttığı cülûs bahşişleri ve masrafların artması,
  • Osmanlı’nın kontrolünde olan büyük ticaret yollarının denizlere kayması sonucu Osmanlıda mali dengelerin bozulması,
  • Kapitülasyonların yaygınlaşması sonucu ihracat-ithalat dengesinin bozulması,
  • Saray masraflarının artması,
  • Köylünün vergi yükünün artması yüzünden üretimi bırakması,
  • Avrupa’nın sanayileşme hamleleri sonucu bol miktarda ürünün yerli üreticiyi iflasa sürüklemesi.

Eğitim sisteminin bozulması

XVII. Yüzyıldan itibaren başlayan gerileme sürecinden eğitim kurumları da payını almıştır. Bu süreçte asli vazifeleri ilim olması gereken medreselilerin, siyasetle uğraşmaya başlamaları medreseye olan güveni sarsmıştı. Ulema sınıfı, maddi ve şahsi heveslerinin peşine düşmüş ve medreseleri bu amaçla kullanmaya başlamıştır. Bu süreçte rüşvet, adam kayırma öne çıktı.

Yargı teşkilatının bozulması

Devletin gerileme sürecine paralel olarak adalet-yargı teşkilatı da bundan etkilendi. İlmiye teşkilatının bozulması yargıyı etkiledi. Kadılar iyi yetişmeden, rüşvet ve iltimasla işlerini yürütmeye başladı. Sosyal patlamalar olmamasına rağmen bunlar devletin çöküş sürecini hızlandırıcı rol oynadı.

Azınlıkların faaliyetleri

Fransız İhtilali’nden sonra yayılan milliyetçilik akımı Batılı devletlerin de destekleriyle Osmanlı ülkesinde yaşayan gayrimüslim azınlıkların ayrılıkçı isyanlara girişmelerine neden oldu. Bu durum da Osmanlı Devleti’nin çöküş sürecini hızlandırdı.