Afetlerin Tanımı ve Sınıflandırılması

Afet, beklenmedik zamanlarda ve yerde meydana gelebilen ekosistem üzerindeki olumsuz etkileriyle meydana geldikleri bölgelerin ya da ülkelerin tek başlarına başa çıkamayacakları önemli olaylardır.

Günümüzdeki tüm teknolojik gelişmelere rağmen maalesef afetlerin önüne geçememekteyiz. Aksine gelişen teknoloji afetlere davetiye çıkarabilmektedir.

Ülkemizdeki topraklarının %91’i, nüfusumuzun %95’i deprem kuşağında yer almaktadır. Türkiye’nin %66’sı 1 ve 2. derece deprem tehlikesi olan bölgede bulunmaktadır.

Türkiye Ulusal Afet Arşivi sistemine göre meydana gelen bir olayın afet sayılıp kayıt altına alınması için en az 10 ölü olması, en az 50 yaralı olması, afetten en az 100 kişinin etkilenmesi, genel hayatın olumsuz etkilenmesi, acil yardım talebinde bulunulmasıdır.

Afet tıbbı; afetlerde birden bire ortaya çıkan sağlık ihtiyaçlarıyla o esnadaki var olan kaynakları en iyi şekilde kullanarak mümkün olan en fazla sayıda kişiyi kurtarabilecek biçimde müdahaleyi planlayan ve uygulayan tıp dalıdır.

Afet tıbbı zor şartlar altında sahada çalışır ve burada triaj daha önemli bir kavram hâline gelir.

Afet tıbbı sayesinde afetlerin sağlık hizmetleri üzerindeki olumsuz etkileri önlenerek veya en aza indirilerek daha iyi sağlık hizmetleri verilir.

Afet esnasında afetin olduğu bölgeye afetin ilk 24-72 saatinde dışardan yardım ulaştırılamayabilir. Bundan dolayı afet oluşmadan önce yerel düzeyde risk analizine göre bütün afetleri içine alacak şekilde uygulanabilir afet planları hazırlanmalıdır.

Afetler hiperakut, akut, erken dönem, geç dönem ve normale dönme fazı olmak üzere beş fazdan oluşmaktadır. Bu fazlar dikkate alınarak afet planları hazırlanmalı ve ona göre müdahalede bulunulmalıdır.

Afetlere karşı oluşturduğumuz yanıt ise; sessiz dönem, alarm dönemi, izolasyon dönemi, dışarı yardım dönemi ve rehabilitasyon döneminden oluşmaktadır.

Afet riski bir alanda gelecekte zamanı belli olmayan bir vakitte bir tehlikenin oluşması hâlinde doğaya, yerleşim alanlarına ve insanlara zarar ve kayıp verme olasılığına denir. Can ve mal kaybını en aza indirmek amacıyla riskler göz önüne alınarak hazırlıklı olma, koruma, müdahale, iyileştirme ve zararı azaltma gibi basamaklar kapsamlı bir şekilde irdelenmelidir.

Afetlerde koruyucu önlemlere baktığımız zaman ise hastalıklarda olduğu gibi birincil, ikincil ve üçüncül korumadan oluşmaktadır.

Afetleri sınıflandırırken kabaca doğal ve insan kaynaklı afetler diye iki sınıfa ayırabiliriz. Fakat meydana gelen afetleri daha iyi anlamak için; afetleri kaynağına göre, tipine göre, oluş şekline göre, büyüklüğüne göre, oluş nedenine göre, sürecine göre, meydana geliş sıklığına göre, oluşum yerine göre ve afetlerin kurumları nasıl etkilediğine göre çeşitli sınıflara ayrılabiliriz.

Amerikan Acil Tıp Hekimleri Birliği (ACEP) afetleri sağlık hizmeti verilmesine ve afetlerden etkilenenlerin sayısına göre; birinci, ikinci ve üçüncü düzey afetler olarak sınıflandırmıştır.

Afetlere hazırlık aşamasında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından oluşturulan ve afetlerde kullanılan ikaz ve alarm işaretleri bulunmaktadır. Bunlar; sarı, kırmızı ve siyah ikaz işaretlerinden oluşmaktadır. Afet tehlikesinde sirenler aracılığıyla hem alarm ve ikaz işaretleri verilmekte hem de anons edilebilmektedir.