Anadolu’da Kalkolitik Dönem ve Kültürleri

Kalkolitik, Yunanca kökenli bir kelime olup bakır anlamına gelen khalkos ve taş anlamına gelen lithos kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş bir terimdir. Anadolu için çok genel anlamda Neolitik Dönem’den Kalkolitik Dönem’e geçişi temsil eden Erken Kalkolitik Dönem’i MÖ 6000 -5500’e, Orta Kalkolitik Dönem’i MÖ 5500 -4000’e ve Son Kalkolitik Dönem’i MÖ 4000 - 3000’e tarihlendirebiliriz.

Anadolu, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’da köy tipi yaşam biçimi ve yerleşim düzeninden kalabalık nüfuslu ve sosyo -ekonomik anlamda hiyerarşik kent tipi yaşam biçimine geçiş, üç bin yıllık bir süreci temsil eden Kalkolitik Dönem’de yaşanmıştır. Bakır bu dönemde daha yaygın biçimde kullanılmaya başlanmış ve madeni aletler yavaş yavaş taş aletlerin yerini almıştır.

Kalkolitik Dönem’de artan nüfusla beraber tüm Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da yerleşim sayısında belirgin bir artış görülmüştür. Bölgeden bölgeye farklılık göstermekle beraber yapışık nizam, dikdörtgen planlı ve çok odalı kerpiç yapılar mimari anlamda tercih edilmiş, birçok yerleşim alanı da duvarlarla çevrelenerek koruma altına alınmıştır. Kalkolitik Dönem’de ölü gömme adetlerinde bir değişim yaşanmış, Neolitik Dönem’de bölgede yaygın biçimde görülen ev içi gömü yavaş yavaş terkedilmiştir.

Güneybatı Anadolu’da Kalkolitik Dönem, krem üstüne kırmızı boyalı çanak - çömlek ve tek odalı dörtgen kerpiç yapılarla temsil edilmektedir. Yapıların dış duvarları aynı zamanda bir bütün olarak yerleşimlerin dış duvarını da oluşturabilmekte olup bazı yerleşimlerde yapılar bitişik nizamdır. Orta batı ve Kuzeybatı Anadolu’da birçok yerleşimde bulunan açkı bezemeli çanak - çömlek Kumtepe (Çanakkale) kültürünün bu geniş alandaki etkisinin bir yansımasıdır. Orta Ege kıyılarıysa Geç Kalkolitik Dönem’de yoğun biçimde iskân edilmiş, dal örgü ve çamur sıvalı yapılar inşa eden bölge halkı maden aletler de üretmiştir.

Trakya’da ve Marmara Denizi çevresinde incelenen yerleşimlerse bu bölgenin hem Anadolu hem de Balkan kültürleriyle yakın ilişki içinde olduğuna işaret etmektedir. Örneğin Trakya benzeri bir ahşap ve çamur mimariye sahip Ilıpınar (Bursa) kültürel anlamda Anadolu’dan çok Trakya ile ilişki içindedir Erken Kalkolitik Dönem’de kuzeybatı Anadolu’nun daha iç kesimlerinde ve özellikle de Eskişehir çevresinde Yukarı Porsuk Vadisi Kültürü olarak nitelendirilen ve Kanlıtaş, Kes Kaya ve Orman Fidanlığı yerleşimlerinden bilinen bir kültürün var olmuş olduğu da belirtilmelidir.

Güney Anadolu’daki Yumuktepe (Mersin)’den elde edilen veriler Çukurova ve çevresinin daha ziyade Suriye ve oradaki kültürlerle bağlantı içinde olduğunu gösterir. İç Anadolu’nun kuzey kısmında yiv bezemeli çanak - çömlekler, kırmızı -siyah mal ve meyvelik adı verilen çanak -çömlek örnekleri ile temsil edilen yerel bir Kalkolitik kültür vardır ve bölgede mimari olarak dikdörtgen planlı, yer yer bitişik nizam kerpiç yapılar tercih edilmiştir. İç Anadolu’nun güney kesimindeyse devetüyü renk astar üzerine kırmızı, daha sonra beyaz astar üzerine kahverengi veya siyah boyalı, bazen çok renkli çanak -çömlekler popülerdir. İç Anadolu ile kültürel ve ticari bağları olan ancak yine bölgesel bir kültüre sahip Karadeniz Bölgesi’ndeyse bu dönemde taş temelsiz ahşap yapılar tercih edilmiştir.

Kalkolitik Dönem’de Türkiye’nin güneydoğusunda Suriye ve Mezopotamya’nın bölgesele kültürleri etkindir. Erken Kalkolitik Dönem Halaf Kültürü krem rengi astar üzerine siyah ve kırmızı renkli boyalı geometrik motiflerle bezenmiş çanak -çömlekleri ve kendine has boyalı çanak -çömlek geleneği ve tholos adı verilen, bir daire ile buna yapışık bir veya daha çok dikdörtgen odadan oluşan mimari yapılarıyla tanımlanır.

Orta Kalkolitik Dönem’i temsil eden Ubeyd kültürü devetüyü veya pembe astar üzerine siyah, kahverengi, kırmızı ve bazen yeşil renkle boyanmış geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiş çanak -çömleğiyle tanımlanır. Üç bölümlü plan olarak tanımlanan ve merkezde dikdörtgen planlı bir geniş oda veya salon ile bunun iki tarafında buraya açılan küçük odaların bulunduğu mimari düzen Ubeyd kültürünün tipik mimari geleneğidir.

Ubeyd Dönemi’nden Uruk Dönemi’ne geçişi temsil eden post Ubeyd evresinde Ubeyd boyalı çanak -çömleği kullanımı kademeli olarak azalırken üzeri çakmaktaşıyla sıyrılmış ve bazen de çizi bezemeli çanak -çömlekler görülmeye başlanır. Bu dönemi takip eden Uruk Dönemi’nin en belirgin kültürel üretimleri el yapımı devrik ağızlı çanaklar ve emzikli kulpsuz testilerdir. Bu dönemde Ubeyd Dönemi üç bölümlü plan tipi geliştirilerek kullanılmıştır. Uruk Dönemi’nde Güney Mezopotamya halkları Fırat ve Dicle Nehri boyunca çevre yerleşimleri kültürel olarak etkileyen koloni ve ticaret istasyonlar kurmuşlardır.

Kalkolitik Dönem’de Ermenistan ve Nahçıvan’dan Elazığ’a kadar uzanan coğrafyada kültürel bir birlik görülür. Bu dönemde bölgede en yaygın olarak Kuzey Mezopotamya etkili saman yüzlü çanak -çömlek örnekleri görülür. Kalkolitik Dönem sonunda Erken Tunç Çağı’nın Kura -Aras kültürünün temelleri atılır. Bölgede kırmızı -siyah perdahlı, içi ve dışı farklı renkli çanak - çömleklerin erken örnekleri ile birlikte dairesel ocaklar, taşınabilir ocaklar ve andironlarla karşılaşılmıştır.