Pediatrik Hastalarda Acil Bakım
Acil servislere getirilen çocukların gereksinimleri farklıdır ve özel dikkat gerektirir. Çocuklar küçük erişkinler değildir, erişkinlerden farklı özelliklere sahiptiler. Bu nedenle çocuk acil servislerinde çalışan acil durum ve afet yönetimi teknikerleri, çocuk hastalara yönelik farklı bilgi ve becerilerle donanmak durumundadırlar.
Acil servislerde çocuk hastalara hizmet veren acil durum ve afet yönetimi teknikerleri, büyüme ve gelişme, pediatrik triyaj, pediatrik tanılama ve girişimler, pediatrik travma ve hastalıklar ile önleme stratejileri konularında bilgi ve becerilere sahip olmalıdır. Çocuğa sakin ve profesyonel bir tavırla yaklaşmalı ve kişisel duygular gizlenmelidir.
Bu ünitede, çocuk acil ünitelerinde sıklıkla karşılaşılan solunum sistemi acilleri, ateşli çocuklar, febril konvülsiyon, zehirlenmeler ve travma durumundaki çocuğa yaklaşım konuları incelenmiştir.
Çocuklarda Solunum Sistemi Acil Durumlarına Yaklaşım
Solunum sıkıntısının sebebi ne olursa olsun ilk değerlendirme hava yolunun güvence altına alınması, dolaşım değerlendirilmesi ve gereğinde ileri hava yolu uygulamalarını kullanmaktır.
Üst Solunum Yollarına Ait Acil Durumlar
Krup (Laringotrakeobronşit)
Krup sendromu, genel olarak larenks, trakea ve bronşları etkileyen enfeksiyonların neden olduğu klinik tablo için kullanılmaktadır. Bu çocuklarda ateş sık görülür ancak genellikle 39°C altındadır, 12-48 saat içinde solunum yolu obstrüksiyonuna ait belirtiler ortaya çıkar.
Krubun tedavisi, nebulize epinefrin, sistemik ya da nebülize kortikosteroidler, yeterli sıvı alımı, dinlenme ve rahatlatıcı yöntemleri içerir.
Destekleyici, nebulize epinefrin, kortikosteroid tedavisine yanıt vermeyen hastalarda endotrakeal entübasyon ve ventilasyon gerekli olabilir.
Epiglotit (Supraglottit)
Supraglottik bölge ve epiglotun hızlı seyreden bakteriyel inflamasyonudur. Ciddi solunum yolu tıkanıklığı yapan hızla ve yeterli tedavi edilmediği zaman saatler içinde hastanın kaybına neden olabilen acil bir durumdur. Disfaji, dispne, disfoni ve “drooling” (ağızdan salya akması) dört D-belirtisi olarak tanımlanır.
Klinik olarak ciddi hava yolu tıkanıklığı bulgusu olan ve epiglotit düşünülen çocukların tümüne oksijen verme dışında hiçbir girişim yapılmamalıdır. Bu olgular yoğun bakıma ya da entübasyon/trakeostomi yapılabilecek bir yere alınıp entübe edilmeli ya da trakeostomi açılmalıdır.
Yabancı Cisim Aspirasyonu
Yabancı cisim aspirasyonları herhangi bir yaşta görülebilirse de 1-3 yaş çocuklarında daha yaygındır. Öksürük atakları ve yardımcı solunum kaslarının kullanılması, burun kanadı solunumu, stridor, hışıltı, siyanoz, huzursuzluk ve panik gibi artan solunum sıkıntısı bulguları olabilir.
Yabancı cisimlerin çıkarılması olabildiğince çabuk yapılmalıdır. Tam hava yolu obstrüksiyonu acil olarak tedavi edilmelidir; amaç hastanın hava yolunu açmak ve respiratuvar akımı sağlamaktır. Yabancı cisim şüphesi olan bilinci kapalı süt çocuğuna eksternal göğüs kompresyonu uygulanır.
Büyük çocuklarda yabancı cismin çıkarılması için Heimlich Manevrası uygulanır. Eksternal göğüs kompresyonu ya da Heimlich Manevrası ile yabancı cisim çıkarılamadığı taktirde laringoskopi ya da bronkoskopi yapılır.
