Akut Medikal ve Cerrahi Problemler II
Yanıtta hızlı şekilde alınacaktır. Bilinci kapalı ve yutamayan hastalarda ise 150-200 ml %10 dekstroz intravenöz veya 1 mg glukagon intravenöz puşe şeklinde uygulanmalıdır.
Bilinç Bulanıklığı
Bilinç bulanıklığı durumunda AVPU ve Glaskow Koma Skalası ölçekleri kullanılır. İlk değerlendirmede öncelikli hedef geri döndürülebilir nedenlerin tespitidir. Tipik ABCDE uygulamasının sonuna eklenecek F (finger blood sugar, parmak ucu kan şekeri) ile bilinç bulanıklığının geri döndürülebilir nedenlerinin başında gelen hipoglisemi değerlendirilmelidir.
Serebrovasküler Olaylar
İnme: Vücudun bir yarısında olan tek taraflı güçsüzlük, his kaybı, konuşma bozukluğu, nöbet, baş ağrısı, bulantı, kusma, bilinç durumunda değişiklik, anormal solunum paterni, anormal göz hareketleri gibi bulgular verebilir. İnme kliniğindeki hastaların değerlendirmesi ABCDEF ile başlar. Tıpkı bilinç bulanıklığında olduğu gibi kan şekeri ölçümü yapılarak olası hipoglisemi dışlanmalıdır. İnme hastaları da bilinç bulanıklığında olduğu gibi potansiyel aspirasyon riski taşır. Bu sebeple hava yolunun korunması ve güvenliğinin sürdürülmesi gerekmektedir. İnme hastalarında kan basıncını düşürmek için tedavi verilmemelidir.
Kafa İçi Kanama: En önemli bulgu ani başlayan baş ağrısıdır. Baş ağrısı hastanın normalde yaşadığı baş ağrılarından farklı veya şimdiye dek yaşadığı en şiddetli baş ağrısı ise ön planda kafa içi kanamaları akılda tutmak gerekmektedir. Hipertansiyon ve bradikardi görülebilir. Olası aspirasyon riski sebebiyle solunum yolunun korunmasını sağlayın. Kan şekeri ölçümü yapın. Yüksek akımlı oksijen tedavisi uygulayın. Olası nöbet durumunda benzodiazepin uygulaması uygundur. Benzodiazepin grubundan diazepam 5 mg intravenöz uygulama tercih edilmelidir.
Nöbet: Hastaya ilk müdahale sırasında nöbet halen devam ediyor ise öncelikle nöbete bağlı gelişebilecek travmaları engelleyici ortam sağlanmalıdır. Travmaya sebep olabilecek cisimler uzaklaştırılarak hastanın çevresi güvenli hale getirilir. Hastanın başının altına yumuşak malzemeler konularak yaralanmalar önlenmeye çalışılmalıdır. Nöbet geçiren hastanın hava yolu açıklığı güvende tutulmalıdır. Giysiler gevşetilmeli ve olası aspirasyon riski en aza indirilecek şekilde başı bir tarafa yatırılmalıdır. Hastanın dilini ısırmasını engellemek için ağız açıklığını sağlamaya çalışmak gereksiz bir uygulamadır. Bu süreçte oral airway kullanımı uygun olabilir. Bu süreçte benzodiazepin grubu diazepam 5 mg bolus intravenöz veya lorazepam 4 mg bolus intravenöz olarak uygulanmalıdır. Çocuk hastalarda diazepam 10-20 mg rektal uygulama yapılmalıdır.
Senkop
Öncesinde baş dönmesi, fenalık hissi, soğuk terleme, solgunluk, hızlanmış ve zayıflamış nabız ve kısmi bilinç kaybı gibi bulgular görülebilir. Vital monitörizasyon sağlandıktan sonra olası hipotansif sebeplerinin değerlendirilmesi ve hastaya bolus normal salin veya ringer laktat uygulanması önerilir. Senkopa neden olabilecek altta yatan sebep kardiyak, metabolik, nörolojik veya psikojenik olabilir.
Metabolik Bozukluklar
Hipoglisemi: Kan glukoz seviyesinin 70 mg/dl’nin altında olması durumudur. Sıklıkla çarpıntı, terleme, anksiyete, nörolojik bozukluklar, bilinç durum bozuklukları, konuşma bozuklukları, baş dönmesi, nöbet ve hatta koma gibi bulgularla birliktelik gösterir. Oral alabilen bilinci açık bir hastada 15 gram glukoz (4-5 kesme şeker) verilmelidir. Kesme şeker basit şeker olduğu için emilimi hızlıdır.
