Suç Kuramları

Tarihsel süreçte suçu açıklamaya yönelik olarak sayısız kuram geliştirilmiştir. Bu kuramların bazıları toplumu, bazıları bireyleri odağına almıştır. Her kuram suç konusundaki odak noktasından hareket ederek suçun nedenini açıklamak için farklı yanıtlar vermiştir. Alanda çalışan profesyonellerin bu yaklaşım yöntemler ini bilmesi suçla mücadelede önemli bir konudur. Genel olarak suçu açıklayan kuramları ele alacak olursak biyolojik, psikolojik ve sosyolojik kuramlar olarak sıralayabiliriz.

Sosyolojik kuramlar, suçu açıklamak için geliştirilen kuramlar arasında suça en kapsamlı bakışı sağlayan kuramlardır. Sosyolojik kuramlar suçluluğun temelinin kültür çatışması olduğu varsayımından hareket ederek, sosyal ve kültürel çevredeki kriminojen koşulları incelerler. Sosyolojik kuramlar; Sosyal Organizasyonsuzluk Kuramı, Anomi Kuramı, Alt Kültür Kuramı, Aykırı Birleşme Kuramı, Aykırı Güçlendirme Kuramı, Ayırıcı Fırsatlar Kuramı ve Damgalama Kuramı başlıkları altında suçun yapısal süreçlerini ve çatışmaları açıklamaktadır.

Sosyal Organizasyonsuzluk Kuramı suç olgusunu; gelişme bölgeleri (growth zones), suçluluk alanları (delinquency areas) ve Çember Teorisi (concentric zone) gibi kavramsallaştırmalar üzerinden analiz etmektedir. Kurama göre suça sürüklenen bireyler şehrin belli bölgelerinde yaşamaktadırlar. Bu bölgeler tek merkezli merkez iş çevreleri bölgesinden, şehrin dışında oturanların yerleşim bölgesine doğru çemberler oluştururlar. Her bölgenin kendine özgü yapısı, kültürü, organizasyonu, kendine has sakinleri vardır.

Anomi Kuramına göre eğer bir toplumdaki kültürel ve sosyal yapıda bütünleşme yetersizse, toplumca istenen davranışları engelleyen sosyal - yapısal özellikler geçerli ise anomiye doğru bir gidişten, yani normların yıkılmasından söz edilebilir. Bireyler bu yapı içerisinde gerçekleştirdikleri eylemleri mantığa büründürmektedir.

Alt Kültür Kuramında ise suça sürüklenen bireyler kendilerini birlikteyken rahat hissettikleri, kendileri gibi olan kişilerle bir arada yaşamayı tercih etmektedir. Bu da kendi alt kültürlerini oluşturmalarına neden olmaktadır.

Suç etkinliklerinin tıpkı yasaya uygun davranışlarda olduğu gibi öğrenildiğini, onlarla aynı gereksinim ve değerlere yöneltildiğini ileri süren Aykırı Birleşme Kuramı ruhsal farklılıkların suçluları öteki insanlardan ayırdığı görüşüne karşıttır.

Aykırı Güçlendirme Kuramına göre bireyler, onlar için önemli olan başkalarından, belirli davranışları iyi veya kötü olarak tanımlayan normları ve uyum biçimlerini öğrenirler. Bu tanımlar, davranışın güçlendirilmesinde ve davranış için ipucu rolü oynamada önemlidir. İnsanlar davranış hakkında ne kadar çok olumlu tanıma sahip olurlarsa, o tür davranışta bulunmaları da o kadar sıklaşır.

Anomi ve Alt Kültür teorisi, Sosyal Organizasyonsuzluk ve Aykırı Birleşme teorileriyle ilişkili olan Ayırıcı Fırsatlar Kuramına göre suçlu alt kültürü alt sınıfta yoğunlaşmaktadır. Bu kurama göre yasal yollarla ilerleme konusunda ümitsiz olan bireyler, benzer görüşteki kişilere katılıp suçlu alt kültürü oluşturabilirler. Grup desteği, onların yasal olmayan faaliyetlere katıldıktan sonra gelişen utanç, korku veya suçluluk duygularını yenebilmelerine yardım eder.

Suçu farklı şekillerden tanımlayan kuramlar arasında öne çıkan bir diğer kuram ise Damgalama Kuramıdır. Bu Kuram kişilerin davranışlarını başka insanların damgalaması ve damgalanan kişinin damgalayan kişi ve topluluklardan uzaklaşması demektir .

Nötrleştirme Kuramına göre, her birey toplumun davranış standartlarına ve temel ahlak duygusuna bağlılık geliştirir. Bazı insanlar nötrleştirme teknikleri diye adlandırılan teknikleri kullanmayı öğrenerek, bu standartları kendi kendilerine askıya alırlar. Buna ek olarak, nötrleştirme tekniklerini kullanan bireylerin çocuk ve yetişkin suçlu eylemlerine katılma olasılıkları yüksektir.