Alt Solunum Yollarına Ait Acil Durumlar
Astım (Bronşiyal Astım)
Çocuklarda astım, genellikle bronş hiperaktivitesi ve farklı derecelerde hava yolu obstrüksiyonu ile birlikte tekrarlayan öksürük ve wheezing ataklarına neden olan hava yollarında eozinofil ve mast hücresinin ön planda olduğu kronik, enflamatuar bir hastalıktır.
Astımın klasik belirtileri dispne, hışıltı ve öksürüktür. Bu semptomların nedeni hava yolu obstrüksiyonudur. Astımlı çocukta nefes darlığı, paroksismal öksürük (kuru ya da balgamlı), göğüs ağrısı, uzamış ekspirasyon, inspiratuar ve ekspiratuar hışıltı, tırnak yatağında ve ağız çevresinde siyanoz vardır.
Astımın tedavi basamakları; allerjenlerden kaçınma, ilaç tedavisi, allerjenlere karşı hastanın toleransını artırmak ve profilaksi ilkelerine uymaktır. Tedaviye karşın solunum yetmezliği devam eden çocuklarda bu tablo akut astım atağı olarak (status astmatikus) adlandırılır.
Ateşli Çocuğa Yaklaşım
Ateş; vücut ısısının normal sınırların üzerine çıkması olarak tanımlanır. Vücudun savunma mekanizması olarak ortaya çıkan ateş, çeşitli enfeksiyon ve enfeksiyon dışı etkenlerin etkileşimi sonucu gelişir. Vücut ısısı, ölçümün yapıldığı zamana ve ölçüm yapılan vücut bölgesine göre değişir.
Vücuttan ısı kaybına izin vermek için ateşli çocuğa ince bir giysi giydirilmeli, oda sıcaklığı 21-22°C civarında tutulmalıdır. Susuzluk (dehidratasyon) da ateşi artıracağı için çocuklara alabildikleri kadar su, meyve suyu gibi sıvılar verilmelidir. Hastanın tedavi istemine göre ılık su ile silme ve banyo işlemi ya da antipiretik ilaç uygulaması yapılır.
Febril Konvülsiyonu Olan Çocuğa Yaklaşım
Febril konvülsiyon, bir aydan büyük çocuklarda görülen SSS enfeksiyonu ya da akut elektrolit bozukluğu, zehirlenme gibi tanımlanmış bir neden ve öncesinde afebril konvülsiyon öyküsü olmadan ateşle birlikte ortaya çıkan nöbetlerdir. Tanı ayrıntılı öykü ve fizik muayene ile konur.
Febril konvülsiyon tedavisinde temel prensipler, akut konvülsiyonu durdurmak, tekrarlamasını önlemek, epilepsi riskini azaltmak ve aileyi bilgilendirip ateş korkusunu azaltmak olmalıdır.
Çocuklarda Zehirlenmelere Yaklaşım
Zehir, ağız yoluyla, absorbe etme, inhalasyon veya enjeksiyon yoluyla vücuda alındığında organizmaya zarar veren, toksik belirtilere yol açan bazen de yaşamı tehdit eden maddedir.Tedavi yaklaşımları zehrin tipine, alındığı andan itibaren geçen süreye ve duyarlılığına bağlı olarak değişir. Toksik madde yönetiminde çocuğun yaşam belirtilerinin normal olması ilk hedeftir ve ABC (hava yolu, solunum, dolaşım) yaklaşımı doğrultusunda girişim yapılmalıdır.
Travmalı Çocuğa Yaklaşım
Çocuklarda travmaya bağlı yaralanmalar; künt travmalar, penetran yaralanmalar, ezilme yaralanmaları, patlamaya bağlı yaralanmalar ve ısı yaralanmaları olarak sınıflandırılır.
Travmalı çocuğun birincil değerlendirmede amaç; hayatı tehdit eden durumların önlenmesi ve gerekli girişimlerin acilen yapılmasıdır.
Birincil yaklaşımın tamamlanmasından sonra acil hayati tehlike yaratmamış fakat izlemde hayatı tehlikeye sokabilecek yaralanmaların saptanması ve sistematik fizik muayenenin değerlendirilmesi ile sürecek olan ikincil değerlendirme dönemi başlar.