Fiil Cümlesi ve Ögeleri – I
Fiil Cümlesi
Arapçada filler geçişlilik bakımından ikiye ayrılır. Geçişli ve ettirgen fiile müteaddi; geçişsiz fiile lâzım fiil denir; işteşli fiillere müşâreket, dönüşlü fiillere mutâvaat fiilleri denir. Mutâvaat fiiller ile lâzım fiilleri nesne almazlar.
Mâzi, muzâri veya emir kipinde olan her müteaddi filin olumlu veya olumsuz şekli mef’ulün bih alabilir.
Fiil cümlesinde önce fiil, sonra diğer ögeler bulunur. yani fiilden sonra fail gelir, daha sonra mef’ulün bih yer alır. Ancak bazen mef'ulün bih, hem fiilden hem de failden önce gelebilir.
Mef'ulün Bih Sarih
Arapçada nesne, tümleç, dolaylı tümleç ve zarf tümleçlerinin tamamına genel olarak mef'ul denir. Bu mef’ullerden her biri, ifade ettikleri anlama göre mef’ulün bih, mef’ulü mutlak, mef’ulün fih, mef’ulün leh ve mef’ulün maah gibi beş ayrı isimden biriyle adlandırılır.
Mef’ulün bih: Müteaddi bir fiilin ifade ettiği eylemden direkt etkilenen isme; yani geçişli fiilden direkt etkilenen ve “ne?” veya “neyi?” sorularına cevap olabilen ögeye denir.
Mef’ulün bih’in irabı her zaman mansub olur.
Mef’ulün bih açık bir isim, zamir, işaret ismi veya ism-i mevsul olabilir. Böyle bir durumda bu mef’ule mef’ulün bih sarih denir.
Zamirler, işaret isimleri ve ism-i mevsuller mef'ulün bih olduklarında, mebni olduklarından irabları “mahallen mansub” olur.
Mef’ulün bih bazen cümle veya şibh-i cümle yapısında bulunur. Bu tür mef’ulün bihe “mef’ulün bih gayri sarih” (dolaylı tümleç) denir. Bu yapıda olanların irabı “mahallen mansûb” olur.
Soru ve şart isimleri gibi cümle başında bulunması gereken bir kelime mef’ulün bih olduğunda hem fiilden hem de failden önce gelir.