Diğer Adliye Personeline İlişkin Etik İlkeler
Medenî toplumlarda, ihkakıhak hak kural olarak yasaktır. Hak dağıtma, devletin tekelinde olan ve egemenlik aracı olarak görülen bir eylemdir. Devlet bu görevi yargı organı aracılığıyla yer yerine getirir. Yargı, temel hakları korumayı ve bunlarla ilgili özgürlükleri tesis etmeyi kendi varlık temeli olarak gören modern demokrasilerin, yasama ve yürütmeyle birlikte üç ana ayağından biri olarak görülmektedir . Adliye’de hâkim ve savcılar başta olmak üzere, icra müdürü, icra müdür yardımcısı, yazı işleri müdürü, zabıt kâtibi, icra kâtibi, mübaşir, hizmetli, koruma polisi, şoför gibi çoğunlukla memur olarak sürekli çalışanlar bulunur. Sayılanlar dışında adliyeye sürekli gelip giden avukatlar, avukat stajyeri, hâkim -savcı stajyeri, diğer stajyer ile sürekli olarak adliyede çalışan özel güvenlik görevlileri, çaycı, aşçı, posta memurları, ceza tevkif evleri görevlileri ve diğerleri olmak üzere birçok insan vardır. Toplumun huzur ve barış içinde yaşayabilmesi, sosyal ve kültürel yönden gelişimini sürdürebilmesi, bireylerin adalete güven duymaları ve adil bir toplumda yaşadıklarını hissetmeleri, etkili, hızlı, tarafsız ve bağımsız bir adalet sistemiyle mümkündür.
Diğer adliye çalışanları, geniş anlamda kamu görevlisi sayılırlar. Bu meslek mensuplarına ilişkin, mevzuatta doğrudan düzenlenmiş etik ilkeleri bulunmamaktadır.
Görevin İfasında Kamu Hizmeti Bilinci
Hâkim ve savcılar dışında kalan diğer adliye personeli kamusal bir hizmeti ifa eder. Kamusal hizmetin ayırt edici niteliği, özel nitelikli işlerden farklıdır. Kamusal hizmette, kamu hizmeti bilinci öne çıkar.
Topluma Hizmet Bilinciyle Hareket Etme
Topluma hizmet bilinci, yukarıda açıklanan görevin ifasında kamu hizmeti bilinci ile yakından ilişkilidir.
Hizmet Esaslarına Uyma
Diğer adliye personelinin uymakla yükümlü olduğu birtakım esaslar vardır. Adliye personelinin kamu hizmeti niteliğinde olan adi işleri ifa ederken uymak zorunda olduğu kurallara adliye personeli hizmet esasları denir. Adliye personeli hizmet esasları başta Devlet Memurları Kanunu olmak üzere bazı kanunlarla diğer düzenleyici işlemlerle belirlemiştir.
Başvuranlara Yol Gösterme
Adli hizmetler, devlet tarafında yürütülen en önemli hizmetlerden biridir. Bu hizmetlerin önemi, hukuk kurallarının icrası ve bu kuralların bizzat kamu görevlisi tarafından vatandaşa sunulmasından kaynaklanır. Hizmetlerin yürütülmesinde birincil derecede sorumlu olanlar adliyelerde görevli olan personeldir.
Nezaket ve Saygı
Nezaket ve saygı ilkesi diğer adliye personelinin uymakla yükümlü olduğu temel bir davranış esasıdır.
Amaç ve Misyona Bağlılık
Ülkemiz adli yargı düzenindeki resmi yazı, yazışma ve kayıt tutma esaslarını düzenleyen hukuk kurallarının oluşturduğu kalem mevzuatı yalnızca adli yazı ve yazışmanın hukuki düzenini değil, aynı zamanda, kalem hizmetlerini yürüten personel ve bu personelin oluşturduğu örgütün hukukî iç düzenini, yani kalem teşkilatını da kapsar.
Dürüstlük ve Tarafsızlık
Dürüstlük, yargı görevinin doğru biçimde ifası için vazgeçilmez bir unsurdur. Tarafsızlık, yargı görevinin doğru biçimde ifası için vazgeçilmez bir unsurdur.
Saygınlık ve Güven
Diğer adliye personeli tüm faaliyetlerinde, mesleğe yaraşmayacak şekilde davranmaktan ve görünmekten kaçınır.
Yetkili Makamlara Bildirim ile Çıkar Çatışmasından Kaçınma
Diğer adliye personeli, adliyede veya adliye dışında karşılaştığı bir hukuksuzluğu yetkili makamlara bildirmekle yükümlüdür.
Diğer Adliye Personeline İlişkin Yasaklar
Diğer adliye personeli kural olarak “devlet memuru” sayılırlar. Zira 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu madde 4’e göre, mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır.
Diğer Adliye Personeli Sayılan Kamu Görevlileri
Diğer adliye personeli, esasen usul hukuku kurallarına göre yapılan yargılamada, kural olarak hâkime yardımcı konumda bulunan çalışanları ifade eder. Bir hakkın ihlal edilmesi veya ihlal tehlikesinin ortaya çıkması hâlinde, hak sahibi, ortaya çıkan uyuşmazlığı adliyede görevli olanlar vasıtasıyla çözmektedir. Yargı fonksiyonunu üstlenen kamu otoritesi, medeni yargı içinde özel hukuktan doğan uyuşmazlıkları, tarafın başvurusu üzerine hukuki korumayı güvence altına almıştır. Zira Anayasa’nın 36. maddesine göre, herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.