Afet Sonrası Görülebilecek Özel Durum ve Yaklaşımlar
Toplumu fiziksel, ekonomik, sosyal ve psikolojik yönlerden etkileyen afet ve travmatik yaşam olaylarının sayısı her geçen gün artmaktadır. Yaşanan bu olumsuz olaylar afet ve travmatik olayı yaşayan bireylerde sağlık problemlerinin oluşmasına, ülke çapında büyük ekonomik kayıpların yaşanmasına, toplumsal olarak çatışma ve kaosun ortaya çıkmasına psikolojik olarak da korku, kaygı, suçluluk gibi duyguların yaşanmasına sebep olur.
Bireysel farklılıklardan dolayı travmatik olayı yaşayan herkes farklı tepkilerde bulunur. Afet ve travmatik yaşam olayının bireyin psikolojik durumu üzerinde bıraktığı etki üç aşamada ortaya çıkar. Akut dönemde birey yaşadıklarına inanamaz. Tepki döneminde gerginlik, korku, huzursuzluk ve suçluluk duyguları yaşanır. İyileşme aşamasında günlük hayata geri dönmeye, gelecekle ilgili planlar yapmaya başlar.
Afet ve travmatik yaşam olaylarından sonra verilen tepkiler normal olmayan durumlarda ortaya çıkan normal tepkilerdir.Travma sonrası herkesin yaşaması muhtemel olan durumların yanında bazı bireylerin yaşayabilceği özel durumlar vardır. Bu özel durumlar şunlardır: Ayrılma/ Bölünme (Dissosiyasyon), olayı istemeden yeniden yaşama, geçmişe dönüş (flashback), afet durumunu hatırlatan uyaranlardan kaçınma, tedirginlik ve aşırı uyarılma, depresyon, kronik ağrı, alkol ve madde kullanımı, intihar düşüncesi, inançları sorgulama , kendini yaralama ve zarar verme, intikam hissi.
Olayın şiddetine, türüne, önceden hazırlıklı olunup olunmadığına, olayın ortaya çıkış biçimine, yakın geçmişte bir kayıp yaşanıp yaşanmadığına, çevreden algılanan sosyal desteğin niteliğine, sorunlarla başedebilme becerisine, sosyoekonomik duruma, eğitime göre verilen tepkiler farklılık gösterir.
Afet ve travmatik yaşam olayları sonrasında ortaya çıkan özel durumlar afet ve travmatik olayı doğrudan ya da dolaylı olarak yaşayan her bireyde görülecek durumlar değildir. Nasıl ki travmatik olaylara verilen tepkiler bireyden bireye farklılık gösteriyorsa bu olaylara yaklaşım da bireylerin ihtiyaçlarına göre farklıklar gösterir .
Her bireyin yaşamında ağır izler bırakan, korku, kaygı, çaresizlik gibi duyguları hissettiren, duygularını, düşüncelerini ve psikolojik yapılarını alt üst eden travmatik olaylar farklı şekillerde yaşanır. Bu travmaların yaşandığı dönemlerde birey hem fiziksel hem de psikolojik yaralar alır ve “artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını” düşünür. Fiziksel yaralar görülebilir ve doktorlar tarafından tedavi edilir ancak psikolojik yaralar gözle görülmez ve bu nedenle de genellikle tedavi edilmez. Zamanında tedavi edilmeyen travmalar sonraki süreçte bireyi daha ciddi bir şekilde rahatsız etmeye başlar.
Afet ve travmatik yaşam olayları sonrasında ortaya çıkan özel durumların tedavisinde özellikle bilişsel -davranışcı terapi, "Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme" olarak tanımlanan EMDR ve dışavurumsal sanat terapisi sıklıkla kullanılabilir. Ayrıca travmatik olayın olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmak ve sağlıklı iletişim kurabilmek için özellikle çocuklara duygusal destek sağlamak, oyun oynamak, resim çizmek, şarkılar söylemek, dans etmek ya da duygularını yazıya dökmelerini istemek gibi farklı teknikler de etkili olabilmektedir.
Aile içinde oluşan birlik, sefkat, güven veren ortam, açık ve etkili iletişim, sevgi, bağlılık travma sonrası ortaya çıkan olumsuzlukları azaltabilecektir. Bütün bu destekleyici çalışmalara rağmen sorun çözülememişse mutlaka bir uzmandan, bir psikolojik danışmandan, psikolog ya da psikiyatrdan destek alınmalıdır.