Anayasanın Temel İlkeleri

Anayasanın temel ilkeleri on başlıkta toplanmaktadır. Anayasanın temel ilkeleri kendi içerisinde bir bütün oluşturarak, devlet iktidarının kullanılma biçimini ve birey‐devlet ilişkilerini etkilemektedir.

Temel ilkelere doğru anlamını vermek önemlidir. Örneğin demokrasi bir içerik sorunudur ve her cumhuriyet demokrasi olmadığı gibi, her demokrasi de cumhuriyet olmayabilir.

İnsan haklarına saygılı devlet ve hukuk devleti ilkesi ilkeler arasında daha fazla öne çıkmakta, diğer ilkeler bir bakıma bunları niteleyerek anlamlarını belirlemektedir.

Anayasada yer alan temel ilkeler şunlardır:

Cumhuriyetçilik. Hukuki açıdan cumhuriyet kavramı, dar anlamda cumhuriyet ve geniş anlamda cumhuriyet olmak üzere iki anlamda kullanılabilmektedir. Dar anlamda cumhuriyet, devlet başkanının seçimle belirlenmesi anlamına gelir ve monarşinin karşıtı bir sistemdir. Geniş anlamda cumhuriyet ise, sadece monarşinin tersi değil, demokrasi ile özdeş, eşanlamlı bir kavram olarak kullanılmaktadır. Türk anayasalarında yer alan “Cumhuriyet” kavramının hukuki açıdan “dar anlamda kullanıldığı” sonucunu çıkarmak mümkündür. Zira, Cumhuriyet kavramı demokrasi ile özdeş olarak kullanılmış olsaydı, ayrıca “demokratik devlet” ilkesinin Devletin nitelikleri arasında sayılmasına gerek kalmazdı.

Başlangıç'ta Yer Alan İlkeler

Anayasaların yapılış sebepleri ile dayandıkları temel felsefeyi açıklayan ve genellikle edebî bir üslupla yazılan başlangıç bölümleri kural olarak anayasanın diğer hükümleri gibi uygulanabilir hukuk normları içermezler. Bununla birlikte, 1982 Anayasası’nın 2’nci maddesi, 1961 Anayasası’nda (m. 2) olduğu gibi “başlangıçta belirtilen temel ilkeler”e atıfta bulunmuştur.

Üniter Devlet

Türkiye Cumhuriyeti, üniter bir devlettir. Çünkü, federal devletlerin aksine Türkiye Devleti’nin tek bir anayasası, federal nitelikte olmayan bir yasama organı, yürütme organı ve yargı organları vardır ve bu organlar ulusal düzeyde yetkilerini icra ederler.

Atatürk Milliyetçiliğine Bağlı Devlet

Atatürk, millet kavramını şöyle tanımlamıştır: “Bir harstan (kültürden) olan insanlardan mürekkep cemiyete millet denir.” Atatürk’ün ifadelerinden ve Anayasanın başlangıcındaki hükümlerden hareketle, Atatürk'ün ve dolayısıyla Anayasanın benimsediği milliyetçilik anlayışının, "ırk, dil ve din gibi objektif benzerliklere değil; kader, kıvanç ve tasa ortaklığına ve birlikte yaşama arzusuna dayanan subjektif milliyetçilik anlayışı" olduğu anlaşılmaktadır.

Laik Devlet

Anayasa Cumhuriyetin nitelikleri arasında laikliği de saymaktadır (m. 2).

Demokratik Devlet

İnsan Haklarına Saygılı Devlet

Anayasanın 2’nci maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin “insan haklarına saygılı” bir devlet olduğu belirtilmiştir. Anayasa, hürriyetçi demokrasinin bir gereği olarak bireylerin sahip olduğu temel hak ve hürriyetleri de düzenlemiş ve sınırlarını belirlemiştir (m. 12‐74).Hukuk devleti

Hukuk devleti, devletin bütün eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına dayandığı, hukukun egemen olduğu ve vatandaşların hukuki güvenlik içinde bulunduğu bir sistemdir.

Sosyal Devlet

Sosyal devlet, devletin sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata müdahale etmesine izin veren sistemi ifade eder.

Eşitlik

Eşitlik, bireyler açısından bir temel haktır. Bu nedenle bireyler, bu ilkeye dayanarak eşit işlem görmeyi veya kendilerinin ayrıma tabi tutulmamasını isteme hakkına sahiptirler