Çocuk Adalet Sisteminde Adli Sosyal Hizmet Uygulamaları
Çocuğun suça sürüklenmesi konusunda pek çok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar gelişim sürecinde karşılaştığı birçok faktör nedeniyle çocuğun suça sürüklendiğini ortaya koymuştur. Yani “suçlu çocuk yoktur suça itilen veya sürüklenen çocuk vardır” yaklaşımı artık dünyada ve Türkiye’de kabul edilen bir yaklaşımdır.
Tarihsel süreçte adli sosyal hizmet alanında sosyal hizmet uzmanlarının varlıklarını ilk gösterdikleri uygulama alanının suça sürüklenen çocuklar alanı olduğu görülmektedir.
Çocuklara yetişkinlerden farklı bir şekilde müdahale edilmesi düşüncesi dünyada özellikle de Avrupa ülkelerinde kabul edilen bir görüştür. Çocuğun özgürlüğünden mahrum edilmeden rehabilite edici yollar ile tedavi edilmesi onun tekrar suça yönelmesi ihtimalini azaltmaktadır. Çünkü çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemine özgü bilişsel gelişim özellikleri dikkate alındığında yaptığı davranışın sonuçlarını kavrayabilecek durumda değildir.
Alternatif kurum dışı uygulamalarda suça itilen çocuğun işlediği suçun karşılığı olarak kapalı ceza infaz kurumlarına yönlendirmeden açık kurumlarda rehabilitasyonu hedeflenmektedir. Bu uygulamalar ile çocuk için birçok şans yakalanabilmektedir.
Özgürlüğün Kısıtlanmasına Alternatif Programlar ;çalışma yükümlülüğü getirme, gözetme talimatı, sanık mağdur uzlaştırma programlarıdır. Çalışma yükümlülüğü getirme; Gençlik hâkimince, 14 -21 yaş arasında, hafif ve orta ağırlıklı bir suç işlemiş gence, suçunun karşılığı olarak belli bir süreliğine bir kamu kurumunda ücretsiz çalışarak cezasını tamamlaması kararının verilmesidir. Gözetme talimatı; Bu programın amacı gencin 6 aydan 12 aya kadar, gençlik yardım kuruluşunda görevli bir sosyal hizmet uzmanı ile yoğun bir gözetme içinde olmasıdır. Sanık -Mağdur uzlaştırma programları; Bu programlar mağdur ve sanık için, çatışmaları taraflar arasında çözmek amacıyla tarafsız bir üçüncü kişi ile birlikte yargı dışı bir savunma ortamı yaratmaktadır. Bu programda, sanık ve mağdurlar genellikle suç olayı öncesi birbirlerini tanımaktadırlar. Suç olayı da genelde iki taraf arasındaki tartışma sırasında olmuştur. Okulda kavgaya karışan ve birbirlerine şiddet uygulayan iki öğrenci arasında uzlaşma için bu tür bir program uygulanabilir.
Çok yönlü ve karmaşık özelliklerin bir araya gelmesi çocuğun suça yönelmesine neden olabilmektedir. Suça sürüklenen çocukların özellikleri göz önüne alındığında sosyal hizmet uygulamasının çok boyutlu olması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle sosyal hizmet uzmanları suça sürüklenen çocukların tüm özelliklerini dikkate alarak bir müdahale planı oluşturmakta ve uygulamaktadır.
Sosyal hizmetin temel işlevlerinden biri çocuğun suça sürüklenmeden önce tespit edilmesi ve buna ilişkin koruyucu önleyici hizmetlerin geliştirilmesidir. Sosyal hizmet mesleği suça sürüklenen çocuğa ekosistem perspektifinden bakmaktadır.
Sosyal hizmet uzmanlarının mesleki müdahalelerini yaparken üstlendikleri roller; savunuculuk rolü, eğitici/ öğretici rolü, danışmanlık rolü, arabuluculuk rolü, vaka yöneticisi rolü, sosyal değişme ajanı rolü
Çocuk Koruma Kanunu'na göre henüz 12 yaşını bitirmemiş olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Fiili işlediği sırada çocuğun henüz 12 yaşını bitirmemiş olması, çocuk açısından kusurluluğu mutlak surette ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilmiştir..
2005 yılında yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanunu’nda çocuğun suça sürüklenmesinin önüne geçebilecek çeşitli tedbirler yer almaktadır. Bu tedbirleri danışmanlık tedbiri, eğitim tedbiri, bakım tedbiri, sağlık tedbiri, barınma tedbiri olarak sıralayabiliriz. Ülkemizde belirtilen tedbirlerden en belirgini bakım tedbiridir.
Ülkemizde suça sürüklenen çocukların rehabilitasyonu çalışmaları henüz yeterli sevide değildir. Olumlu çalışmalar ve gelişmeler olmakla birlikte dünya standartları ile karşılaştırıldığından henüz çok geride olduğumuz söylenebilir.