Afetlerde Eğitim ve Tatbikat
Afet, önceden beklenmedik yerde ve zamanda (saniyeler-saatler içinde) ortaya çıkan, doğa ve canlılar üzerinde oluşturdukları zararlı etkilerini, meydana geldikleri bölgelerin, eyaletlerin ya da ülkelerin tek başlarına karşılayamayacakları büyük olaylara denir.
Eğitim, insanların bilgi ve becerilerini artırmak, algılarını ve inançlarını geliştirerek güvenli, dirençli ve sürdürülebilir bir toplum oluşturma çabasıdır. İnsanların topluma ve toplumdaki diğer insanlarla ve çevreyle uyumlu bir biçimde yaşamasını sağlayan temel unsurlardan biridir.
Afet eğitimindeki hedefler; afet riskini anlama, afet dirençliliği için afet risk yönetimine yatırım yapma, afet risk yönetimi için risk yönetimini güçlendirme, etkin müdahale için afet hazırlıklarını artırma, iyileştirme, rehabilitasyon ve yeniden yapılanmayı daha da aktifleştirmek.
Yaş, cinsiyet, bireyin eğitim düzeyi, bireyin ebeveynlerinin eğitim seviyeleri, yaşanılan bölge ve gelir düzeyi gibi demografik faktörler, afet eğitimin programlarının içeriklerini etkilemektedir. Ayrıca eğitim programları, bu sosyodemografik özelliklere ve gelişen teknolojilere göre çeşitlendirilebilmektedir.
Dirençlilik, meydana gelen değişikliklere karşı daha uygun hâle gelmek, adapte olarak uyum sağlamaktır. Afetlerde dirençlilik ise afetlerden sonra hızlıca afetlere müdahale etmek, yaraları sarıp iyileşme göstermek, afetleri önlemek amacıyla gerekli olan tedbirleri alma anlamında kullanılmaktadır. Bu dirençlilik sayesinde toplum veya birey afete maruz kaldıktan sonra normal yaşantısına dönebilmeli ve ortaya çıkan belirsizliklere karşı kendini uygun hâle getirebilmelidir.
Afetlere dirençliliğin belirlenmesi amacıyla farklı modeller, yöntemler ve ölçme araçları kullanılmıştır, fakat genel olarak şu beş faktör kullanılmaktadır. Bunlar; sosyal faktörler, fiziksel faktörler, ekonomik faktörler, çevresel faktörler, kurumsal faktörler.
Afetler nedeniyle meydana gelen zarar görebilirliğini azaltmada ve afet dirençliliğini artırmada eğitim ekonomik kaynaklardan daha önemli yer tutmaktadır. Verilen afet eğitimleri sayesinde afet riskleri hakkında gerekli olan bütün bilgi ve becerileri öğrenip bu bilgi ve kaynaklara ulaşım kolaylaşmaktadır. Böylece toplumun ve bireylerin afet tehlikeleriyle ve riskleriyle daha kolay başa çıkabilir ve uzun dönem afet bilinci oluşturur.
Afetlere karşı verilen eğitimler bireylere dayalı olmamalı ve toplumun tamamını kapsamalıdır. Afet öncesinde, esnasında ve sonrasında bireylerin toplum içindeki rolleri böylece daha iyi anlatılması ve kişiler tarafından daha iyi kavranması sağlanır.
Osmanlı Devleti döneminde ve Cumhuriyet döneminde afetlere karşı hazırlıklar yapılamamıştır ve afet sonrası halka daha çok maddi ve yiyecek desteği sağlanmaya çalışılmıştır. Zaman içerisinde meydana gelen deprem, yangın ve sel gibi afetlerden sonra afet yönetimi değişmeye başlamıştır ve afet öncesi hazırlıklar da yapılmaya çalışılmıştır. Özellikle 1999 Marmara Depremi sonrası bu anlayış, hızlı bir şekilde terk edilmeye başlandı ve afetlere hazırlık planları ve afet eğitimleri ve tatbikatlarının yapılmasına önem verilmiştir. Günümüzde de bütün kurumların ve illerin afet planlarının olması, belli periyotlarla eğitim ve tatbikatların yapılması istenmektedir.
Tatbikatların tasarlanmasında temel felsefe GÖBEK kısaltması ile şu şekilde özetlenebilir. Bunlar; gerçekçi, ölçülebilir, basit elde edilebilir, katkıya yönelik.
Türkiye genelinde Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) bünyesinde Sivil Savunma Müdürlükleri tarafından farklı kurumlara ve okullara afet eğitimleri verilmektedir. Afet eğitimlerinin verildiği illerde kurum ve kuruluşlara deprem, enkazdan yaralı kurtarma, yangın, ilk yardım, doğal afetler, sel ve yüksek katlardan yaralı tahliyesi gibi konularda eğitimler verilip tatbikatlar yapılmaktadır. Ayrıca afet eğitimleri özel sektörlerde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde, Ulusal Medikal Arama ve Kurtarma Ekipleri (UMKE) ve Milli Eğitim Müdürlüklerince verilmektedir. Bu eğitimler; slayt gösterileri, resimler, videolarla da desteklenmektedir.
Ülkelerin geçmişte yaşadıkları afetler sonucu çıkartılan dersler sayesinde afet yönetim sistemleri oluşturulmakta ve bu sistemler organize bir şekilde topluma ve bireylere afet eğitimi ve tatbikatları düzenlemektedirler. Gelişmiş ülkelerde simülasyon merkezleriyle gerçeğe yakın afet eğitimleri ve tatbikatları verilerek afet esnasında ve sonrasında neler yapılabilir veya neleri eksik yaptıkları ve afet öncesi neler yapabilirlerdi gibi konular yaşatılarak öğretilmeye çalışılmaktadır.
Meydana gelebilecek olası afetler ve acil durumlara karşı hazırlıklı olmak için gerçekmiş gibi planlanıp yapılan, güçlü ve zayıf noktaların belirlendiği ve eksikliklerin değerlendirildiği çalışmalara afet tatbikatı denilmektedir.
Gelişmiş ülkelerin artık afet yönetimi kavramı yerine risk yönetimini benimsemeleri ve afet öncesi çalışmalara ağırlık vermeleri bu konunun önemini ortaya koymak açısından önemlidir. Bir doğa olayı olarak afetin önüne geçilememektedir.
Alınan eğitimlerin pekiştirilmesi ve planların işlerliğinin test edilmesi için acil durum egzersiz ve tatbikatları en basitinden başlanıp en karmaşığına doğru sırayla yapılmalıdır. Bunlar sırasıyla şunlardır; farkındalık ve yönlendirme semineri, alıştırma, masa başı egzersizi, işlevsel tatbikat, gerçek boyutta tatbikat.
Kurum ve yönetimler tarafından sırasıyla yapılması gereken alıştırma ve tatbikatları amaç ve özellikleri şöyledir; farkındalık ve yönlendirme semineri, alıştırma, masa başı tatbikatı, işlevsel tatbikat, gerçek boyutta tatbikat.
Tatbikat geliştirme, tatbikat yapılmadan çok önce başlayan ve tatbikat bittikten sonra da gerekli değişikliklerin yapılıp önerilerin bir sonraki tatbikata dahil edilene kadar devam ettiği uzun bir süreçtir. Değerlendirme etkinliği ve planlama süreç boyunca devam eder.