Anadolu’da Neolitik Dönem
MÖ 10.000-5500 yılları arasına tarihlenen Neolitik Dönem, insanlık tarihinde devrim olarak nitelenenen bir dizi “ilk”in yaşandığı önemli bir süreci temsil etmektedir. Bu dönemde göçebe yaşam tarzının yerini yerleşik düzen alırken, avcılık ve bitki toplayıcılığına dayalı tüketici ekonomiden tarım ve hayvan besiciliğine dayanan üretici ekonomiye geçilmiştir. Daha açık bir ifadeyle, Paleolitik ve Epi-paleolitik dönemlerde binlerce yıl mağara, kaya sığınağı ya da geçici kulübelerde yaşayan insanoğlu, Neolitik Dönem'de artık kalıcı konutlar inşa ederek ilk köy yerleşimlerini kurmuş ve yabani tahıl ve hayvanlar evcilleştirilerek doğayı ilk kez kontrolü altına almaya başlamıştır.
Yerleşik düzene en erken geçiş şimdiki bilgilerimize göre Yakın Doğu’da “Bereketli Hilal” olarak adlandırılan ve Güneydoğu Anadolu’dan İranZagroslar’a ve güneyde Levant’a dek uzanan geniş bir bölgede yaklaşık MÖ 11.000-10.000 yıllarında yaşanmıştır. Geçici yerleşmelerin yerini yavaş yavaş mevsimlik ve uzun süreli yerleşmelere bırakması Buzul Çağı'nın bitimiyle yaşanan iklimsel değişiklikler sonucu çevresel ortamın değişmesi ile bağlantılıdır. Bazı görüşler, Holosen olarak adlandırılan bugünkü iklim koşullarına geçişte (MÖ 10.800-9600 ) yaşanan “Genç Dryas” (Younger Dryas) adlı soğuk ve kurak dönemin, avcı-toplayıcı toplulukların, bu durumla baş edebilmek için yeni kaynaklar üretmek üzere yerleşik düzene geçtiklerini öne sürmektedir. Ancak son yıllarda elde edilen arkeolojik kanıtlar, ilk yerleşik köy yerleşmelerinde beslenmenin hâla yabani bitki toplayıcılığına ve av hayvanlarına dayandığını göstermektedir. Bu nedenle son yıllardaki görüşler, toplulukların bilişsel, sosyal ve ideolojik açıdan farklılaşmasının, yerleşik düzene geçişte önemli rol oynadığını savunmaktadır.
Anadolu özelinde ele aldığımızda Neolitik yaşam tarzı; Güneydoğu Anadolu’da MÖ 11./10. binyılda, Orta Anadolu’da MÖ 9. binyılda, Batı Anadolu’da ise MÖ 7. binyılda başlamıştır. Bu yaşam tarzının batıya doğrudan insan göçüyle mi aktarıldığı yoksa batıdaki avcı-toplayıcı toplulukların doğudaki çiftçi topluluklarla bilgi alışverişinde bulunarak mı bu yaşam tarzını benimsediği sorunu henüz kesin olarak açıklanabilmiş değildir.
Neolitik, yerleşik düzen ile birlikte toplumların geçici barınaklar yerine kalıcı konutlar inşa etmeye başladıkları bir dönemi temsil eder. İlk konutlar yuvarlak planlı kulübe tarzı yapılardır. Çukur tabanlı, ortasında bazen ocağı bulunan bu yapılar, çatma ile yapılmış ağaç dallarına daha ince dallar veya kamışların sepet gibi örülerek üstünün çamurla sıvanmasından oluşmaktadır. Yuvarlak planlı mimariden dikdörtgen planlı mimariye geçiş, yaklaşık olarak MÖ 8500’lerde görülür. MÖ 10. binyıla tarihlenen Urfa-Göbeklitepe, anıtsal mimarinin ortaya çıkışını gösteren en önemli yerleşimlerden biridir. MÖ 9. binyılın ortalarından itibaren, bu tür özel işleve sahip yapılar, Çayönü, Nevali Çori, Gusir Höyük ve Hasankeyf Höyük gibi birçok köy yerleşiminde görülür.
Bunların dışında, sürtme taş alet endüstrisi, yerleşim içi gömüler, obsidiyen, bakır ve deniz kabuğu gibi ham maddelerin uzak mesafeli takası ve seramik kaplar bu dönemde görülen diğer yenilikleri temsil eder.