Toksikolojik Durumlarda Acil Bakım
Zehirlenme, kimyasal, organik ya da fiziksel bir toksinin ya da toksik dozda alınan toksin olmayan bir maddenin organizmada meydana getirdiği zararlı, istenmeyen etki durumunu tanımlayan genel bir terimdir. Tarihin ilk çağlarından beri insan yaşamını ve insanlık tarihini derinden etkilemiş olan zehirlenmeler, sağlık boyutunun yanı sıra toplumu derinden etkileyen sosyokültürel boyutuyla da dikkat çekmektedir. Günümüzde, zehirlenme olguları insan soyunun değişen hayat tarzı ve sosyal tutumları sebebiyle her geçen gün artmaktadır. Dünyada sağlık çalışanlarının en önemli uğraşılarından biri zehirlenmiş hasta bakımı haline gelmiştir. Zehirlenmelerin büyük çoğunluğu yalnızca destek tedaviye ihtiyaç duyarlar. Akut zehirlenmeler de tedavinin asıl ve ilk hedefi yaşamsal bulgularla ilgili tehditleri ortadan kaldırmak, hastaya sıkıntı veren semptomları rahatlatmak olmalıdır. Hastadan mümkün olan en fazla miktarda toksini uzaklaştırmak, ancak bu hedeflere hizmet ettiği takdirde faydalıdır.Zehirlenmiş hastanın bakımı ilk bakı ile başlar. Eğer hasta kritik durumda ise diğer tüm kritik durumdaki acil servis hastaları gibi havayolu, solunum ve dolaşımı stabil hale getirmek ve hastayı yaşamsal fonksiyonları açısından güvenlik çemberine almak ilk hedef olmalıdır. Bunun için akut zehirlenme olguları, hastaların tam monitörizasyon ve yakın takibine imkân sağlayan monitörlü gözlem ya da resüsitasyon odalarında değerlendirilmeli ve tedavisi başlatılmalıdır. Mevcut ya da muhtemel ilaç ve sıvı ihtiyaçları için geniş damar yolları temin edilmiş olmalıdır. Acil servise şuur geriliği ile getirilen ve zehirlendiğinden kuşkulanılan bütün hastalara hem ayırıcı tanı sağlamak hem de tedaviye katkıda bulunmak için dekstroztiamin-naloksan uygulaması başlatılmalıdır. Şuuru geri ya da nöbetleri olan hastaların yatak başı kan şekeri ölçülebiliyorsa sonuca göre gerekliyse, ölçülemiyor ise direkt dekstroz verilmesi uygulamaları da başlangıç stabilizasyonunun bir parçasıdır.Acil servise başvuran, zehirlenme olduğu bilinen ya da şüphelenilen hastalarda, bizzat hastanın kendisinden, yakınlarından ya da eşlik eden kişilerden mümkün olan en ayrıntılı öykü alınmalıdır.Toksikolojik fizik bakıda yaşamsal bulguların tam değerlendirilmesi, kaydedilmesi ve yakın takibi önemli yer tutar. Ayrıca yaşamsal bulgular etkenin tespiti açısından da önemli ipuçları içerebilirler.Dikkatli bir sistemik muayene, zehirlenmenin yol açtığı sorunlar hakkında ipuçları sağladığı gibi eşlik eden hastalıklar ya da travmatik durumları da tespit etmemize yardımcı olur.Hastanın yatırılması ya da taburculuğu ile ilgili kararları ilacın olası etkileri ve hastanın klinik durumu belirler. Hastanın bilincindeki bozukluk, yaşamsal bulgulardaki istikrarsızlık, laboratuvar bulgularında anormallik, gecikmiş ya da uzun etkili ilaç aşırı dozları yatarak izlenmelidir. Yoğun bakım yatışı gerektiren hastalar belirlenmelidir. Hastaların hastanede mükerrer öz kıyım girişimi ihtimali akılda bulundurulmalıdır. Öz kıyım düşüncesi devam eden olguların ilaca bağlı izlemi bittikten sonra kapalı psikiyatrik serviste izlenmesi gerekebilir. Gerekli sosyal desteği olmayan hastaların taburcu edilmesi risklidir.