Geriatrik Hastalarda Acil Bakım

Yaşlanma; hücre, doku, organ ve sistemlerde zamanla ortaya çıkan ve geriye dönüşü olmayan yapısal ve işlevsel değişikliklerin tümü olarak tanımlanmaktadır. Biyolojik ve kronolojik bir olgu olan yaşlanma, döllenmeyle başlayan ve yaşam boyu devam eden bir süreçtir.

Geriatrik hasta olarak 65 yaş üzerindeki kişiler kabul edilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde 65 yaş ve üzeri olarak tanılanan yaşlı popülasyonun yüzdesi her yıl büyük ölçüde artmaktadır. Özelikle gelişmiş ülkelerde yaşlı insanların toplam popülasyon içindeki payları önemli bir ölçüde artmaktadır. Türkiye de 1985 yılındaki nüfus sayımına göre 65 ve üzeri insanların oranı %4.2’dir. 2030 yılında Amerika'da yaşayan her beş insandan biri 65 yaş ve üzeri gruptan olacağı bildirilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı yaşam beklentisini baz alarak Türkiye için ön gördüğü geriatri yaş ortalaması erkekler için 71 yaş, kadınlar için ise 75 yaştır.

Yaşla birlikte bireyde birçok fizyolojik değişiklik meydana gelir. Fizyolojik değişiklikler ve hastalıklar kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bu farklılıkları genetik faktörler, geçirilmiş hastalıklar, diyet ve fiziksel aktivite miktarı vb. faktörler belirler.

Geriatrik hastalar değerlendirilirken bazı temel noktalara dikkat edilmelidir. Hastaların geliş şekli genellikle karmaşıktır. Bu nedenle geriatrik hastaların fizyolojik ve anatomik değişiklikleri göz önünde bulundurulması gerekir. Tipik hastalıklar yaşlı hastalarda genellikle atipik başlangıç gösterir. Geriatrik hastalarda birden fazla olan kronik hastalığın karıştırıcı etkileri göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca geriatrik hastalarda birden fazla ilaç kullanımı çok yaygındır. Hastanın kullandığı ilaçlar mutlaka sorgulanmalıdır. Yaşlı bireylerde bilişsel fonksiyonlar azalmış olabileceği için doğru ve tam bir hikâye almak oldukça zor olabilir. Bu nedenle hastanın varsa ailesi ile mutlaka görüşülmelidir. Hastaya kendimizi tanıtmalı ve hastada güven oluşturabilecek bir iletişim kurulmalı. Yaşlı hastalar genellikle işitme güçlükleri çektikleri için anlaşmak zor olabilir. Hastayla görüşürken görüntü alanının dışına çıkılmamalı, hastayla yüzyüze ve tane tane konuşulmalı, göz seviyesinde iletişim kurulmalı, gerekiyorsa hastanın işitme cihazı, gözlüğü veya takma dişlerini takması için yardımcı olunmalı. Belirgin şikâyet ve belirtilerin sorgulanmasına özen gösterilmeli. Bazen esas şikâyetler önemsiz gibi gelebilir. Bu konuda dikkatli olunmalı. Hasta bilgi vermeye gönüllü olmayabilir. İletişim sorunlarının üstesinden gelmek için hastayla direkt ve mümkünse yalnız konuşulmalı. Arka planda gürültü varsa azaltılmalı, ifadeler açık şekilde telaffuz edilmeli. Geçirdiği ameliyatlar ve sürekli kullandığı ilaçlar mutlaka sorgulanmalı. Hikâye alırken hastanın kişisel hijyeninin yeterli olup olmadığına, yaşlı hastanın kendine bakma yeteneği vb. durumlar da gözlemlenmelidir. Bunların yanı sıra yaşlı bireylerin mutlaka sahip olduğu kronik hastalıklar sorgulanmalıdır. Çünkü yaşlanma ile birlikte kronik hastalıkların sayısı artar ve altta yatan hastalık sayısının artması yaşlılarda durumun değerlendirilmesini zorlaştırır.

Acil geriatrilerde en fazla görülen problemler; travmalar, mental ve davranışsal değişiklikler, dekübüt ülserleri, geriatrik suistimaller, geriatrik ihmaller gibi problemlerdir.

Yaşlanma; hücre, doku, organ ve sistemlerde zamanla ortaya çıkan ve geriye dönüşü olmayan yapısal ve işlevsel değişikliklerin tümü olarak tanımlanmaktadır. Biyolojik ve kronolojik bir olgu olan yaşlanma, döllenmeyle başlayan ve yaşam boyu devam eden bir süreçtir.