Afetlerde Çatışma Yönetimi
Çatışma, kişinin ya da grubun bir seçeneği tercih etmede zorlanması ve bu zorlanma sonucu karar verme mekanizmalarında bozulma olarak tanımlanabilir. Afetlerde yaşanan çatışma ise, iki ya da daha fazla kişi arasında yaşanan bir uyuşmazlık durumudur.
Çatışma türleri dört ana başlık altında incelenmektedir.Bunlar:
Kişinin kendi içindeki çatışma
- Grup içi çatışmalar
- Gruplar arası çatışma
- Organizasyonlar arasındaki çatışmalar
Çatışma doğru olarak anlaşıldığında öğrenmek ve üretmek için fırsat sağlar. Çatışmanın kendi içindeki harekete geçirici enerjisi ile daha önceden mümkün olmayan yeni seçenekler üretilebilir. Farklılıklar kabul ve takdir edildiğinde ve çatışmalı taraflar birbirlerinin güçlü yanlarını desteklediklerinde her iki tarafın da benliğini güçlendiren, doyum sağlayan ortam ve fırsatlar doğar. Bu süreç afetlerde mevcut kaynakların organize edilmesi, gerekli planlama ve değerlendirmeler yapılarak yeni kaynakların oluşturulması ve risklerin gerçekleşmesi durumunda bu kaynakların en etkin biçimde kullanılmasını sağlar.
Çatışmalara yol açan en önemli faktörlerden biri kişinin sahip olduğu iletişim becerileridir. Dinleme, empati, geri bildirim verme, sözsüz iletişimi doğru kullanma, ben dilinin kullanımı gibi iletişim becerilerinin doğru kullanılması çatışmaların ortaya çıkmasını engellerken, var olan çatışmaların etkili bir şekilde yönetilmesinde yardımcı olur.
Afet durumunda iletişim becerilerinin ve çatışmaların sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesinde kişilerin empatik becerilere sahip, başkalarına saygı duyan ve dinleyen, kendi gereksinimleri olduğu kadar çatışma yaşadığı kişinin de gereksinimlerini anlamaya çalışan, sosyal dışa dönük ve öfkesini kontrol edebilme gücüne sahip, sağlıklı kişiler arası ilişkiler geliştiren ve çatışmayı çözme eğilimine sahip bireyler olmaları beklenmektedir.
Kişiler duygu ve düşüncelerini ifade ederken; pasif davranış, atılgan davranış ve saldırgan davranış olarak üç temel davranış biçiminden birini sergiler.
Afetlerde kişiler arası çatışmalar, ilk bakışta her ne kadar olumsuz ve kaçınılması gereken bir durum gibi görünse de, gelişimin ve yaratıcılığın da kaynağı olarak görülebilmektedir. Afetler ölüme, yaralanma veya hastalığa, mal, altyapı ya da çevrede hasara neden olur ve toplumun gündelik yaşamını bozar. İnsanları ve diğer canlıları etkiler. Toplumun onunla baş edebilme kapasitesini aşar. Bu yönüyle çatışma, sosyal/kişisel değişim ve gelişimin kökünde yer almakta; etkileşimlerin ve bu etkileşimlerde yapılan seçimlerin doğal bir sonucu olarak pozitif bir değişimi ortaya çıkarmada rol üstlenmektedir. Özellikle çözümü açısından büyük önem taşıyan bu anlayış, çatışmaları kaçınılması gereken bir sorun değil; değişimin ve gelişimin başlangıcı normal karşılanması gereken bir durum olarak değerlendirmektedir.
Bireyler afet durumunda çatışmayla karşılaştıklarında, genellikle sözel veya fiziksel şiddet kullanarak, görmezlikten gelmeye çalışarak ya da çekimser davranarak veya kendini suçlayarak tepkide bulunurlar. Ancak bu çözüm yollarından hiçbiri çatışmayı çözmekte etkili olmamakta ve afetlerde çözümlenmeyen çatışmalar genellikle karmaşaya, öfkeye ve şiddete neden olmaktadır.
Duygular, afetlerde çatışma sürecinin en önemli ögelerinden biridir. Duygusal tepkiler ve duygulardan kaynaklanan davranışlar çatışmanın ortaya çıkmasını ve etkili bir şekilde yönetilmesini etkiler.
Afet durumunda çatışma sürecinin yönetilmesinde etkili olan duygulardan biri de kişilerin duygu ve düşüncelerinin dinlendiğini hissetmesidir. Dinleme, karşıdaki kişinin iletmek istediği mesajı onun iletmek istediği şekilde duymayı sağlar. Dinleme etkili iletişimin kurulmasında ve sürdürülmesinde ön koşuldur. Kişiler dinlenmediklerini hissettiklerinde iletişimi keserler. Dinleme ve empati becerileri afetlerdeki çatışma sürecinde karşıdaki kişiyi anlamayı sağlar.
Çatışma çözümü sürecinde etkin dinleme becerilerinin kazanılması ile birlikte konuşma biçimi de önem kazanmaktadır.
Beş farklı çatışma çözüm yöntemi vardır. Kişiler çatışmayla karşılaştıklarında bu çatışma çözüm yöntemlerini kullanırlar. Bu yöntemler:
- Kaçınma
- Uyma
- Hükmetme
- Uzlaşma
Bütünleştirme