Hastane Öncesi Acil Bakım

Hastane öncesi acil bakım, sağlık çalışanları tarafından afet, kaza veya bir hastalık durumu sonucunda acil yardıma ihtiyaç duyan hastalara verilen tıbbi bakım anlamına gelir. Hastane öncesi acil bakım ile :

  • Acil tıbbı durumu erken tanımak
  • Acil tıbbi müdehale, ilk yardım, Temel Yaşam Desteği ve İleri Yaşam Desteğini başlatmak
  • Hastanın güvenli şekilde ve erken zamanda uygun merkeze ulaştırılmasını sağlamak
  • Çeşitli disiplinlerde erken ileri bakıma olanak sağlamak
  • Yaralanmalar, bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıklar ve hamilelik komplikasyonları dâhil olmak üzere tıbbi, cerrahi ve obstetrik acil durumlarla ilişkili ölüm ve sakatlığı önemli ölçüde azaltmak mümkün olabilir.

Hastane öncesi karşılaşılan durumların çeşitliliği, çevresel faktörlerin zorlukları ve tehlikeli durumlar, hastanın klinik ihtiyaçlarına ve bulunulan ortama göre uyarlanmış bir yönetim gerektirir. Bu yönetim hastane öncesi acil bakım için temel ve kanıtlanmış stratejileri ve en uygun personel, donanım ve malzemeleri içermelidir.

Hastane öncesi bakım için geliştirilen ve boyut, ağırlık ve dayanıklılık açısından saha kullanımına daha iyi adapte edilmiş araçlar mevcuttur. Bu ekipmanlar acil bir durumda veya hastaneler arası nakil sırasında hastayı resüsite etmeye ve desteklemeye yöneliktir. Acil bakım uygulayıcısı tarafından taşınan tıbbi ekipman uygulayıcının beceri düzeyine ve karşılaşabilecekleri durumlara bağlı değişebilir ve anında ikmal için diğer kaynaklardan kolayca temin edilebilir olmalıdır.

Hastane öncesi bakımda çalışan sağlık profosyonellerinin uygun kişisel koruyucu donanım, hastane öncesi bakım uyulmasının güvenliği için kesinlikle hayati önem taşımaktadır.

Hastane öncesi bakım sağlanırken tıpkı hastanede olduğu gibi, birtakım legal ve etik sorular söz konusudur. Hastane öncesi tıbbi bakımda da herhangi bir işlemden önce her zaman onam verme yeterliliği olan her hastadan Aydınlatılmış onam alınmalıdır. Bununla birlikte hayatı tehdit eden acil durumlarda, hastalar bilinçsiz veya şokta oldukları için tercihlerini ifade edemeyebilir veya onam veremeyebilirler ve bu durumlarda hastane öncesi bakımda görevli sağlık çalışanı yaşam kurtarıcı biçimde davranılmalıdır.

Tüm acil durum kurtarıcıların mahremiyeti her zaman sürdürmeye çalışması önemlidir, özellikle hastanın mevcut durumu ile ilgili tıbbi durumun hasta yakını veya üçüncü kişilerle paylaşımı, sosyal medyada paylaşımı konularında mahremiyet ilkesine aykırı davranılmamalıdır. •Resüsitasyonun sonlandırılması kararının alınırken profosyonel standartlara uygun davranmak gerekir, İleri Yaşam Desteği Resüsitasyon Sonlandırma kuralı gibi mevcut bilimsel kanıtlara dayalı hareket etmek önemlidir.

Olay yerine ulaşım veya hastanın hastaneye ulaştırılması süreçlerinde güvenliğin ön planda tutulması bir diğer önemli noktadır. Bu süreçte vakanın “acil” olarak kabul edilmesi durumunda hastaneye transportta birtakım görsel ve işitsel uyarı cihazlarının kullanımı söz konsudur. Yanıp sönen (flaşlı) ve dönen tepe lambaları, arka lambalar gibi görsel cihazların kullanımı siren gibi işitsel uyarı cihazlara göre daha etkili bulunmuştur. Uyarı işaretlerinin kullanımı sadece ambulanstaki hastanın tıbbi durumu hayatı tehdit ettiği durumularla sınırlandırılmalıdır ve kullanımının geçiş için izin mahiyetinde olduğu unutulmamalıdır.

Hastane öncesi bakım çalışanları sıklıkla diğer acil servis üyeleri (acil müdahale ekipleri/organizasyonları) ile çalışma sürecine dâhil olacaktır. Bu anlamda diğer hizmet organizasyonlarının yapıları ve rolleri hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Üyelerle iyi çalışma ilişkileri kurmak acil servislere güven oluşturacak ve zorlu durumların yönetimi daha kolay hale gelecektir.

Ülkemizde 2021’in Haziran ayı itibarıyla Polis imdat, Jandarma İmdat, Yangın ihbar gibi acil yardım telefonları devre dışı bırakılarak “112 Acil Çağrı Merkezi” çatısında birleştirilmiştir ve emniyet, sağlık ve yangın gibi acil yardım hizmetleri tek merkezden koordine edilmektedir.