Kayıp ve Yas Psikolojisi ve Kültürel Özellikleri

Yasa müdahale, de öncelikle bireyin demografik özelliklerini ortaya çıkarmak gerekir. Çünkü daha öncede belirtildiği gibi yas sürecini, herkes aynı şekilde tecrübe etmez. Özellikle çocuklar ve ergenler, henüz başa çıkma becerilerini tam olarak deneyim yoluyla öğrenemedikleri için bu süreç daha da ağır olabilmektedir. Daha sonra, yas sürecinde ortaya çıkan işlevsel olmayan duyguları, düşünceleri ve tepkileri incelemek gerekir.

Ölüm ve kayıplar yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Bununla berabar kayıplar bireyleri farklı şekillerde etkileyebilir. Sevilen birinin ölümünden sonra kayıp yaşayan bireyler tarafından gösterilen fiziksel, duygusal, bilişsel ve davranışsal tepkiler, yas tepkileri olarak adlandırılabilir.

Yas sevilen birinin ölümü karşısında bireyin yoğun duygular hisetmesi ve fiziksel tepkilerde bulunmasıdır.

Yasın evreleri: İnkâr, kabul ve uyumdur. Çocuklarda birtakım normal yas tepkileri gözlenir . Bunlardan Duygusal Tepkiler: Şok, hissizlik, kendini suçlama, suçluluk , korku, umutsuzluk, öfke, içe çekilme, yüksek kaygı, çaresizlik vb. Fiziksel Davranışsal Tepkiler: Uyku sorunları iştahta değişim, kabuslar, regresif davranışlar, fiziksel olarak zarar verme, yüksek enerji/hiperaktivite, saldırgan tepkiler, bağırarak konuşma, hâlsizlik, başarının düşmesi vb. Bilişsel Tepkiler: İnkâr, dikkat toplamada zorlanma, dikkat süresinin kısalması, öğrenme güçlükleri, unutkanlık, zihnin ölen kişi ile meşgul olması gibi.

Kayıp yaşayan çocuklara yardım etme sürecinde şu konularda yardım edilebilir:

  • Duygu ve düşünceleri paylaşmak yas sürecinin en önemli parçasıdır.
  • Yas tutmak zor bir yaşam görevidir.
  • Çocuk ölüm hakkında soru sormak ve konuşmak ister.
  • Ölüm hakkında çocuğa yalan söylemek işe yaramaz.
  • Yaş grubu aynı olsa bile her çocuk yas sürecinde aynı tepkileri göstermez.
  • Yas süreci zaman alır.

Yasa Müdahalede Süreç Yaklaşımı: Kaybı kabullenmek, ağırlığa tepki vermek, ölen kişiyi ve onunla olan ilişkiyi hatırlamak, ölen kişiyle olan bağdan ve varsayımlardan vaz geçmek, Ölen kişiyi unutmadan yeni dünyaya uyum sağlamak. Yeni yatırımlar yapmak.

Yasa müdahale de öncelikle bireyin demografik özelliklerini ortaya çıkarmak gerekir. Çünkü daha öncede belirtildiği gibi yas sürecini, herkes aynı şekilde tecrübe etmez.Özellikle çocuklar ve ergenler, henüz başa çıkma becerilerini tam olarak deneyim yoluyla öğrenemedikleri için bu süreç dahada ağır olabilmektedir. Daha sonra yas sürecinde ortaya çıkan işlevsel olmayan duyguları, düşünceleri ve tepkileri incelemek gerekir.

Çocuğa üzülmemesini ve ağlamamasını söylemek normal yas sürecini erteler ve daha karmaşık bir hâl almasını sağlar. Kayıp yaşayan bir çocuğa "ağlama"demek ya da üzülmesinin önüne geçmek için onu sürekli meşgul etmek doğru değildir.

Yas sürecine müdahalede, birçok önemli nokta bulunmaktadır. İlk olarak bireylerin, yas sürecinde ortaya çıkan olumsuz duygularını ve düşüncelerini düzenlemeleri gerekmektedir. Bir başka ifade ile bireyin kendisini düzenlemesi önemli amaçlardandır. İkinci olarak, bireyin çevresini düzenlemek gerekir.

Kişiden üzüntü ve kederini kısa zamanda geride bırakarak tüm sosyal yaşam alanlarına kısa sürede uyum sağlaması beklenir. Ne kadar süre yas yaşanacağının yanı sıra, günümüz Amerika toplumunda insanların nasıl yas yaşanacağının bazı sosyal normlar tarafından şekillendirildiğini açıklayan görüşler vardır.

Amerika’da genel olarak yasla ilgili gözlemlenenin, belli bir noktaya kadar üzüntü ve kederin ifade edilmesine anlayış gösterildiği fakat kısa bir süreden sonra yas tutanın iş ve yaşam meşguliyetine geri dönmesi gerektiği şeklindedir.

Yas sürecine yönelik dini inanışların ve tutumların, farklı toplumlarda farklı uygulamaları yas yaşantısına katkısının yanında, genel anlamda toplumlarda var olan, yazılı olmayan ancak toplum bireyleri tarafından bilinen bazı özellikler farklı yas tutmada önemli rol oynar.

Arizona’daki Hopi Kabilesi’nde, ölen kişi olabildiğince kısa zamanda unutulur ve hayat normal akışında devam eder. Hopilerde cenaze törenleri, ölüler ile ruhları arasındaki bağın kopması ile sona erer.