Hükûmet Sistemleri
Güçlerin birbirini dengelemesini öngören kuvvetler ayrılığı düşüncesi yasama, yürütme ve yargılama işlevlerinin ayrı ayrı organlarca yerine getirilmesi, böylece gücün bir merkezde toplanmasının engellenerek kötüye kullanılmasının önlenmesini amaçlamıştır. Ancak zamanla kuvvetler ayrılığı hükûmet sistemlerinin sınıflandırılmasında da esas alınmıştır. Buna göre yasama ve yürütme erkleri aynı organda toplanırsa “kuvvetler birliği”, ayrı devlet organlarına verilirse “kuvvetler ayrılığı” söz konusu olur.
Kuvvetler birliğine dayanan hükûmet sistemlerinde yasama ve yürütme iktidarlarının yasama organında birleşmesi hâlinde meclis hükûmeti, yürütmede birleşmesi hâlinde mutlak monarşi veya diktatörlük rejimleri ortaya çıkar. Yasama ve yürütme kuvvetlerin yasama organında birleşmesi şeklinde ortaya çıkan yönetim biçimine “meclis hükûmeti” adı verilir. 1921 Anayasası Dönemi’nde Türkiye’de bu sistem uygulanmıştır.
Yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbiriyle ilişkilerinin niteliğine göre kuvvetler ayrılığına dayanan hükûmet sistemleri, başkanlık sistemi, parlamenter hükûmet sistemi ve bu ikisinin arasında yer alan bir rejim olarak yarı başkanlık sistemi biçiminde tasnif edilmektedir.
Parlamenter sistem yasama ve yürütmenin karşılıklı bağımlılığına dayanır. Başkanlık sistemi ise kuvvetlerin sert ayrılığı olarak nitelendirilir. Yarı - başkanlık sistemi, başkanlık sistemiyle parlamenter sistemin bazı unsurlarını birleştiren bir “ara” ya da “melez” rejim olarak kabul edilmektedir.
1961 Anayasası ve ve 1982 Anayasası’nın ilk hâli ile parlamenter hükûmet sistemi benimsenmiştir. Ancak 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesi ile birlikte, Cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanmaya başlanmıştır.