Afetler Ve Ekonomik Etkileri
Afetlerin ekonomik etkileri temelde doğrudan ekonomik etkiler ve dolaylı ekonomik etkiler olarak sınıflandırılır. Doğrudan ekonomik etki afetin yol açtığı ölçülebilir hasarların toplamı olarak ifade edilir. Afetlerin dolaylı ekonomik etkileri ise bölgedeki sermaye azalımı, ticari faaliyetlerin aksamasından doğan maliyetler, iş gücü kaybının yarattığı sermaye kaybı, fiziksel ve psikolojik etkinin neden olduğu verimlilik düşüşü, hasarlı yapılardaki azalan verimin neden olduğu ekonomik kayıp gibi maliyeti doğrudan ölçülemeyen ekonomik etkiler olarak tanımlanır. Dolaylı ekonomik etkiler fırsat maliyetleri, kamçı etkisi, uyarıcı etki ve verimlilik etkisi başlıkları altında incelenir. Fırsat maliyetleri, doğrudan etkilerin yarattığı katma değer kaybıdır. Kamçı etkisi, afetin bir doğrudan etkisinin afetten doğrudan etkilenmemiş başka bir faaliyeti etkilemesiyle oluşan ekonomik etkidir. Uyarıcı etki afetin belli bir sektörde büyümeye yol açması olarak tanımlanabilir. Verimlilik etkisi afetin yarattığı yıkımın etkilerinin giderilmesi için planlanana göre çok daha hızlı ve ani bir yatırım dönemine girilmesidir.
Doğal afetler genellikle kısa vadede ekonomik küçülmeye neden olmaktadır. Afet sonrası, kaynakların hasar giderme çalışmalarına aktarılması, yatırım planlarının ertelenmesi ile planlanan ekonomik büyümenin gerçekleşmesini engellemektedir. Afetin gerçekleştiği dönemde GSMH'nın afetin yarattığı hasar arttıkça küçüldüğü gözlenmektedir. Afetler uzun vadede ekonomik ve sosyal altyapıda, doğal çevrede, demografik yapıda ve ekonomik önceliklerde değişimlere yol açarlar. Afetlerin uzun vadeli ekonomik etkileri ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile farklılık göstermektedir. Ülkenin ekonomik gelişmişlik düzeyi arttıkça afetin yarattığı ekonomik dalgalanma azalmaktadır.
Ulusal ekonominin ölçeği afetin ekonomik etkilerini belirleyen önemli faktörlerden biridir. Gelişmiş ülkelerde afetin ortaya çıkardığı hasar gelişmekte olan ülkelere nazaran daha fazla olmaktadır. Ancak afetin ulusal ekonomiye etkisi incelendiğinde gelişmiş ülkelerde GSMH'da yaşanan düşüşün gelişmekte olan ülkelere göre daha az olduğu görülür.