Hiperglisemi: Hastalar klinik olarak taşikardi, hipotansiyon, takipne, Kussmaul solunum, dehidratasyon ve ağızda keton (çürük meyve) kokusu bulguları verir. Diyabetik ketoasidoz geç döneminde kliniğe bilinç bulanıklığı eşlik edebilir. 1000 ml normal salin bolus olarak verilmelidir. Kan glukoz seviyesi 250 mg/dl üzerinde olan hastalar için 0,1 ünite/kg kristalize insülin (80 kg hasta için 8 ünite) intravenöz olarak verilmelidir.
Hiperkalemi: Sıklıkla bilinmesi ve atlanmaması gereken tanı EKG’deki T sivriliği, QRS uzaması, PR mesafesinde artış ve P dalga kaybolmasıdır. EKG bulgusu tespit edilen hastalarda kardiyak etkilenim düşünülerek kalsiyum glukonat intravenöz verilmelidir. Kalsiyum glukonat, potasyumun kalp üzerindeki etkisini ortadan kaldırır. Ek olarak inhale albuterol uygulaması serum potasyum değerini düşürür. Hasta yakın kardiyak monitörizasyon ile en yakın hastaneye sevk edilmelidir.
Hipotermi
Hipotermi vakalarında ilk müdahalenin temel amacı hastanın daha fazla ısı kaybının önlenmesidir. hastaları aktif yeniden ısıtma yöntemleri, eksternal ısıtma ile ısıtılmalıdır. Hastanın metabolizmasını hızlandırmak için glukoz oral veya İV verilmelidir.
Anafilaksi
Sık görülen bulguları bronkospazm, larengeal ödem, hipotansiyon, ritim bozuklukları, bulantı, kusma, ishal, göz tutulumları ve nöbetlerdir. Anafilaksi tanısı için alerjen ile maruziyet sonrası en az iki sistemin bulgu vermesi gerekmektedir. Anafilaksi tanısı alan hastalarda en kısa sürede 0,5 mg epinefrin (adrenalin) kas içi uygulanmalıdır.
Şok
Hasta sıklıkla hipotansiyon, azalmış periferik nabızlar, taşikardi, takipne, azalmış idrar çıkışı, terleme, dikkatini toparlayamama ve letarji gibi semptomlar gösterir. Sıvı resüsitasyon hastanın sistolik kan basıncını 100 mmHg üzerinde tutacak şekilde 1000 ml bolus kristaloid sıvı tedavisidir.
Sepsis
Sepsis ön tanısını akla getirmek ve erken dönemde antibiyoterapinin başlanması hayati riski ortadan kaldırmakta önemlidir. Yüksek akımlı oksijen tedavisinin yanı sıra kristaloid sıvılar ile hidrasyon sağlanmalıdır. Danışman hekim ile görüşülerek antibiyotik tedavisi başlanmalıdır.
Akut Karın
Hastaların büyük çoğunluğu ani başlayan karın ağrısı, bulantı ve kusma şikayetleri ile başvurur. Tüm inflamasyona bağlı akut karın nedenlerinde mevcut ağrının olduğu bölgeyi hafif palpasyonla muayene etmek ve bölgede hassasiyetin olduğunu görmek ayırıcı tanı için elzemdir.
Lümene sahip organların lümenlerinin herhangi bir sebeple tıkanması sonucu karın ağrısı, karında şişlik, bulantı ve kusma ve son birkaç gündür gayta ve gaz çıkaramama şikayetleri görülür. Geç dönemde karında gerginlik ve gayta benzeri fekaloid kusma şikayetleri de oluşur. Hastada olası aspirasyon riski açısından dikkatli olunmalıdır. Fizik muayenede tahta gibi sert bir karın tespit edilir. Tahta karın bulgusu perforasyon için tipiktir.
Abdominal aort anevrizması sıklıkla semptom vermez. Ancak ciddi karın, sırt ve yan ağrısı ile başvurabilirler. Fizik muayene bulguları arasında karın orta hatta ele gelen kitle, tril adı verilen kan akımının hissedilme hissi ve kitle üzerinde duyulan üfürüm sayılabilir. Olası abdominal aort anevrizması düşünülen hastalarda derin palpasyon ile karın muayenesi yapılmamalıdır.